“BEN” ASLINDA “BEN MİYİM?”

Volkan KUMAŞ

En son ne zaman kendiniz olmak istediniz? Soruyu şöyle de sorabiliriz. En son ne zaman başkası olmaktan vazgeçmeyi düşündünüz?

İnsanın hayatına yönelik bir sistem kurmaya çalıştığı ve bunu yaparken kendine özgü psikolojik durumlar ile yüzleşme fırsatı bulduğu tamamen öznel bir yaşam deneyimi birey olmaya çalışan insanın vazgeçilmezlerindendir. İşte tam bu noktada insanı kucaklayan öznellik, kişinin inandıkları ile inandırıldıkları arasındaki gelgitlerine tanıklık eder. Tam bir arafta kalma hali anlayacağınız.

Hayata dair sorgulamalarda “kötü” kavramına yönelik şüpheci bakış açısı her zaman elimizin altında olmasına rağmen, “iyi” kavramına koşulsuz kabul gösterilmesi her daim doğru olan mıdır? İnsanoğlu için “İnandıkları” ile “inandırıldıkları” arasındaki ayrım, “iyi” ile “kötü” arasındaki ayrımdan daha fazlamı belirsizlik içermektedir.

“İnandıklarım İyidir” önermesinin karşısına “İnanmadıklarım Kötüdür” ü koyabilir miyiz? Peki, “İnandırıldıklarım İyidir” in karşısına “İnandırılmadıklarım Kötüdür” ü koymamız size doğru gelecek mi? İnandıklarım ifadesi tamamen içselleştirilmiş ve kişinin kendinden kaynaklanan bir durumu ifade etmesine karşın, inandırıldıklarım ifadesinde kişinin iradesinin yerini başkasının iradesi almaktadır. Onun içindir ki; gerçekleşme hali gerçekleşmediği için inandırılmadıklarının kötü çıkması insanı sarsmaz. Ama ya inandırıldıklarım iyidir önermesi yanlış çıkar ve aslında iyi bildiklerimiz de kötü çıkarsa. Farkındaysanız inandırıldıklarımıza ait önermelerde bir çelişki var. Çünkü bu durum kendi kaynağımızdan beslenmiyor. İşte bu çelişki insanın hayatında öznelliğin kaybolmasına yol açıyor. Kişi kendinden uzaklaşıyor. Onun içindir ki günümüz insanı kendisi dışında ne varsa onları düşünmek ve sorgulamak zorundadır ki kendisini yani “ben” i anlayabilsin. Kendinizle baş başa kalmadan “ben”i anlayamazsınız. Baş başa kalmak için uzak yerlere, dağ başlarına, ıssız ovalara gitmenize gerek yok. Kendinize gidin yeter. Yunusun dediği gibi “şahne kendisi olmuş kendi zindan içinde” hali yani. Tutsak da siz olun, tutanda siz olun ki “ben” i bulabilesiniz.

İnsanın zihnini ve ruhunu özgürleştirmesine engel olmak için günümüzde doğrular bile çarpıtılmaktadır. Doğrunun düşmanları her zaman olmuştur ve olmaya devam edecektir. Her şeyi kendi bencil çıkarlarına göre yorumlayan, kendi emellerine hizmet edecek şekilde tanımlayanlar bu yolda her şeyi mubah görmektedirler. “İnandıklarımız” ile “inandırıldıklarımız” arasındaki farkı görmek için, doğruyu söyleme cesaretini gösteren küçük bir çocuğun “Kral Çıplak” diye bağırmasını beklemek mi gerekmektedir?

İnsanın “ben” diye adlandırdığı “hakiki benlik”, insanın kendisi ile dünyası arasında sıkışıp kalmış ve yeni tanımlamalara, yeni sorgulamalara ihtiyaç duymaktadır.

Şu soruyu onun için bir kez daha kendinize sorun. “En son ne zaman kendiniz olmak istediniz?” ya da “En son ne zaman başkası olmaktan vazgeçmeyi düşündünüz?”

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.