BURAK KILANÇ / AKŞAM
7 Nisan Salı günü Anadolu Ajansı tarafından kısa ancak ÖSS’ye girecek adaylar için son derece önemli bir haber yayınlandı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan 2009 ÖSYS’ye başvuran aday sayısının yaklaşık 1.450.000 olduğunu söyledi. Bu haber sadece adayları değil, ülkemiz orta ve yükseköğretimi takip eden herkesi yakından ilgilendiriyor. Bu yazımızda ÖSS sürecinde bir seneyi diğerinden farklı kılabilecek ve yılları kendi arasında kıyaslamak için kullanılabilecek faktörlerin neler olduğunu sizlerle paylaşmak istiyoruz.
ÖSS bir sıralama sınavı...
İki seneyi birbiri ile kıyaslamak için kullanılması gereken ölçek, adaylar arasındaki rekabetin derecesi. Örneğin eğer bu sene adaylar arasında üniversiteli olmak için yaşanacak rekabet, geçen senelere oranla daha şiddetli olacaksa, “bu sene diğerlerinden daha zor olacak” sonucuna hemen varılabilir. Peki rekabet düzeyini belirleyen faktörler nelerdir?
Her gün otobüs durağında bekleyen kişiler, kapasitesi 100 kişi olan bir otobüsün gelmesini bekliyorlar. Durakta bekleyen kişi sayısı 300. Otobüs geldiğinde, durağa uzak bir mesafede duruyor ve kapılarını açıyor. 300 kişi kıyasıya koşarak otobüste kendilerine yer kapmaya çalışıyorlar. En hızlı koşan 100 kişi otobüse biniyor. Diğerleri dışarıda kalıyor. Birazdan kapılar kapanıyor ve otobüs gidiyor. Dışarıda kalanlar bir sonraki otobüsü beklemeye başlıyorlar. Her sene ÖSS’de yaşadıklarımız bundan farklı değil (Ancak otobüs her gün değil, senede sadece bir defa geliyor). Otobüste kendine yer bulamayan kişiler şunları düşünüyor olsalar gerek: “Keşke, otobüste 100 kişilik değil de daha çok yer olsaydı (üniversite kontenjanları)... Keşke 300 kişi değil de daha az rakibim olsaydı (sınava giren sayısı). Keşke rakiplerim bu kadar hızlı koşmuyor olsalardı (sınava girenlerin performansı)...”. İşte rekabetin seviyesini belirleyen 3 faktör.
Arz-Talep Dengesi
Bu üç temel faktörden ilki olan üniversite kontenjanları konusunda, 2009 ÖSS’de önemli bir artış beklenmiyor. 2008’de üniversitelerinin kontejanlarının yaklaşık % 26 oranında artması nedeniyle özellikle devlet üniversitelerindeki fiziki kapasitenin sınıra dayandığı düşünülürse, 2009’daki kontenjan artışlarının sadece yeni açılan vakıf üniversiteleri, ve çoğunlukla yine mevcut vakıf üniversitelerinde yeni açılan bölümlerden kaynaklanacağını söyleyebiliriz. Bu da ancak % 2-4 oranında bir artışa işaret etmekte.
Rekabeti belirleyen ikinci faktör olan sınava giren aday sayısı 2009 ÖSS için 1.451.006 olarak açıklandı. Bu sayı öngörüldüğü gibi geçen seneden az. Ancak ÖSYM başkanı da dahil olmak üzere birçok uzman, sayının 1,2 – 1,3 milyon arasında olmasını bekliyordu. Sayının geçen seneye göre azalmasının nedenlerini yorumlayacak olursak; hatırlanacağı üzere, 2008’de birçok lise (daha önceki yıllarda liselerin 4 yıla çıkmasından ötürü) mezun vermemişti. Bu nedenle geçen sene sınava giren sayısında önemli bir düşüş beklenirken, yıllardır üniversiteye yerleşememiş birçok aday 2008’i bir fırsat senesi olarak görerek sınava girmek isteyince, sınava girenlerin sayısı beklenenin üzerinde olmuştu. Haziran 2008’de, YÖK’ün kararı ile bir de devlet üniversitelerindeki kontenjlanlar yaklaşık %24 artırılınca, üniversite önünde yıllardır bekleyen geniş bir “müzmin lise mezunu” kitle üniversiteli olma şansını yakalamıştı. Bu kitle bu sene sınava girmeyecek. Hal böyle olunca, 2009’da ÖSS’ye girecek aday sayısının 2008’den düşük olması doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.
Sınava giren adayların öğrenim durumları ile ilgili detaylar aşağıdaki tablo ve soldaki şekillerde yer alıyor. 2009’da sınava girecek olan üniversite öğrencisi statüsündeki adayların sayısının 2007 seviyesine gerilememiş olması, ekonomik kriz nedeni ile vakıf üniversitesinin paralı programlarına kayıtlı birçok öğrencinin bu sene sınava girerek, burslu veya kısmi burslu programlara yerleşme isteği ile açıklanabilir. Bu durum, vakıf üniversitelerinin mevcut öğrencilerinin bir kısmını devlet üniversitelerine kaptırmalarıyla da sonuçlanabilir.
Rekabeti belirleyen üçüncü unsur olan, sınava girenlerin sınav performanslarını irdelemek için ÖSS’ye giren farklı öğrenim durumundaki (lise son sınıf, lise mezunu, üniversite öğrencisi, vb) öğrencilerin sınav performanslarını değerlendirmemiz gerekiyor. Geçmiş yıllarda ortaya çıkan istatistikler, mezun statüsündeki (daha önce yerleşememiş, sınava birkaç kez girmiş) adayların birinci bölüm testlerinde lise son öğrencilerine oranla daha başarılı oldukları, ancak ikinci bölüm testlerinde resmin tersine döndüğünü ve fakültelere girmek için kullanılan bu puan türlerinde lise son sınıf öğrencilerinin daha başarılı olduklarını gösteriyor. Bu bulgu, gözde üniversite ve bölümlere yerleşen adayların çoğunlukla liseden sene kaybetmeden yerleşenler olduğu istatistikleri ile de örtüşüyor. 2009 ÖSS’ye gelecek olursak, sınava girecek adaylar arasında lise son seviyesindeki adayların oranının fazla olması nedeni ile: 1. Orta-üst puan seviyelerindeki üniversite bölümleri için rekabetin artacağını ve aynı bölüme girmek için geçen sene sınavda gösterilmesi gereken performansa kıyasla bu sene daha iyi bir performans gösterilmesi gerekeceğini; 2. Orta puan seviyelerindeki bölümler için rekabetin hemen hemen geçen sene ile aynı olacağını; 3. Düşük puan seviyelerdeki bölümler için şansın geçen senelere oranla daha fazla olacağını sonucuna varıyoruz.
Bir kontenjana 4.8 kişi talip
Bu sayfada detayları ile üzerinde durduğumuz faktörleri toptan değerlendirecek olursak, 2009 ÖSS’de adaylar açısından sevindirici önemli bir sonuca varıyoruz, bu da sınava girecek aday sayısının azalıyor olması. Bunun dışında, 2009’u, 2008’den avantajlı kılacak büyük bir değişiklik yok. Aday sayısının azalması ve kontenjanların artması ile ilgili sayısal veriler aşağıdaki tabloda yer alıyor. Bu tabloda 2009 ÖSS için belirtilen 281 bin lisans kontenjanının tahmini bir sayı olduğu ve 2008 kontenjanlarının %3 arttırılması ile elde edildiğini belirtmek isteriz. Tablonun son satırı, üniversite adayları için son derece önemli Kabaca tarif edecek olursak, 2007’de bir lisans kontenjanına 8 kişi talip olurken bu sene bir kontenjana 4.8 kişi talip olacak. Bir diğer deyişle bu sene sınava girecek adaylar 2007’ye göre yaklaşık % 40, 2008’e göre % 15 daha şanslı... 2007’den sonra görülen bu olumlu gelişmenin gelecek yıllarda sürüp sürmeyeceğini kestirmek zor. Bu nedenle 2009’da karşımıza çıkan bu fırsatı değerlendirmek çok akıllıca gözüküyor.
Ekonomik krizin etkileri
Dünyanın içinde bulunduğu makro ekonomik krizin günlük yaşantımıza etkilerinin ÖSS sistemi üzerinde çeşitli sonuçlar doğurabileceğini unutmamak gerekiyor. İstatistikler, ülkemizde lisans programlarına yerleşenlerin yaklaşık %75’inin ailelerinin yanından ayrılarak başka şehirlerde okumaya gittiğini gösteriyor. Bu da aile bütçesine önemli bir ek yük gelmesi anlamı taşıyor. Bu çerçevede, ekonomik kriz nedeniyle tercih döneminde bazı adayların ailelerinin yanından ayrılmayı göze alamayarak şanslarını 2010 ÖSS’de deneyeceklerini beklemek yanlış olmaz. Bu da, özellikle düşük puan seviyelerindeki gözde olmayan devlet üniversitesi bölümleri ile paralı vakıf ve kıbrıs üniversiteleri için rekabetin azalması ve bu bölümlere yerleşmenin 2008’e oranla daha kolay olması sonucunu doğuracaktır. Bunun yanında ekonomik kaygılar nedeniyle, adayların yaşadıkları şehirlerdeki (ve yakın şehirlerdeki) üniversiteleri tercih etme eğilimlerinin artacağını, ve böylece özellikle büyük şehirlerdeki devlet üniversitesi bölümleri için rekabetin kızışabileceği öngörüsünde bulunabiliriz.