HABER7.COM - Bebeğinizin inatçı ağlamalarından mustaripseniz beslenme şekline bağlı bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmelisiniz. Yrd. Doç. Dr. Mahir Gülcan bu ağlamaların nedenlerini ve çözümünü anlattı.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mahir Gülcan ile bebeklerdeki inatçı ağlamaları konuştuk...
Ağlama süresi ve şekilleri açısından bebekten bebeğe farklılıklar görülebilir. Bazı bebekler çok kısa, bazısı uzun süre ağlar. Bazıları hafifçe mızıldanırken, bazıları kuvvetle ağlar. Bazıları zor bazıları kolay sakinleştirilir. Yine de bebeklerin büyük bir bölümünde ağlama 2. hafta civarında başlar, 6. ila 8. haftalarda en üst seviyeye çıkar ve 3. ila 4. aylarda azalır.
İnatçı ağlama, birbirini izleyen 3 hafta boyunca, haftada 3 gün, günde 3 saatten uzun süren ağlama olarak tanımlanır. Ağlamanın bir hastalığa bağlı ve bir hastalığa bağlı olmayan nedenleri vardır.
Ağlamanın bir hastalığa bağlı nedenleri:
Sindirim sistemi dışı nedenler: İdrar yolu enfeksiyonu, fıtık gibi.
Sindirim sistemi hastalıkları:
*İnek sütü alerjisi.
*Gastroözefageal reflü.
*Laktoz intoleransı.
Ağlamanın bir hastalığa bağlı olmayan nedenleri:
*Yorgunluk.
*Açlık.
*Sinir sisteminin olgunlaşmasında gecikmeye bağlı sakinleşmede yetersizlik.
İNEK SÜTÜ ALERJİSİ
Bebekler arasında en sık rastlanan besin alerjisidir. İnek sütü proteinine alerjisi olan bebeklerin yüzde 50’sinden fazlasında soya sütü proteinine karşı da alerji vardır.
Daha çok sütten kesme döneminde yaşansa da, her yaşta gözlenebilir. İnek sütü alerjisinin belirtileri daha çok ishal, kusma, kanlı kaka, daha az sıklıkta kabızlık gibi sindirimle ilgiliyse de, zaman zaman egzama ve deri döküntüleri de görülebilir.
Hem anne sütü hem de mama ile beslenen bebeklerde inek sütü protein alerjisine bağlı olarak, inatçı ağlamayla birlikte aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
*Beslenme sonrası kusma.
*Kanlı veya sümüklü ishal.
*Normalden daha az kilo alma.*
*Egzama gibi alerjik cilt bulguları.
*Ailede inek sütü alerjisi olması.
TEDAVİ:
Hem mama ile hem de sadece anne sütü ile beslenen çocuklarda ortaya çıkabilir. Normal mamalar inek sütü kullanılarak yapılmaktadır. Sadece anne sütü alan bebeklerin, annelerinin aldıkları süt ve süt ürünlerindeki alerji yapan proteinlerin anne sütünden geçerek bebekte de inek sütü alerjisinin ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Eğer bebek inek sütü ve süt ürünleri gibi mamalar da alıyorsa, tamamını kesmek koşuluyla sırası ile aşağıdaki tedavi yöntemleri uygulanır. Ve yaklaşık iki hafta içinde tedaviye yanıt alınır.
Önce soya sütü ile yapılan mamalar denenir. Ardından kısmi hidrolize mamalara geçilir. Böylece, proteinin küçük parçalara bölünmüş olarak yer alması ve bu sayede mamanın alerji yapma riskinin azaltılması ve kolay sindirilmesi sağlanır. Son olarak amino asit bazlı mama kullanılır.
Mamada yer alan proteinlerin en küçük parçası olan amino asitlere kadar parçalanmış olarak yer alması ve bu sayede mamanın alerji yapan bölümü olan proteinlerin bu özelliğinin ortadan kaldırılması ve kolay sindirilmesinin sağlanması hedeflenir.
Alerjinin anne sütü ile beslenen bebeklerde görülmesi durumunda annenin tüm süt ve süt ürünlerini diyetinden çıkarması gerekmektedir. Bu durumda anne dışarıdan günlük kalsiyum desteği almalıdır. Bu diyetin uygulanmasından yaklaşık 2 hafta sonra şikayetler düzelmiyorsa, anne normal diyete geçebilir. Eğer birden fazla gıdaya karşı alerji şüphesi varsa, bu durumda daha detaylı bir kısıtlamaya gitmek gerekebilir.
GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ
Mide içeriğinin yemek borusuna istemsiz olarak geri kaçması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Yemek borusunda oluşturduğu hasar ve belirtilere ek olarak, sindirim sistemi dışında yarattığı birçok bozukluk nedeniyle de çocuklarda önemli bir hastalık nedeni olarak karşımıza çıkar.
Özellikle yemeklerden sonra ortaya çıkan kronik kusma, iştahsızlık, kilo alamama gibi bulgular yanında tekrarlayan üst solunum yolu hastalıkları ve astım gibi alt solunum yolu hastalıklarına da neden olur. Günde 5 veya üzeri sayıda kusması ve/veya beslenme sırasında zorlanması olmayan bebeklerde, reflünün ağlamanın bir nedeni olma ihtimali pek yoktur.
TEDAVİ:
Bebeğin yatağını 30 derece yükseltmek, koyulaştırılmış beslenme ürünleri kullanmak, her beslenmeden sonra bebeği 10 dakika dik tutmak.
Mide asidinden yemek borusu ve yutağı koruyucu ilaçlar ile mide asit yapımını azaltan ilaçlar, reflü tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır.
LAKTOZ İNTOLERANSI
Sütün temel şekeri olan laktozun yeterli sindirilememesinden kaynaklanır. Bu yetersizlik ise laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Alınan laktozu sindirebilmek için, gerekli laktaz yeterli olmadığı zaman özellikle bebeklerde sindirim sistemi ile ilgili önemli belirtiler ortaya çıkar.
Yenidoğan ve küçük bebeklerde genel olarak ishal, büyüme-gelişme geriliği, aşırı gaz ve inatçı ağlamalar ile rahatsızlık kendini belli eder. Büyük çocuklarda ise mide bulantısı, karında kramplar ve dolgunluk hissi, şişkinlik, gaz ve ishale neden olur. Bu belirtiler laktoz alındıktan yarım saat ile 2 saat arasında bir süre sonra başlar.
Bebeklerde sulu ve köpüklü kakaya eşlik eden ağlama, laktoz intoleransı sonucu ortaya çıkabilir. Asidik karakterde makat etrafındaki deride soyulma sık görülen bir belirtidir. Kesin teşhis, kaka testleri ile koyulur.
TEDAVİ:
Mama alan bebeklerde özel laktozsuz mama kullanımı, anne sütü alan bebeklerde ise sütün kesilmesi gerekebilir.