Milliyet Gazetesi'nden A.Nilgün Aktaş "Bir regresyon seansı sonucu bilinç altındaki tüm kara kutuların açılarak yaşam şifresinin çözüme kavuştuğu an"ı köşesine taşıdı. Söz konusu köşe yazısının ayrıntıları şöyle:
Sizlere geçen gün yaptığım ilginç bir regresyon seansından bahsetmek istiyorum.
Danışanımın hayatında kısır döngüyü oluşturan kök olaya ulaştık.
Danışanımın bilinçaltı, hayatındaki kısır döngüyü, oldukça enteresan bir olaya bağlamıştı.
Ana olaya gidip, duyguları ifade ettirip çözdüğümüzde danışanım oldukça şaşkındı.
Danışanım kök olayı tespit edip, olayla ilgili negatif duygularını boşalttıktan sonra şunları söyledi :
"Size gelmeseydim ve bu regresyon seanslarını yapmasaydık, öldüğüm güne dek hayatımdaki kısır döngünün neden ve hangi olay yüzünden oluştuğunu bilemeyecektim!"
İşin enteresan yanı ne biliyor musunuz? Danışanımın çekirdek inancı, doğumdan hemen sonra oluşmuştu !
Danışanımın doğduğu ilk ana gitmesi, o anları yeniden yaşaması ve bu olaydan edindiği çekirdek inanç beni ve tabi ki onu fazlasıyla şaşırttı ve etkiledi.
Kendisinin de izniyle paylaşmak istiyorum.
Çıtı pıtı sarışın ve narin bir bayandı. Ofisime ilk geldiğinde sorununu anlatırken sık sık gözleri doluyordu.
Sorunu ilişkilerle ilgiliydi, erkekler tarafından hep "bekletiliyordu". Hayatındaki tüm erkekler onu "bekletiyordu". En son sevdiği erkekte bir şekilde onu "bekletmeye" başlayınca, soluğu bende almıştı.
Seanslara başladık, bilinçaltı genellikle 3. veya 4. seansa kadar ana olaya götürmez, kendini kitler. O gün tam 3. seanstı ve artık bizi inancın gerçekleştiği olaya götürmesini bekliyordum.
Seansa başladık, hipnoz indüksiyonundan sonra danışanım derinleşmeye başladı ve geriye, daha geriye doğru gitti...
"Nerdesin şu an...."
"Karanlık çok karanlık, sıcak.. ama güvenli bir yer."
Danışanım ana rahmindeydi, onu doğmaya teşvik etmem gerekiyordu.
"Çıkmak ister misin ordan, dünyaya merhaba demek ister misin?"
"Evet, isterim...."
Doğum Gerçekleşti.
"Nasılsın, şimdi mutlu musun, bak şu an babanın kucağındasın, ne hissediyorsun?"
"Kötü, çok kötü hissediyorum..."
"Aaa neden, dünyaya geldin, babanla tanıştın, neden kötü hissediyorsun?
Danışanım haykırarak ağlamaya başlar.
"Neden ağlıyorsun ne oldu?"
"Babam... babam çok kötü bir şey söyledi bana!"
"Ne dedi?"
"Ben erkek "bekliyordum" yine kız geldi!" dedi.
"Beni Beklemiyordu Beklemiyordu Beklemiyordu!"
Evet işte kök olay buydu!
Danışanım doğumdan sonra bunları duymuş ve bilinçaltı "Seni hayatın boyunca hiç bir erkek BEKLEMEZ! diyerek bir karar almış ve bu karar doğrultusunda, bu inancı oluşturmuştu.
İşte bu yüzden danışanımın hayatındaki tüm erkekler onu bekletiyordu....
Danışanımı bu olaya ve onda iz bırakan bağlantılı olaylara götürerek, tüm negatif anıların duygularını boşaltmasını ve tepkilerini vermesini sağladım.
Çok rahatladı, olayı çözümlemek ve o anların tepkisini vermek, duygularını boşaltmak, bedenine ve ruhuna büyük bir rahatlık sağladı.
Bilinçaltı gerçekten çok enteresan değil mi?
Mantıklı zihnimizle yıllarca düşünsek aklımıza dahi gelmeyen bir olayı -bir nedenle- tüm hayatımızı zehir edecek şekilde programlayıp, hayatımızı mahvedebiliyor.
Ancak unutmamak gerekir ki, hayatımızdaki her kısır döngünün mutlaka bir çözümü var.
Milliyet / A.Nilgün Aktaş