Dört yıl önce 2 Nisan günü, ‘Dünya Otizm Farkındalık Günü’ olarak, Nisan ayı ise ‘Dünya Otizm Farkındalık Ayı’ olarak ilan edildi. Nisan ayı boyunca TV ekranlarından gazete sayfalarına, alış-veriş merkezlerinden pazaryerlerine kadar pek çok yerde otizmle ilişkili etkinlikler yapacağız. Amacımız, size otizmi anlatmak… Ve desteğinizle, ülkemizde %10 bile olmayan otizmli çocukların okullaşma oranını %100’e çıkarmak…
Dünyada her 110 çocuktan birinin otizmden etkilendiği öngörülmektedir. Otizm günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluk olma özelliğini gösteriyor.
Türkiye’de 150.000’in üzerinde otizmli çocuğumuz eğitim beklemektedir.
Uzmanlar otizmi “doğuştan gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan karmaşık bir gelişimsel bozukluktur.” ifadeleri ile açıklamaktadırlar.
Otizmin belirtilerine kısaca değinmek gerekirse;
• İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
• Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
• Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
• Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
• Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
• Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
• Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
• Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
• Aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
• Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
• Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,
• Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,
Otizm açısından uzman görüşü almak doğru olacaktır.
Otizmi, otizmli çocuğun ifadeleri ile okumak için sizi web sitemizdeki yazımıza yönlendirmek isterim;
http://tohumotizm.org.tr/Haberler.asp?HaberID=135
Yapılan araştırmalar, beyin ve sinir sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı yönünde bilgiler sağlıyor. Pek çok genin de bir şekilde otizmle bağlantılı olduğu belirlenmiş durumda. Ancak, otizmin genetik sırrı henüz çözülebilmiş değil. Ayrıca, otizmi tedavi eden bir ilaç da henüz yok. Öyleyse, tedavisi olmayan bu sorunla boğuşan binlerce çocuğu nasıl bir gelecek bekliyor? İyi haber şu: Erken yaşta kesintisiz, yoğun özel eğitim alabilen otizmli çocukların yaklaşık yarısına yakını birkaç yıl içinde bu sorundan büyük ölçüde kurtuluyor. Geri kalanlar da az ya da çok ilerliyor. Kötü haber de şu: Böyle bir eğitimin 3-4 yaştan önce başlaması, haftada en az 20 saat olması ve çok özel yöntemlerle yürütülmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalar, böyle bir eğitimin uygulamalı davranış analizine (ABA) dayalı olması gerektiğini de gösteriyor. Böyle bir eğitim oldukça zahmetli ve masraflı. Ancak, birincisi, şu an için başka çare yok! İkincisi ve daha da önemlisi, pek çok çocuk birkaç yıl içinde normal eğitime devam edebilir hale geldiği için, uzun dönemde karımız çok!
Tohum Otizm Vakfı 2003 yılında otizmin ülkemizde bilimsel olarak ele alınmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Ülkemizde model okul kazandırmanın yanı sıra erken tanı ve eğitim olanaklarının iyileştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile pek çok projeye imza atıyor.
Aylin Sezgin
Tohum Otizm Vakfı
Kurucu Başkan Yardımcısı