BİR ZAMANLAR ORALARDAYDIK!

Aile Terapisti Nazlı ÖZBURUN

''İçimizden zaman geçiyor…''

Orta yaşlarda bir adam, önünden geçen delikanlıyı gördüğünde aklından neler geçer kim bilir? Yaşını başını almış bir teyze yeni gelin gördüğünde neler düşünür? Çocuklarını büyütmüş bir anne, bebeğini emzirmeye çalışan taze anneyi gördüğünde neler hisseder? Emekli olmuş bir adam, iş başvurusunda bulunmak için kuyrukta bekleyen genci gördüğünde ne geçirir yorgun kalbinden?

Babaannesini kaybetmiş bir insan; şu dünyada “dede” diyerek sesleneceği kimsesi kalmamış bir torun; anne babası sanki hiç olmamışlarcasına uzakta kalmış bir evlat, nasıl bir gurbettedir?

Bir zamanlar adımızın sanımızın olmadığı, varlığımızla yokluğumuzun aynı olduğu şu dünyaya geldik derken, gitmeye başlıyoruz. Yazlar aynı yaz, kışlar aynı kışmış zannededuralım her şey her an değişiyor. Değişen herşeyle birlikte biz de değişiyoruz. Önce anne-babalarımızın çocukları oluyoruz. Sonra çocuklarımızın anne-babaları... Sonrasında da anne babalarımızın anne babaları… En sonunda da çocuklarımızın çocukları oluyoruz. (Laf kalabalığı yaptığımı sanmayın. Bir daha okuyun anlayacaksınız ne demek istediğimi.)

Daha dün ilk okula başlamış gibi gelirken, şimdi mezun olduğunuzu, iş kuyruklarında veya bir iş yerinin çömez kadrosunda bulunduğunuzu fark etmediniz mi? Size “Yeni gelin, bir kahve yap da içelim!” diyen geçmişi anlata anlata sizi bıktıran, illallah dedirten komşu teyzeler nerede şimdi? Olsalar ve bir ömür boyu anlatsalar, yine bıkmadan dinleyeceğinize kanaat ettiğiniz o insanlar ne çabuk kaybolup gittiler.
Ödev yapmadığımızda korkudan okula gidemediğimiz ilkokul öğretmeninizin belini kim büktü? Elleri neden titriyor? Saçlarını savura savura gelen fizik öğretmeninin saçlarını azaltan ve yetinmeyip ağartan kim?Korkusundan köşe bucak saklandığınız okul müdürünüz değimli kahvenin önünde kalın gözlüklerle gazete okumaya çalışan ihtiyar adam.Oysa okul koridorları titrerdi sesinden. Sesine ne olmuş şimdi?

Düğünlerde önce ortada koşuşturan çocukluğumuz, sonra ön sıralarda geçen gençliğimiz, sonrasında arkalarda yer gösterilen orta yaşlılığımız... Sonrasında düğün derneklere çağrılmayışımız, çağrılsak da kafamızın kaldırmayışı...

Nerede dondurma almak için kuyruk olduğumuz Ali Amca’nın dondurma arabası? İşten dönen babamızın getirdiği gofretler... Annemizin kızarttığı hamur işleri… Bayramlarda ellerimize yakılan kınalar...Eriğine daldığımız Zehra teyze…Dut ağacını silkelediğimiz ali dayı nerdeler? Hepsi zamanın içinden geldiler,geçtiler ve gittiler...
Bizimde sonumuz aynı.Bizde birilerinin öğretmeni,dayısı ,korktuğu öğretmeni, sevdiği annesi veya dedesiyiz. “Bir zamanlar, bir aralar aranızdaydık!” diyerek bu dünyadan çekip gideceğiz. Aslında her anımız, her daim çekip gidiyor ama son anımızda ruhumuz da ona eşlik edecek gibi görünüyor. Zaman ayaklarımızın altından akıp geçmiyor. Zaman içimizden geçiyor. Zaman her şeyimizi değiştirerek hepimizden geçiyor.
Bize düşen de bu geçişleri fark etmek. Hayatı korumaya ve tutmaya çalışmadan, hayatın anlamını anlamaya çalışmak. Hayatı bir koruyan var zaten. Geçip giden her şeyi koruyan, saklayan... Gün gelip her şeyin ne kadar da güzel korunmuş olduğunu bilmeye olan ihtiyacım söylüyor bir koruyanın varlığını... Kedimi görmek istiyorum. Babaannemi görmek istiyorum. Gençliğimi görmek istiyorum ve daha neler neler... Sadece ben değil hepimiz aynı şeyi istiyoruz.

“Vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi!'' diyor kutsal olan. Hepimiz istiyorsak, ne isteyeceğimizi bile bilemeden istiyorsak, giden her şeyi istiyorsak, o zaman verilecektir.

Zaman içimizden değil ayaklarımız altından geçecek işte o zaman. Ve yaşlanmadan, fenanın acısını tatmadan, yaşadıklarımızı yeniden seyredeceğiz. Kim bilir belki bu yazıyı da hep beraber yeniden okuruz ve hep beraber deriz: “Bir zamanlar oralardaydık, dünyadaydık...”

nazliozburun@gmail.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.