Bellek sorunları çok yaygın değilmiş

Belleğinden memnun olmayan çok insan var ama nöroloji ve nöropsikiyatri uzmanları bellek sorununun zannedildiği kadar yaygın olduğu kanısında değiller.

ENSONHABER.COM - Belleğinden memnun olmayan çok insan var ama nöroloji ve nöropsikiyatri uzmanları bellek sorununun zannedildiği kadar yaygın olduğu kanısında değiller.

Onlara göre sorun bellekten değil başka problemlerden kaynaklanıyor. Birçok insan sıradan dalgınlıkları, basit unutkanlıkları bellek problemi zannediyor.

Belleğiniz genellikle zannettiğinizden daha güçlüdür. Onun gücünü hastalıklar değil, biz azaltıyoruz. Bunun nedeni, sıradan ve sık yaptığımız bazı yanlışların belleği bozabileceğini bilmememiz.

FAZLA ALKOL AZ UYKU, ÇOK STRES

Mesela çoğu insan alkolü biraz abartılı kullanmanın belleğini bozabileceğinin farkında değil. Oysa alkol çok az miktarlarda tüketildiğinde belki hafif bir bellek desteği bile yapabilirken, fazla içildiğinde sinir hücreleri nöronlar için toksik olabiliyor. Uzun süre ve yüksek dozda alkol kullanmak beyinde sandığımızdan daha çok tahribat yapıyor.

Belleği olumsuz yönde etkileyen basit yanlışlardan biri de uykuya gereken önemi vermemektir. Bir nörolog arkadaşım "Uyku belleğin sütüdür" diyor. Çok haklı! Uyku belleği pek çok yönden etkiliyor. İyi bir uyku belleği besliyor, güçlendiriyor, neredeyse iyi bir ilaç gibi etkili oluyor.

Belleğin bir başka düşmanı daha var. Ve o düşman son yıllarda daha etkili hale geldi: Stres! Araştırmalar ölçülü düzeyde stresin bizi uyanık tutarak ve biraz da hırslandırarak odaklanmaya zorladığını, dolayısıyla bilinçsel fonksiyonları güçlendirdiğini gösteriyor. Ama iyi yönetilemeyen, kronikleşen ve fazlalaşan stres dikkati dağıtıyor, algılamayı zorlaştırıyor, bilgilerin pekiştirilmesini güçleştiriyor. Kısacası stresin fazlası ve kötü yönetileni de belleğimizi olumsuz yönde etkileyen ciddi bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Benzer şekilde gereğinden fazla uzatılmış hüzünler, özellikle depresyon gibi duygu durum bozuklukları da belleği olumsuz yönde etkileyen durumlar.

İLAÇLARA DİKKAT!

Belleğimizi biz farkına varmadan bozan bir önemli etken de ilaçlardır. Reçeteli veya reçetesiz ilaçların çoğu dikkat edilmezse beyin fonksiyonu üzerinde olumsuz etkiler yapıyor. Bu nedenle çok gerekli olmadıkça beyin fonksiyonunu etkileyen ilaçları (uyku ilaçları, antihistaminikler, depresyon ilaçları, ruhsal gevşeticiler) kullanmamakta fayda var. Bu ilaçları doktorunuz lüzumlu görmedikçe kullanmayın. Ayrıca doktorunuzla konuşarak alternatif tedavi stratejileri bulmaya çalışın. Ayrıca çoğu zaman doktorunuz hatta eczacınıza danışmadan kullandığınız baş ağrısı, mide yanması sorunlarını azaltabilen sıradan ilaçların birçoğu da belleği zayıflatıyor.

YA KULLAN YA KAYBET

Belleği olumsuz yönde etkileyen kişisel yanlışlarımızdan biri de beyni gereğinden fazla dinlendirmek, istirahatta tutmaktır. Tıpkı kaslarımız gibi beynimizde "kullan ya da kaybet" prensibi ile çalışıyor. Yani kas egzersizleri gibi zihinsel ve duygusal egzersizler de yaparak belleği güçlendirmek gerekiyor. Örneğin saatlerce televizyon seyretmek gibi pasif faaliyetler belleği olumsuz yönde etkiliyor, gücünü azaltıyor. Aynı şekilde hareketsiz bir yaşam tarzını ısrarla sürdürenlerin bellekleri de zaman içinde zayıflıyor.

Beyninize iyi bakın

Son bir nokta da sağlığa gösterilen özenin belleği de etkileyeceğini çoğumuzun bilmemesidir. Eğer şeker yüksekliği, kolesterol fazlalığı, hipertansiyon vb. bir sağlık probleminiz varsa bu problemler zaman içinde kan damarlarını hasara uğratarak beyne giden besin maddelerini ve oksijeni azaltıyor. Sonuçta beynin fonksiyonları gerilemeye, gücü, kuvveti azalmaya başlıyor. Beyin fonksiyonlarındaki gerilemenin ilk belirtilerinden biri de bellek zayıflaması oluyor.

Çoğunuzun aklına "Bellek problemi var mı yok mu?" sorusunun takıldığını biliyorum. Özellikle yaşlanma yolculuğuna çıkanlar bu sorunu daha fazla önemsiyor. Ama birçok insan yanlış olarak bellek kaybının tek nedeninin Alzheimer hastalığı veya damar sertliği olduğunu düşünüyor. Oysa bellek kaybını kolaylaştıran onlarca sorun var. Bu sorunların çoğu ise öyle zannettiğiniz gibi damar sertliği, hipertansiyon, tiroit tembelliği, uyku apnesi gibi ciddi ağır ve önemli şeyler değil. Çoğu her gün farkına varmadan yaptığınız sıradan yanlışlar.

Anahtar örneğini unutmayın

Unutmayın. Bellek kaybı özellikle yaşa bağlı ortaya çıktığında bir hastalık olmaktan çok beynin yapısında meydana gelen normal değişimlerin doğal bir sonucu da olabiliyor. Siz yaşlandıkça nasıl gözünüz eskisi kadar iyi görmüyor, kulağınız eskisi kadar iyi işitmiyorsa, belleğiniz de bilgiyi ne eskisi kadar kolay depolayabilecek, ne de depoladığı bilgileri eskisi kadar kolay geri çağırabilecektir. Yani yaşlanmaya bağlı bellek zaafı bir dereceye kadar önemsizdir, hoş görülmelidir. Ne zaman ki belleğinizdeki kayıp işinizdeki, evinizdeki, kişisel ilişkilerinizdeki sorumluluklarınızı yerine getiremeyecek düzeye varmışsa, işte o zaman problem önemli olma sürecine girmiş demektir.

Unutmayın! Önemli olan arabanın veya evin anahtarını sık sık orada burada unutmanız veya nereye koyduğunuzu çabucak hatırlayamamanız değildir. Önemli olan elinize anahtarı aldığınızda onun ne işe yaradığını hatırlayamamanız, düşünmenizdir!

Psikiyatri Haberleri

MÜKEMMEL DENGE: BEYİN HASSASİYETİNİ NASIL AYARLIYOR?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisi
Attentioner DEHB Programına Yoğun Katılım