Buz terapisi hakkında merak edilenler

Ciltteki sorunlu deriyi kurutarak yok etmeye yarayan 'buz terapisi' hakkında merak edilenleri Suna Dinç anlattı. Hangi durumda buz tedavisi yapılır, nelere dikkat etmeli.

HABER7.COM - Radyo 7’nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla gün ortası programının dünkü konuğu medikal Estetik uzmanı Suna Dinç oldu. Programda Buz Terapisi hakkında bilgiler verdi.

 

EDA: Buz terapisi nedir?

SUNA DİNÇ: Buz terapisi; ciltteki üst deriyi tamamen kurutarak yok etmeye deniyor. Cildin üzerinde yapılan işlemde herhangi bir acı, yara olmadan lekeli olan bölgeyi kurutarak yok ediyor. Sistemimiz bu.


EDA: Peki bu işlem nasıl uygulanıyor? Bir buz banyosu gibi mi?

SUNA DİNÇ: Hayır değil. Makinenin yaptığı özel bir buz. Havadan aldığı oksijeni buz kristallerine çeviriyor. Buz kristalleri cilt altındaki kolejenlere inerek cildin altını iyileştirerek üstteki deriyi kurutup döküyor. Deformasyon olmuş olan üst bölgede ki izleri tamamen yok ediyor.


EDA: Yani insanlar bunu kendi kendine uygulayamıyor. Uzman denetiminde olması gerekiyor değil mi?

SUNA DİNÇ: Tabi ki buz tedavisi ciddi bir tedavi şekli. Bu işlem eğitimli olan uzmanlar estetisyenler ve dermatologlar tarafından yapılması gereken bir tedavi şekli. Bu tedaviyi Türkiye’de yirmi yıldan beri yapıyorum. Fakat en yine buzlu terapiyle ilgili olan son gelen makinemizle gerçekten % 100 çözüm alacağımız lekeli izleri tedavi ediyoruz.


EDA: Bu işlem Türkiye’nin dışında başka hangi ülkelerde var?

SUNA DİNÇ: Yaklaşık bütün Avrupa ülkelerinde var.


EDA: En son bize mi geldi?
SUNA DİNÇ: Aslında ilk gelenlerden birisi biziz. Çünkü yurtdışında dermatoloji bölümündeyken o dönemlerde tester olarak yapılıyordu ve daha satışı, tedavileri başlanmamıştı. Biz üniversitedeyken lekeli olan bölgelerimizde testler yapmıştık. Ve yirmi yıl öncesinde sonuçlarını gördükten sonra Türkiye’ ye dönerken hem tedaviyi hem de Türkiye’nin temsilciliğini alarak geldik. Aynı zamanda makinenin satışlarını da yapıyoruz ve eğitimlerini de veriyoruz.


EDA: Uygulama alanları nelerdir? Hangi bölgelerde uyguluyorsunuz, hangi tedavileri içeriyor?

SUNA DİNÇ: Vücudumuzun her noktasında, her bölgesinde uygulama yapabiliyoruz. Acı ve yara olmadığı gibi hiçbir riski de yok. Tedavi sonrası banyo dahi rahatlıkla yapılabiliyor. Tedaviye başlamadan önce herhangi bir lokal anestezi bile yapılmadan, krem ya da uyuşturucu gibi herhangi bir madde verilmeden cilt üstünü kurutarak yaklaşık birkaç saniye içinde işlemi bitiriyoruz. Bunun tabi bekleme süreci var. Örneğin; lekeli izler yüzümüzdeyse bir hafta sonra kabuklanıp dökülüyor. Bu kabuk bir yara kabuğu gibi olmuyor. Bir sulu yara gibi olmuyor. Kesinlikle zararı olmadan banyomuzu yapabiliyoruz. Tedavilerin olduğu bölgeye makyaj da yapabiliyoruz.


EDA: Yani o zaman şöyle hafif bir kızarıklı veya morlukla mı atlatıyoruz.

SUNA DİNÇ: Çok hafif bir renk değimi yapıyor. Ama sonradan kendiliğinden kuruyarak dökülüyor. Bu leke ve izler vücudumuzda ise 15 gün içinde dökülüyor. Bize hastalarımız geldiği zaman mutlaka test amaçlı bir tedavi yapıyoruz. Örneğin hastamızın yanık tedavisi var. Ve cildinde çok ciddi bir yanık var. Önce yanık olan bölgeye test amaçlı tedavi yapıyoruz. Değişimleri gözlemliyoruz, cildin hassasiyetini görüyoruz. Ondan sonra tedavilerimizin derecelerini ayarlayarak tedavimiz devam ediyor. Burada sonuçları gösterdiğimiz için hasta da çok memnun oluyor, bizde çok memnun oluyoruz.


EDA: O zaman bu tedavi her yaş grubuna hitap ediyor mu?

SUNA DİNÇ: yaş sınırımız yok. Şunu da söylemek istiyorum ki yaş sınırı olmadığı gibi kişinin başka hastalıkları varsa bile bunlara yasak gelmiyor. Kalp rahatsızlığı olabilir, şeker rahatsızlığı olabilir, hamile olabilir…


EDA: Genelde hamilelerde bu tür şeyler risk olarak görünebilir. 

SUNA DİNÇ: Kesinlikle bir zararı yok. Buna biz gerçekten buzun mucizesi diyoruz.


EDA: En çok talep kimlerden geliyor? Bayanlardan mı erkeklerden mi?

SUNA DİNÇ: Önceki yıllarda bayanların talebi % 80 e yakındı. Beylerde de çok az olarak arada ameliyat ya da jilet izleri için geliniyordu. Fakat şimdi % 50 - % 50 oldu beyler ve bayanlar. Zaten yerimiz klinik yeri gibi olduğu için çocuklarda, bebeklerde rahatlıkla tedavimize gelebiliyorlar.


EDA: Bebeklerde ne gibi sorunlar oluyor?

SUNA DİNÇ: Bebeklerde doğum lekesi oluyor. Doğum lekelerinde tedaviye de 3 yaşından sonra başlıyoruz. Cildin biraz oturması ve hassasiyetinin biraz geçmesi gerekiyor. Bazı bebeklerde vitiligo başlangıcı olabiliyor. Yine bebek üzerinde test yapılıyor sonuçlar alınıyor ve ondan sonra garantili bir şekilde işlem yapılıyor.


EDA: Yani hastalar telefonda arayıpta sizden bilgi istemeyecekler. Direk muayenehanenize gelecekler öyle mi?

SUNA DİNÇ: Kesinlikle randevu alıp gelmeleri gerekiyor ki bizde onlarla birebir ilgilenelim. Sonuçları ve fiyatları verelim. Çünkü telefonda görmeden fiyat vermekte çok yanlış oluyor. Kime ne kadar, nasıl işlem yapacağını bizde bilemediğimiz için sorun oluyor. Seans ücretlerimiz yok. Ortalama bir fiyat veriliyor. Estetikten çok ucuz fiyatlara yapıyoruz. Sonuçlarımız da mükemmel oluyor.


EDA: Siz aynı zamanda dermatologsunuz zaten. Hatsalar bu anlamda da şanslılar diyebiliriz. Uygulama alanlarını da yeniden tekrarlayalım; cilt lekeleri, vücut çatlakları, güneş lekeleri, ameliyat izleri, siğiller, dövme lekesi, jilet izleri…

SUNA DİNÇ: Saç kıran hastalığı… Sakallarda ya da saç bölgelerinde dökülen baylar ya da bayanlarda bir seans sonrasında inanılmaz bir şekilde fırça gibi sert ve sıkı bir saç oluyor. Ama bunu saç dökülmeleriyle karıştırmamak gerekiyor. Burada saç kıran hastalığı varsa, mantarımsı bir hastalık varsa kesin bir şekilde tedavi ediyoruz.


EDA: Yani bu saç dökülmesiyle, saç ekimiyle bağlantılı herhangi bir şey değil. Ameliyat izleri kolay kolay geçecek gibi değildir. Bunu nasıl yok ediyorsunuz?

SUNA DİNÇ: Ciltte ameliyat sonrası yüksek keloid skarlar oluşur. Bunları da tamamen yok ediyoruz. Keloidler sadece ameliyat sonrası değil sivilceden de oluşabiliyor. Onun için yüksek skarlar vücudun belli bölgelerinde yayılmış olabiliyor.


EDA: Skar dediğimiz yara izi oluyor değil mi?

SUNA DİNÇ: Evet yara izleri, ameliyat sonrası oluşan izler, sivilce sonrası oluşan skarlar… ve biz bunları yaklaşık 3 ile 7 seans arasında tamamiyle yok ediyoruz. Bu leke ve izler vücudumuzda ise seansları 15 günde bir tekrarlıyoruz. Yüzümüzde ise haftada bir sefer tekrarlıyoruz.


EDA: Hatta tek seansla tedavilerinizde var değil mi?

SUNA DİNÇ: Güneş lekeleri, çiller tek seansla gidiyor. Kırışıklıklar 3 seansta gidiyor. Örneğin: yaşlılıktan oluşan yüzde çökmeler oluyor. göz kenarı, kazayağı dediğimiz, bıyıkların üzerinde olan bıyık çizgileri tedavilerinde % 100 cevap alıyoruz.


EDA: Genç kızların en büyük problemlerinden biridir akneler. Onlarda yok ediliyor mu?

SUNA DİNÇ: Akneleri yok ediyoruz. Hatta küçüklükten oluşan çiçek izlerini de yok ediyoruz. Aşı izleri, yara izleri de tamamiyle yok oluyor. Çiçek izleri dendiği zaman onlar sivilceden daha çukurdur ve alanları geniştir. Onları bile % 100 tedavi edebiliyoruz.


EDA: Çukur alanları da yok edebiliyor musunuz?

SUNA DİNÇ: Yapılan buzlu terapi de üstteki dokuyu kurutarak cilt altına buz kristallerinin girmesi sağlanıyor. Buz kristalleri cilt altı kolojenlerini aktif hale getirdiği için oradaki çukurları doldurarak üstteki deriyi atıyor. Bir nevi cildi yeniliyor. Ama cildi kendi kendini yeniliyor. Herhangi bir enjekte yapılmıyor. O bölgeye herhangi bir madde konmuyor. Ya da bu botoks gibi bir sistem değil. Bizde şu vardır: artık buzlu terapiyle cilt yaşı olmayacak. Artık sadece hanımlarda değil beylerde de çok ciddi vücut çatlaklıkları var. Vücut çatlakları genelde kilo alıp vermekten, boyun uzamasından, spor yapmaktan dolayı oluşabiliyor. Aslında artık doğum sonrası oluşan çatlaklara biz çatlak değil yırtık diyoruz. Parmak genişliğinde oluşan çatlak ve yırtıklar vardır. Onlarda % 100 tedavi ediliyor. Çalıştığımız bölgede 15 gün sonra alttan yeni cilt çıktığı zaman inanılmaz görünüyor. Yani orada sonuçları ciddi anlamda görünüyor.


EDA: Yaşlılıktan oluşan pigment lekelerde yok olabiliyor.

SUNA DİNÇ: Onlarda bir-iki seansta hemen yok oluyor. Mesela bayanlar çok şık yüzükler alırlar ama ellerindeki o lekeler olduğu zaman çok üzülüyorlar. Hatta bu konuda Türkiye’nin dışından gelen insanlar var.


EDA: Bu tıbbi bir yöntem mi?

SUNA DİNÇ: Tıpta ki kullanılan yöntemde var. Ona da krioterapi deniyor. Oda buz tedavisi ama onlar azot ve nitrojen gazıyla çalışıyor. Tıpta bu tip leke ve izleri tedavi edemiyorlar. Onlar siğiller ve et benlerinde başarılılar.


EDA: Lazer gibi mi?

SUNA DİNÇ: Lazer gibi değil. Sonuçta yapılan diğer tıbbi işlemlerde siğil ya da et beni gidiyor ama orada mutlaka bir leke kalıyor. Bu uzman dermatologların ve uzman estetisyenlerin yaptığı bir sistem. Tıpta ki kullanılan sistem gibi değil. Acı ve yara olmadığı gibi banyo yasağı da yok. Hiçbir riski olmayan bir tedavi şeklidir.


EDA: Bu durumda avantajı çok fazla diyebiliriz.

SUNA DİNÇ: Çok fazla avantajı var. Düşünün tedavi oluyorsunuz günlük hayatınıza devam ediyorsunuz. Ya da işten çıkıp öğle saatinde geliyorsunuz tedavinizi olup tekrar gidiyorsunuz. Ayakta ve lüks bir şekilde hem tedavinizi oluyorsunuz hem de iş hayatınızı hiçbir şekilde etkilemiyor.


EDA: Yüzünde bir sürü çille gelip tedavi olduktan sonra yüzünde hiç çil kalmadan oradan ayrılan oluyor mu?

SUNA DİNÇ: Zaten herkes ilk geldiğinde tereddütlü geliyor. Bilgisayarlarımızda ya da kataloglarımız da önceki sonraki resimlerimiz var ama bunlar çok önemli değil. Önemli olan test amaçlı yapılan işlemden sonra kişinin kendinde o sonucu görmesi. Yapıldıktan sonrada bir seansta lekelerin nasıl kaybolduğuna inanamayıp çığlık çığlığa beni arıyorlar.


EDA: Size ulaşacakları web adresini yeniden hatırlatalım.

SUNA DİNÇ: www.sindyestetik.com ya da telefon numaralarımız: 02126607476


EDA: Et benleri risklidir. Bu anlamda testten geçmesi gerekiyor mu?

SUNA DİNÇ: Bir takım testler yapılacak sonuçlar görülecek. Orada ki mikrobik hücre dahi olsa dünyada da artık buz terapisiyle o bölgeyi kurutup kandaki mikrop vücuda, kana dağılmadığı için tamamen yok olup gidiyor. Böyle bir tedavi vücuda dağılmadığı için hiçbir riski de yok.


EDA: Bu kırmızı et benleri içinde aynısı geçerli midir?

SUNA DİNÇ: Kırmızı et benleri ve hemojiyonlar da geçerlidir. Bu anadan doğma dediğimiz lekeler, doğum lekesi dediklerimiz… Bu hemojiyonlar genellik de kırmızı olarak yada mora dönük, koyu kahverengi olarak görünür.


EDA: Çünkü genelde kaşımayın dokunmayın derler. Kansere neden olabileceğini söylerler?

SUNA DİNÇ: Çok geniş bölgeli olanlarda vardır. Bunlarda test yapıldıktan sonra garanti verebiliyoruz. Kaç seansta geçeceğini o zaman tespit edebiliyoruz. Hemojiyonlar da ciltte elimizi bastırdığımızda o bölgede kan dağılması yapıyorsa oradaki başarımız % 100 değil. Ama elimizi bastırdığımızda katı bir şekilde duruyorsa hiçbir şekilde riski olmadan kurutarak onu yok edebiliyoruz. Eğer yüzümüzde ise buz kütlesi kuruttuğu için kendi kendine yavaş yavaş bir hafta içinde dökme yapıyor. Vücudumuzda ise 15 gün içinde pullanarak dökülüyor.


EDA: Bu lekeler tekrar oluşabiliyor mu?

SUNA DİNÇ: Güneş lekeleri, yaşlılıktan oluşan lekeler, çiller tedavi edildikten sonra kişilerin 50 faktöre yakın bir faktörle cildi korumaları gerekiyor. Bu tedaviden sonraki ilk yaz sezonu için çok önemli. Daha sonraki mevsimler de ve daha sonraki yazlarda bu faktör % 12 ye inebiliyor. Bir yıl garanti verebiliyoruz. Örneğin bu mevsimde kişi çillerini tedavi etti. Bir yaz, bir kış geçiriyor ve bize tekrar geliyor. Bizde leke oluşmuş mu oluşmamış mı diye sonuçlara bakıyoruz.


EDA: Yine de kendilerini güneş etkilerinden koruyacaklar değil mi?

SUNA DİNÇ: Bebekler de bile oluyorsa güneş lekeleri herkeste olur. Hele ki yaşlılarda, 40 yaşın üzerindeki kişilerde ciddi bir şekilde güneş lekeleri olabiliyor. Kahverengi lekeler bene dönüşebiliyorlar. Onun için çok sıkı bir şekilde kendilerini korumaları gerekiyor. Ama yine de bir yıl garanti vermemize rağmen bir yıl sonra asla tedavi yapılan yerler de leke, ben, çil oluşmuyor.


EDA: Neden?

SUNA DİNÇ: Yapılan işlem sonrası epidermis dokusu o kadar genç halde geliyor ki. Cildi birde kendisi onarıyor. Herhangi bir antibiyotik kremle onarılmadığı için dış mekâna karşı, havaya karşı dirençli bir şekilde geliyor. Dirençli gelen cilt kolay kolay lekelenmiyor. Örneğin kişinin 30 yıl önce lekesi yoktu. Bu tedaviyle 30 yıl daha garanti verilebilecek bir cilt geliyor.


EDA: 60 yaşa kadar yolu var mı diyorsunuz?

SUNA DİNÇ: Evet yolu var. Diyelim ki kişinin yüzü çok kırışık, cildi sarkık, yumuşak bir cildi var. Ve bu işlem yapılıpta cilt altı kolojenleri aktif hale geldiği zaman taş gibi bir cilde sahip oluyor. bu cildi koruması, uzun süre yaşlandırmaması biraz da şahsın kendi elinde. Koruyucu, besleyici kremlerle destek yaparsa bu cilde çok uzun süre yaşlanmıyor.


EDA: Peki beslenmeye de dikkat etmek gerekiyor mu?

SUNA DİNÇ: Her şeyden önce pozitif enerji gerekiyor. Çok sinirli olmayacağız. İstanbul koşullarında, bu trafikte çok zor ama azda olsa biraz polyannacılık oynayacağız. Çünkü her şeye kızdığımız zaman yediğimiz sağlıklı yiyecekler bile hiçbir işe yaramıyor. Bir miktar iyi niyetli olalım. Gülmeyi öğrenelim. Sabahları kalktığımızda etrafımızda ki insanlara günaydın diyebilelim.o pozitif enerji insanda çok güzel aktif enerji sizde yoğunlaşacak. Zaten vücuda o enerjiyi aldığınız zaman o sizde ki güzellik içinize yansıyor. Buda yediğimiz içtiğimiz her şeye yansıdığı için o cildinize de yansıyor. Kızgın bir insanın yüzü hep bir şekil alır ve mimik çizgileri yüze oturur. Hep kaşlar çatıktır. Aslında bu insanlar kötü niyetli değillerdir ama gülmeyi pek bilmiyorlar ne yazık ki. Gülmek, gözdeki enerji o kadar önemli ki. Onun için tedaviye geldikleri zaman önce sorular sorarız: sigara kullanıyor musunuz, çalıştığınız ortam nasıl bir ortam, nasıl bir aileniz var, ilişkileriniz nasıl? Önce bunlardan başlarız. Ondan sonraki en son işimiz lekeli iz tedavisidir. O sonuçları da aldıktan sonrada artık insanlara ağlamayı ve kızgınlığı yasaklıyoruz. Bundan sonra güleceksiniz ki cildiniz de gülsün diyoruz.


EDA: Bu tedavi anestezi gerektiriyor mu?

SUNA DİNÇ: Zaten bu tedavi lokal anestezi yapılmadan yapılıyor. Çünkü acı hiç yok. Sadece o bölge alkole temizleniyor ve tedaviler başlıyor. Yapılırken çok hafif bir hissiyat oluşuyor. Oda buzun vermiş olduğu soğukluk. Bu sayede bebekler de rahatlıkla yapabiliyoruz. Mesela bazı bebekler çok kötü yanık izleriyle geliyor. Aileleri rahatlıkla tedavilerini yaptırabiliyorlar. Tedavi sonrası da güle oynaya gidebiliyorlar. Oda bizi çok mutlu ediyor.


EDA: Dövme lekesi buz terapisiyle nasıl yok ediliyor?

SUNA DİNÇ: Bu dövmelerle o kadar çok uğraşıyoruz ki. Birde şundan bahsetmek istiyorum; kalıcı makyajlarda var. Kaş yaptırılıyor, göz kenarları, dudak kenarları çizdiriliyor. Bu bölgelerde renk değişimleri ya da simetrik bozukluklar, renk açılımları olabiliyor ve hoş görünmüyor. Aynı zamanda onları da tamamen yok ediyor. Öncelikle test çalışmasıyla oradaki açılımı gösteriyoruz. Ondan sonra tedaviye alıyoruz. Dövmelere geçersek yeni yapılan dövmeler daha kısa sürede geçiyor ancak çok eskiden çivit boyalarıyla yapılan cildin altına inen dövmeler yaklaşık bizim 10 seansımızı bulabiliyor. Eğer hastanın vücudunda ise 15 günde bir gelmesi gerekiyor. Ama kalıcı makyajla geçici dövmeler çok kısa sürede, birkaç seansta geçiyor. Hatta dövmeleri aldırmak için lazerde cildi yaktırmışlardır. O lazer sonrasında kalan izleri, yanık izlerini de yok ediyoruz. Bazıları lazer sonrasında çok kötü şekillerde geliyor. Yanıklar oluşmuş, tiroitler oluşmuş, renk değişimi yapmış şekillerde geliyorlar ve biz onları da yok ediyoruz. Cilt kendi dokusuna ulaşıyor.


EDA: Dövmenin akıtılarak temizlendiğini duymuştum. Ama buz terapisinin daha güzlü olduğunu da öğrenmiş olduk.

SUNA DİNÇ: Ama o akıtılıp, başka asitlerle temizlendiği zaman ciltte lekeler kalıyor. O görünüt çok daha kötü bir hal alıyor. Buzlu terapiyle cilt altı kendini yeniliyor oradaki deformasyon olan doku tamamen soyuluyor ve yeni bir cilt oluşuyor. Tabi bu anında soyulmuyor. Cilt 15 gün içinde kendini yenileyip eski deriyi döküyor.


EDA: Tedavi sonrasında yumuşatıcı gibi herhangi bir krem öneriyor musunuz?
SUNA DİNÇ: Hiçbir şey önermiyoruz. Normal günlük kullandığı vücut kremi olabilir. Yada normal krem olabilir. Bunu kullanabilir de kullanmaz da. Çünkü cilt nemli bir şekilde geldiği için o bölgede sertleşme, kuruluk olmadığı için krem önermiyoruz ama kişi kendisi kullanmak isterse ona herhangi bir yasak gelmiyor.


EDA: Yanık ve doku kaybına neden olan yaralanmalarda ne gibi yardımınız oluyor?

SUNA DİNÇ: Yanıklarda birinci dereceden üçüncü dereceye kadar inen yanıklar var. Doku kayıplarında genelde ameliyatlarla doku nakli yapılır. Yanıklar yüzdeyse bacaktan alınır. Buda hoş bir görüntü olmaz. Renk kaybı olabilir. Bacağımızdaki deri rengi ile yüzümüzdeki deri rendi birbirini tutmuyor. Ama çok kötü ve çaresizse tabi ki böyle ameliyatlar yapılmıştır. Ama şimdi buna hiç gerek kalmadan bu sistemde cilt kendi kendini onardığı için iz tamamen yok oluyor.


EDA: Herkesin sorunu olan gözaltı torbaları da var.

SUNA DİNÇ: Gözaltı torbaları değil de gözaltındaki kırışıklıkları ya da morlukları tedavi ediyoruz. Kahverengi halkaları tedavi edemiyoruz. Çünkü bu biraz cilt yapısı ve genlerle ilgili. Ya da iç hastalıklarla ilgilidir. Onun için bunlara garanti verilemiyor. Birde vitiligo hastalığı var.


EDA: Nedir vitiligo hastalığı?
SUNA DİNÇ: Vitiligo hastalığına halk arasında cilt beyazlığı denir. Yüzümüzde ellerimizde dirseklerimiz de… Yani vücudun belli bölgeleri simetrik olarak beyazlaşır. Vitiligo da pullanma olmaz da beyazlık olur. Hastalıkta değildir aslında ama görüntü bakımından insanlar rahatsız olurlar. Acaba bulaşıcı mıdır diye bilmeyen kişiler tereddütlü davranırlar fakat görüntü olarak hasta psikolojisini çok bozar. Yine bu bölgeye test yapıyoruz. Bir ay bu cildi gözlemliyoruz. Bir ay sonra ciltteki melanin hücrelerinde hareket varsa tedaviye alıyoruz. Eğer yoksa ikinci bir test yapıp yeniden gözlemliyoruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Röportaj Haberleri