Bedenime kramplar giriyor, acı dayanılmaz oluyor zaman zaman. Hep uykum var uyanmak işe gitmek külfet oldu. İşte böyle zamanlarda ölmek isterim. Aslında hep kendimi öldürmeyi planlarken yakalıyorum kendimi. Nedense ölürken acı çekmek istemiyor insan. Parasız kaldığımda işlerim ters gittiğinde terk edildiğimde ölüp kurtulmak istiyorum. Yaşamak zor geliyor işte. Şairane olsun istiyorum ölürken kendimle gurur duyacağım biliyorum..
Elimi sevdiğiceğimin kalbinin üzerine koyuyorum o kadar güzel atıyor ki kalbi. Beni gülümseyerek dinliyor. Bir kalbin atışı hep hoşuma giderdi hala da hoş geliyor bana. Beklentilerimi kaybedeli uzun zaman oldu beklemeden sevmeyi öğrendim. Senin bir derdin var diyor. Evet var işin içinden çıkamadığım kadar büyük. Derdimi birine anlattığımda geçmiyor kaygı düzeyim artıyor. Geçecek diyenlere bir çift sözüm var geçmiyor. Yanlış bir şeyi mi dert ediyorum? Ben dert ediyorsam o yanlış değil.
Çözüm olacakmış gibi tuttum doktora gideceğim. Çünkü istemeden de olsa bazı sakatlıklar yaşamaya başladım. Uzun zamandır ya da hep kısa bilinç kayıpları yaşıyorum, bir kaç saniye sürüyor ama o esnada ayaktaysam düşüyorum genelliklede arkaya doğru ve kafamı sert bir yerlere çarpıyorum. Çabuk toparlanıyorum ama gel çarpa çarpa sakatlamış olabilirim, fazla düşünen akıllı biri değilim allahtan kimse sonra farkına varmıyor.
Arkadaş tayfam yıllarca bunun kolayca çözüleceğini söyledi durdu her zamanki gibi dinlemedim. Çözüm olmayacakmış gibi geliyor yalnız sorunu gideremezssek onlara daha rahat çemkirebileceğim sevinciyle denemeye karar verdim. Hadi bakalım nur topu gibi bir hastanız oldu demek istiyorum psikiyatriye.
Hepimiz birer mahkum değil miydik? Geçenlerde çok iyi bir oyun okumuştu, oyundaki adam hücresinin duvarına bir şeyler çiziyordu, hayat da böyleydi işte. Boyuna duvara bir şeyler çiziyorduk' Demiş Virginia Woolf kadın her zamanki gibi hakılı duvara bir şeyler çiziyoruz işte.
Milliyet