Bedenini korumayı öğretin!

Psikolog Nurkan Eryılmaz, son yıllarda cinsel suçların giderek arttığını, buna paralel olarak çocuk cinsel istismarının ilk sıralarda yer aldığını belirterek, ebeveynleri uyardı.

Akdeniz Üniversitesi doktorlarından Psikolog Nurkan Eryılmaz, son yıllarda cinsel suçların giderek arttığını, buna paralel olarak çocuk cinsel istismarının ilk sıralarda yer aldığını belirterek, ebeveynleri uyardı.

 

Çocukların cinsel istismarı, hayal güçlerinin genişliği nedeniyle uydurdukları yönündeki inancın yanlış olduğunu vurgulayan Eryılmaz, çocuklara bedenini korumayı ve 'hayır' demeyi öğretmek gerektiğini belirtti.

 

Çocukluğun, cinsel gelişim ve bilgilenmenin henüz tamamlanmadığı bir süreç olduğunu belirten Psikolog Nurkan Eryılmaz, bu dönemde yaşanacak herhangi bir cinsel istismar eyleminin, özellikle aile içinden kaynaklanmasının çocukta meydana gelebilecek zararı daha da ağırlaştırdığını kaydetti. Cinsel istismarın, çocuklarda uzun süreli duygusal ve davranışsal etkilere, korku, depresyon, kızgınlık, düşmanlık ve uygunsuz cinsel davranışlara yol açtığını anlatan Eryılmaz, bu nedenle çocukların, cinsel istismarı tanımlama veya gösterme yeteneğinde olduklarına inanılması ve profesyonel destek alınması gerektiğini söyledi.

 

Cinsel istismarı, 'çocuğun bir yetişkin tarafından; cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılması' şeklinde açıklayan Eryılmaz, "Çocukluk çağı cinsel istismarları çoğu zaman hiç kimseye söylenmez. Çoğunlukla günahından dolayı cezalandırılacağı ya da terk edileceğine dair korku yaşanır, utanç ve suçluluk duyguları ile bu şiddet saklanır. Fiziki muayenenin önemli bir rolü vardır." açıklamasında bulundu.

 

Çocuklarda oluşabilecek bazı davranış değişikliklerine dikkat edilerek istismarın anlaşılabileceğini aktaran Eryılmaz, 0-3 yaş arası çocuklarda yeme ve uyku bozuklukları, yabancılardan korkma ve yaşına uygun olmayan cinsel oyun, 3-6 yaş arası çocuklarda bebek gibi konuşma, içe çekilme, birine yapışma, gündüz veya gece idrar ya da kaka kaçırma, yeme ve uyku bozuklukları, öfke ya da boyun eğme davranışı ve cinsel oyunlar gibi bulgularla ebeveynlerin durumu gözleyebileceğini belirtti.

Cinsel istismara uğramış bir çocuğun anne-babası için önerilerde bulunan Eryılmaz, çocukların bu konuda nadiren yalan söyleyeceğine dikkat çekerek, "Çocuğunuza inanın ve yaşadığı istismar konusunda konuşmak için yüreklendirin. Yaşadığı travmatik olayı atlatabilmesi için tekrar tekrar konu üzerinde konuşmaya ihtiyacı vardır, iyi bir dinleyici olmaya çalışın. Duygusal destek sağlayın. Çocuğunuza şefkat ve anlayış gösterin. Ne kadar acı verici olsa da çocuğunuza aşırı kaygı ve acıma duyguları ile yaklaşmayın. Duygularınızı kontrol edin, öfke ve suçluluk duygularınızı çocuğunuzla değil, başka bir yetişkinle paylaşmaya özen gösterin. Böylece çocuğunuzun olumsuz duygularınız için sorumluluk üstlenmesini engellemiş olursunuz. Kesinlikle, çocuğunuzun yaşadığı istismarın onun sorumluluğu ya da suçu olmadığını anlamasını sağlayın. Uzman yardımı alın." dedi.

 

Cinsel istismarı ortadan kaldırmanın en etkin yolunun, oluşmasını önlemek olduğunu bildiren Psikolog Eryılmaz, çocukların olası istismar durumlarını tanımalarını, uygun bir yolla tepki göstermeleri ve böyle bir durumda güvendikleri bir yetişkine olayı anlatmalarının temel hedef olduğunu aktardı. Çocuklara, güvenliklerini sağlamayı öğretmek gerektiğini bildiren Eryılmaz, yapılması gerekenleri şöyle anlattı: "Güvende olma hakları olduğunu ve kimsenin bunu ellerinden alamayacağını söyleyin. Bedenlerinin kendilerine ait olduğunu, özellikle mayo ile kapatılan bölgelerin çok özel bölgeler olduğunu ve kimsenin bu bölgelere dokunmaya hakları olmadığını anlatın. Çocuklara, herhangi birisi onları incitmeye kalkarsa 'hayır' demeleri gerektiğini söyleyin. Çünkü birçok çocuğa, büyüklerin söylediklerine itaat etmeleri öğretilmiştir. Birisi onlara kötü, rahatsız edici bir şey yaparsa arkadaşlarından ya da büyüklerden yardım istemeyi öğretin. Yardım istediklerinde onlara kızmayacağınızı söyleyin. Çocuğunuza inanın, eğer yardım istiyorsa bunu geri çevirmeyin. Çocuklar bu konularda çok ender yalan söylerler. Çocuklarınıza bazı sırların hiçbir zaman saklanmaması gerektiğini söyleyin. Onlara istemeseler dahi bazı şeylerin açıklanması gerektiğini anlatın. Çocuklarınıza kendilerinin ellenmesi ve öpülmesi durumunda eğer hoşlanmıyorlarsa bunu reddetmelerini söyleyin. Eğer birisi eller ve bunun sır olarak saklanması gerektiğini söylerse mutlaka size bildirmesi gerektiğini anlatın. Çocuklarınıza, güvenliklerini korumak için gerekirse kendilerine zarar veren kişiden kaçmak, yüksek sesle bağırmak ve onu tekmelemek gibi bazı kural dışı davranışlarda bulunabileceklerini anlatın."

 

Çocukların cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği nedeniyle uydurmalarının mümkün olmadığını ve bu konuda genellikle yalan söylemediklerini vurgulayan Eryılmaz, "İlk kural çocuğa inanmak olmalıdır. Bir kez olan ya da tekrarlayan cinsel istismar çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığı açısından ciddi derecede zarar vericidir. Kurbanlar her sosyo-ekonomik ve her sosyo-kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklar olabilir. Olguların yüzde 80-95'inde fail 20-40 yaşları arasındaki, kurban tarafından tanınan, evli ve çocuklu erkeklerdir. Olayın olduğu yer genellikle ev, okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevresidir." şeklinde konuştu.

 

Cihan

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Aile Sağlığı Haberleri