Bu eserin ilham kaynağı, yöneticilere yönelik birden fazla disiplinle bütünleşmiş, farklı bir eğitim yöntemi geliştirme isteğidir. Kendi öykümüzden, tarihi derinliğimizden yola çıkarak, tarih, edebiyat, sanat, mimari, şehircilik, psikoloji ve yönetim disiplinlerini bir modelin bütünlüğünde okumak bu yöntemin oluşturduğu farktır. Bu okuyuşu günümüze taşıyarak yeni bir bakış, farkındalık ve duyarlılık oluşumuna katkı yapmak ise bu eğitim yönteminin amacıdır. Bu eser aynı zamanda bu eğitim yönteminin kuramsal çerçevesidir.
Bugünün adımlarıyla güçlü bir yarını inşa edebilmemizin; uzun ömürlü, güçlü ve esnek yapılar kurabilmemizle mümkün olduğu düşüncesindeyim. Bize bu konuda yol gösterebilecek tarihimizdeki hâkim zirve ise “Osmanlı Medeniyeti”dir.
Her medeniyet dünyayı yeniden tanımlama ve anlamlandırma projesidir. Her medeniyet bu projeyi kurumsal yapılarla inşa eder. Osmanlı medeniyetinde bu görevi yüklenen en önemli kurumsal yapılar ise “külliye”lerdir. Külliyeler içinde en iyi örnek ise Süleymaniye Külliyesi’dir. Bugün yönetim geleneğimizi besleyecek ve uzun ömürlü yapılar oluşturmamızı sağlayacak ilkeler “külliye” modeli içerisinde gizlidir.
Bu eserde Süleymaniye Külliyesi’nin varlığındaki bilgiler, kurumsallaşma, kurum kültürü, değişim, kriz yönetimi, liderlik ve yönetim psikoloji çerçevesinde yorumlanmıştır.
Her bölümde önce tarih, sanat tarihi, mimari ve edebiyat disiplinleri çerçevesinden Süleymaniye’ye bakış ortaya konulmuş ardından bu bütünlük yönetim ve yönetim psikolojisi açısından ele alınmıştır. Bu yaklaşım la Süleymaniye Külliyesi farklı disiplinlerin sentezinde bütünsel olarak ele alınarak tanıtılmış, aynı zamanda yönetsel ve psikolojik yorumlarımızın dayandığı düşünsel zemin ortaya konulmuştur.
İlk aşamada sanat, edebiyat, tarih, mimari ve şehircilik konusunda sahasında saygın isimlerin görüşleri sentezlenmiştir. Bu kısımlarda mümkün olduğunca yorumlamalara yer verilmemiş yönetim ve psikoloji konusundaki yorumlar ayrı başlıklarda değerlendirilmiştir. Bu yorumlar tamamen özgündür. Bu kısımlarda referans görüşlere ve kaynaklara genelde başvurulmamasının nedeni zaten eserin bu konuda ilk olmasıdır.
Yönetsel ve psikolojik yorumlar ele alınmadan okunduğunda ise eser geniş kapsamlı bir “Süleymaniye Külliyesi Rehberi”dir. Bu noktadan bakıldığında eser mimari terminolojiye boğulmadan bu güne kadar yapılan temel çalışmaların özünü aktarmaya çalışan özelliğiyle öne çıkmaktadır. Böylece sanat, mimari ve tarih okuyucusuna “Süleymaniye Külliyesi” üzerine bütünleyici bir eser sunulmaktadır.
Bu yaklaşımın diğer bir amacı da eseri okuyacak olan yöneticilerin, tarih ve sanat konularında farkındalık oluşturmalarına katkı sağlamak, tarihi derinliğimizi yönetim dünyamıza taşımalarına yardımcı olmaktır.
Yönetsel ve psikolojik çözümlemelerle birlikte eser bir bütün olarak okunduğunda ise günümüz yönetiminde bize yol gösterecek uygulanabilir bilgi ve ilkelere ulaşılır. Çalışmanın temel amacı da budur. Ancak insan iradesine saygı ve insanlara seçim özgürlüğü tanımak için iki bütünlük birbiriyle karıştırılmamıştır. İsteyen bir rehber olarak, isteyen de bir “Medeniyet Modeli”nin yönetsel ve psikolojik analizi olarak eseri okuyabilir. Sonuçta her okuyucu neyi arıyorsa onu bulacaktır. Çünkü gerçeklik var olan değil algıladığımızdır.
Bugün birçok depremi, yangını ve toplumsal değişimi aşarak dimdik ayakta duran Süleymaniye Külliyesi; 453 yıllık yaşıyla sürekliliği ve kurumsallaşmayı anlatan, İstanbul’un tepesinde bir ulu çınardır.
Süleymaniye, sadece mimari ve sanatsal açıdan öne çıkan bir eser değildir. Bir şehircilik, kültür ve yönetim modelidir. Hepsinin üzerinde bir dünya tasavvuru, bir medeniyet genidir.
Bu gen, bünyesinde güçlü bir kültür inşa etmenin, kurumsallaşmanın ve yönetim psikolojisinin şifrelerini taşımaktadır. Bu eser bu şifreleri analiz etmek iddiasıyla ortaya konulmuştur. Aynı zamanda alanında ilk ve öncü olma niteliğini de taşımaktadır. Bir ilki oluşturmanın, öncü olmanın verdiği sorumluluk ve sevinci hissederken, esere ilişkin yapıcı eleştirilerin yeni çalışmaların motivasyonu olacağını da ifade etmek isterim.
Bu eserin oluşturmak istediği zihinsel farkındalığın özü, Ahi Şeyhi Edebali’nin Osman Gazi’ye aktardığı sözlerde ifadesini bulur:
“Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.”
Yapmak istediğimiz sosyal ve kültürel katkıyı ise Turan Oflazoğlu’nun sözleriyle özetleyebiliriz:
“Dünü, bugünün dinamiği haline getirmek gerekir.”
Biyografi:
İbrahim Zeyd Gerçik,
1970 Çanakkale doğumlu. İstanbullu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1992 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, Davranış Bilimleri Bilim Dalı’nda yüksek lisans yaptı. Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi’nde Sosyoloji Okutmanı (1993–1995), Kırıkkale Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi Okutmanı (1995–1998) olarak görev aldı.
Eğitim, Halkla İlişkiler, Araştırma ve Planlama alanlarında yönetici olarak çalıştı (1998–2003). Özel bir eğitim ve danışmanlık firmasında “İnsan Kaynakları Uzmanlığı” eğitim programını tamamladı. 2003 yılından beri eğitim yöneticisi olarak görev yapmakta, yönetim ve yönetim psikolojisi alanlarında şirketlere yönelik eğitimler vermektedir. Ayrıca çeşitli vakıf ve kültür merkezlerinde uzmanlık alanıyla ilgili konularda topluma yönelik seminerleri yönetmektedir.
Semaver Kültür Sanat Dergisi
Orjinal Url : http://www.semaverdergisi.com/Bir-Yonetim-Modeli-SULEYMANIYE-cikti-5815.html.
Kitabın ilk basımı "Her Dem Güçlü Yönetim, Psikoloji ve Kurum Kültürü" adıyla yayımlanmıştır. İbrahim Zeyd Gerçik, Bir Yönetim Modeli: Süleymaniyede Süleymaniye Külliyesini, kurumsallaşma, değişim, kriz yönetimi, liderlik ve yönetim psikolojisi, terfi ve ast-üst ilişkileri ve mekân düzenlemesinin kurum işleyişine etkisi çerçevesinde yorumluyor. Kitap aynı zamanda Mimar Sinan ve Süleymaniye Külliyesi hakkında sahasında uzman tarihçi ve sanat tarihçilerinin görüşlerini içermesi, böylelikle tarih ve sanat konularında farkındalık oluşturarak tarihi derinliğimizi yönetim dünyamıza taşımayı hedeflemesi bakımından da dikkate değer. Şirket yönetimi alanında büyük ölçüde yabancı kaynakların referans alındığı günümüzde yerli kaynaklardan beslenen ve tarih, sanat tarihi, mimari ve edebiyat başta olmak üzere multidisipliner bir bakış açısı sunan eser, yazarın Bir Yönetim Modeli: Mimar Sinan adlı çalışmasının devamı mahiyetinde. Her iki eser, sahalarında son derece önemli bir boşluğu dolduruyor.
Dil : Türkçe
Yayın Yılı : 2010
Sayfa Sayısı : 144
Kapak Türü : Karton
Ebat : 14,5x23,5 cm
Kağıt Türü : 2. Hamur