Bilgisayar oyunlarında, oyun karelerinin hızlı hızlı göz önünden geçtiğini oyunu oynayan kişi hızlı düşünmeye ve hızlı hareket etmeye çalıştığını ifade eden Dr. Mehmet Yavuz, ‘’Bu tür oyunlar saatler boyu oynandığında, beyini hızlı düşünmeye ve hızlı hareket etmeye programlamaktadır. Ancak beyin fizyolojisi icabı hızlı düşünen aynı anda bir çok şeyi değerlendiren beyin bir konuyu derinliğine analiz ve sentez edememektedir. Bir diğer deyişle hızlı düşünme, bir konu ya da nesneye odaklanmayı ve yoğunlaşmayı engellemektedir. Dolayısıyla kişinin yöneldiği her şey derinlikten uzak yüzeysel bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. Bu ise özellikle öğrencilerde büyük sorunlara neden olmakta, derslere yoğunlaşma olamayacağı için başarısız olunmaktadır. Öğrenci ne kadar zorlarsa zorlasın üzerinde çalıştığı konuyu öğrenememekte, zaten bilgisayar oyunları nedeniyle zamanla gelişen dikkat dağınıklığı ve değişik derecelerde gelişen hiperaktivite nedeniyle çok çabuk her şeyden sıkılır duruma gelmektedir.’’ Dedi.
BİLGİSAYAR OYUN BAĞIMLILIĞI DİKKAT DAĞINIKLIĞI YAPAR
Sürekli bilgisayar oyunu oynamanın beyini hızlı ama yüzeysel düşünmeye programladığını dile getiren Dr. Yavuz, ‘’ Bu durumda üst düzey öğrenme ve algılama zorlukları oluşmaktadır. Hatta ebeveyn, oluşan başarısızlığı çocuklarının zamanını bilgisayarla geçirmesine bağlamaktadır. Halbuki asıl olay bilgisayar oyunları ile oluşan beyindeki fizyolojik bozukluktur. Aynı bozukluğa çok hızlı okuyan insanlarda maruz kalabilir. Herhangi bir nedenden dolayı çok hızlı belge, kitap, gazete ya da dergi okuyanlarında veya görüntüleri sürekli ileri sararak araştırma yapanlarda da bu fizyolojik bozukluk gelişebilir. Bu durumda bir süre sonra dikkat dağınıklığı nedeniyle odaklanma ve konsantrasyon bozukluğu kaçınılmazdır. Hatta çoğu kez kişiler birden bire gelişen algılama ve analiz yeteneklerinin zayıflamasını, hayatlarında ki herhangi bir aksiliğe bağlarlar ve asla asıl sebebi bulamazlar’’ diye konuştu.
BİLGİSAYAR OYUN BAĞIMLILIĞI KATİL YAPABİLİR
Norveç’te bilgisayar oyun bağımlısı bir kişinin, bir adada tatil yapmakta olan 92 kişiyi sadistçe öldürdüğünü hatırlatan Dr. Yavuz, daha sonta şuları kaydetti; ''Bilgisayar oyun bağımlılığı, herkesi katil yapar diyemeyiz ama arka planda anti-sosyal psikopatik kişilik bozukluğu varsa, onun içindeki canavarı uyandırarak böyle kitlesel katliamlara sebebiyet verebilir. Sürekli bilgisayar üzerinde aksiyon oyunu nedeni ile önüne geleni öldüren bir kişide reel hayatta da öldürme içgüdüsü harekete geçebilir. Bu kişilerde alt yapıda psikopatik sosyal uyum bozukluğu vardır. Birde sürekli oyun oynama nedeniyle beyindeki denge de bozulunca kişide öldürme içgüdüsü ya da katliam yapma duygusu harekete geçebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde görülen nedensiz katliam olaylarının arkasında kişilik bozukluğu ile birlikte bilgisayar oyun bağımlılığının olması kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle bilgisayarlar için oyun üreten firmaların beyin ayarlarını bozmamak için 1 saat oyun süresinden sonra otomatik olarak 1 saat ya da daha fazla ara veren tarzda üretmelerini önemle tavsiye etmekteyim.’’
BİLGİSAYAR OYUN BAĞIMLISI OLAN NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR
Dr. Yavuz, bigidayar oyun bağımlılığının tedavisi konusunda ise şunları söyledi; ‘’Her şeyden önce beyin bir süre nadasa alınmalıdır. Yani bilgisayar oyunları nedeniyle beyin ayarı ve dengesi bozulan kişi, en az 3 ay bilgisayar oyunundan uzak durmalı, hiç bir öğrenme faaliyetine girmemelidir. Ben şahsen böyle bozlukluğu olan öğrencilere bir dönem okulu dondurmalarını önermekteyim. Bu dönem zarfında hiç bir şey okumamalarını ve öğrenme faaliyetini durdurmalarını istemekteyim. Zira eğer kalıcı bozukluklar gelişmemisse bir süre sonra beyin fonksiyonları eski fizyolojik normal durumuna dönecektir. Bilgisayar bağımlılığı olan kişilere herhangi bir ilaç kullanımı ya da antidepresan, anksiyolitik ilaçlar etkisizdir. Hatta bunlar durumu daha da kötüleştirebilir. Ancak TMS ile beyin resetlemesi sonuç verebilir. Davranışçı bilişsel terapiler, dikkat dağınıklığını ve öğrenme güçlüğünü düzeltmez ama oyun bağımlılığı konusunda işe yarayabilir. Ama en önemlisi beyini en az 2-3 ay dinlendirmektir.’’