Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor, her üç saniyede bir kişi intihar girişiminde bulunuyor.
Uzmanlar, Türkiye'de de son 30 yılda intihar edenlerin sayısının yüzde 440 artış gösterdiği uyarısında bulunuyor.
İntiharların yüzde 90'ında bir psikiyatrik tanının olmasına rağmen, bu kişilerin yalnız dörtte birinin ölümleri öncesinde bir sağlık kuruluşuna başvurduğunu belirten uzmanlar, bu söz konusu kişilerin yüzde 75'lere varan oranda intihar edeceklerini ya doğrudan söylemiş ya da ima etmiş olduklarını vurgulayarak, toplumu duyarlı olmaya çağırıyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, ''10 Eylül İntiharı Önleme Günü'' dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, intiharın birden fazla etkene bağlı gelişen, ancak büyük ölçüde ruhsal hastalıklar zemininde ortaya çıkan bir davranış olduğunu söyledi.
Başta depresyon olmak üzere ruhsal hastalıkların, intihar riskinde 10 kat artışa neden olduğuna dikkati çeken Yeşilbursa, ''İlişki sorunları, ekonomik kayıplar, yalnızlık, düş kırıklığı, utanç, aşağılanma, başarısızlık, aile içi çatışmalar gibi zorlayıcı hayat olayları da intihar riski ile ilişkili bulunmuştur; ancak bu risk faktörleri genellikle tek başına intihar sebebi değildir. Bir çok risk faktörü, ruhsal hastalıklarla birlikte olduğunda intihar eğilimi artabilir'' dedi.
Yeşilbursa, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin intihar sonucu hayatını kaybettiğini ve geride ailesinden bir üyenin ya da arkadaşının yasını tutan 5 ila 6 milyon kişi bıraktığını belirtti. Yeşilburba, ''Sonlandırılmış intiharların yanı sıra yine her yıl, yaklaşık 10 ila 20 milyon kişinin intihar girişiminde bulunduğu bildirilmektedir. Bu, her 3 saniyede 1 kişinin intihar girişiminde bulunduğu anlamına gelir'' diye konuştu.
-''TÜRKİYE'DE SON 10 YILDA 25 BİN KİŞİ İNTİHAR SONUCU HAYATINI KAYBETTİ''-
İntihar oranlarının Türkiye'de giderek artış gösterdiğini ifade eden Yeşilbursa, şöyle devam etti:
''Son 30 yılda intihar edenlerin sayısı yüzde 440 artış göstermiştir. Son 10 yılda Türkiye'de toplam 25 bin kişi intihar sonucu kaybedilmiştir. İntihar oranları endüstriyel ülkelerden daha düşük olmasına rağmen aradaki farkın hızla kapandığı dikkati çekmektedir.
Son veriler, her yıl yaklaşık 2 bin 800 kişinin ülkemizde intihar sebebiyle kaybedildiğini göstermektedir. Bu rakam trafik kazalarında ölenlerin yarısı kadardır. Özellikle genç yaşta intihar oranları giderek artmakta ve bu yaş grubu için intihar ilk 4 ölüm sebebinden birini oluşturmaktadır.
Tüm dünyada 15-24 yaş grubu intiharların en fazla görüldüğü gruptur. Ülkemizde de tüm intiharların yüzde 25'i bu yaş grubunda gerçekleşmektedir. Genellikle sonlandırılmış intiharların erkeklerde daha yüksek olmasına karşın, 15-24 yaş arası grupta kadınlarda intihar oranları daha fazla bildirilmiştir.
Birçok önleme çalışmasında dikkatlerin bu yaş gruplarına odaklandığı gözlenmektedir; ancak intiharın her yaş grubunda görülebildiği, hatta 75 yaş üzerinde oranların yine yükseldiği gerçeğini gözden kaçırmamak gerekir. İntihar önleme çalışmalarında farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarına yönelik stratejiler planlanmalıdır.''
-''KRİZ MÜDAHALE SERVİSLERİ, TELEFON HATLARI OLUŞTURULMALI''-
Türkiye Psikiyatri Derneği Krize Müdahale ve İntiharı Önleme Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Tarık Yılmaz da intiharın tümüyle önüne geçilmesinin mümkün olmadığını, ancak intiharı önleme çalışmaları ile Avrupa'da bir çok ülkede gösterildiği gibi intihar oranlarını azaltmanın mümkün olduğunu vurguladı.
''İntiharların yüzde 90'ında bir psikiyatrik tanı varlığı gösterilmiş olmasına rağmen, beklenenin aksine bu kişilerin yalnız dörtte birinin ölümleri öncesinde bir sağlık kuruluşuna başvurduğuna'' dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
''Ancak bu kişiler yüzde 75'lere varan oranda intihar edeceklerini ya doğrudan söylemiş ya da ima etmişlerdir. Bu durumda, Dünya İntiharı Önleme Günü çerçevesinde intihar konusunda toplumsal duyarlılığı artırmak hayat kurtarıcı olabilecektir. Desteğe ihtiyaç duyan intihar eğilimli bu kişilerin erken belirlenmesi ve etkin tedavilerinin sağlanması yönünde geliştirilecek toplumsal ruh sağlığı bilinçlendirme programlarına ihtiyaç vardır. İntiharlarda görülen yüksek ruhsal hastalık oranları sebebiyle, ruh sağlığının hem bireysel hem de toplumsal düzeyde korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik çalışmalar intiharı önlemede esas hedeflerden biri haline gelmiştir.''
Yılmaz, intiharın önlenmesindeki öncelikli adımlardan birinin de intihar davranışının yaygınlığı ile ilgili bilgiyi ve farkındalığı arttırmak olduğuna işaret ederek, ''İntihar davranışında risk faktörlerinin ve sebeplerin çok çeşitli olması nedeniyle, önleme çalışmaları için çok boyutlu bir yaklaşım gereklidir ve bu konuda sağlık çalışanlarının dışında birçok kurumun ortak çalışması gerekecektir'' dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Krize Müdahale ve İntiharı Önleme Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Yılmaz, intihara eğilimli kişilerin erken fark edilmesi amacıyla risk gruplarına yönelik tarama programları geliştirilmesi ve bu kişilerin kolaylıkla her an başvurabilecekleri kriz müdahale servisleri, telefon ve internet servis hatları oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.
AA
Bugün 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü
Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Doç. Dr. Doğan Yeşilbursa, ''10 Eylül İntiharı Önleme Günü'' dolayısıyla çeşitli açıklamalarda bulundu. İşte ayrıntılar: