Ölümcül Hastalıklara Davet
Uzmanlar, stres, yorgunluk hissi, konsantrasyon eksikliği, baş ağrıları, uyku bozukluğu, kısırlık, beyin tümörleri, kan kanseri, genetik bozulmalar gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açan cep telefonu ve baz istasyonlarına karşı uyarıda bulunarak “Cep telefonlarının kullanımı doğru olduğunda, baz istasyonları da standartlara uygun yerlerde kurulduğu müddetçe en az zararı görmemiz mümkün” dediler.
Atina Üniversitesi’nde fareler üzerinde yapılan deneyde 1 saat cep telefonu ve wifi (kablosuz bağlantı) bulunan ortamda kalan farelerin öğrenme bozukluğu çektiği, uzun süre bu dalgalara maruz kalan farelerin de 5 saat önce öğrendiklerini dahi unuttuklarını ortaya çıkardı. Hamile farelerin de bu dönemde cep telefonu dalgasına maruz kalmalarının ardından hücrelerinin bozulduğu, bu bozukluğun yavrularının beyinlerine de zarar verdiğini gösterdi. İsveç’te Rausing Labarotuvarı tarafından yapılan araştırma sonucunda ise günde 2 saat cep telefonu dalgalarına maruz kalan hayvanlarda beyni zararlı maddelerden koruyan beyin-kan duvarının inceldiği, güçsüzleştiği gözlemlendi. Bu yıl Avusturyalı bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre çocukların kemik ilikleri yetişkinlere oranla 10 kat daha fazla radyasyon emdiğini gösterdi.
Dünyanın en çok cep telefonu kullanan ülkesi olan İsrail’de 20 yaş altındaki kişilerde başın cep telefonunun tutulduğu bölgesindeki organlarda kanserle ilgili vakalarda 3 kat artışın kaydedildiği belirtildi. Cep telefonlarının yaygın olarak kullanılmasının yanında baz istasyonlarının da sayısının artması, istasyonların mahalle aralarında, binaların, okulların, hastanelerin yakınında, tepesinde kurulmasının da sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri arttığı belirtildi. Zaman zaman mahalle aralarına ve okul etrafına konulan baz istasyonları halkın tepkisine neden oldu. Bahçelievler Koza İlköğretim Okulu’nun hemen yanına baz istasyonunun kurulması, velilerin ve okul yönetiminin de tepkisine neden oldu. Baz istasyonunun kaldırılması için okul yönetimi ile imza kampanyası başlatan veliler “Gerekirse çocuklarımızı okula da göndermeyeceğiz, baz istasyonu kaldırılsın” dediler.
Baz istasyonuyla yaşama alanı arasında en az 10 metre mesafe bulunması şartına karşın ülkemizde buna uyulmadığına dikkat çeken uzmanlar, yakınlarında baz istasyonlar bulunanların Yargıtay’ın geçmiş dönemde “baz istasyonu kaldırılsın” ya da “şehir dışına taşınsın” kararları emsal gösterilerek dava açabileceğini söylediler. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, çocukların baz istasyonlarının yaydığı radyasyon dalgalarından yetişkinlerden çok daha fazla etkilendiğini belirterek;
“Çocukların bu etkilerden korunması gerekir. Bu cihazların zararlı etkilerini hemen farkedemeyiz. Kanser ortaya çıkması hemen olmaz, hastalık 10-15 yılda ortaya çıkar. Bunu yalnızca ben söylemiyorum, bir çok bilimadamı benimle aynı fikirde fakat toplum bilinçlendirilmiyor, burada basına büyük görev düşüyor” dedi.
Baz istasyonları şehir dışına çıkarılamayacağını ama tepelerde, kuleler kurulup belli bir alanda toplanabileceğini anımsatan Şeker, 3. nesil (3G) teknolojiyle beraber daha fazla baz istasyonuna ihtiyacımız olacağından, bu istasyonların izole edilecek bir kulede toplanması gerektiğinin önemine değindi. Şeker, özetle şunları söyledi:
“Çamlıca’da kule kuruldu ama baz istasyonları kuleye toplanmıyor. Çamlıca’ya gidip görün okulların etrafı da dahil olmak üzere her yerde baz istasyonu var, kule orada çürüyor. Aynı durum Beylikdüzü için de geçerli. GSM operatörleri farklı kuleler kullanıyorlar, şimdi ‘hepsi aynı kuleyi kullansın’ deniliyor fakat öyle yapılmıyor. Baz istasyonlarının zararları hakkında yurttaş bilinçsiz ve malesef bilinçlendirmek için yeterince çaba sarfedilmiyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) gelen yetkililer bile elindeki telefonun gücünden haberdar değil. Bazı ünlülerimizin radyasyondan koruduklarına inandıkları için kolye takıyor. Bunun hiç bir faydası yok.”
46 bin baz istasyonu
Teknoloji Bilgilendirme Platformu (TBP) Başkanı Serhat Özeren, Türkiye’de üç operatöre ait yaklaşık 46 bin baz istasyonu olduğunu anımsatarak “GSM sistemleri ve baz istasyonları, diğer dünya ülkelerindeki uygulamadan faksız olup aynı mantıkta ve teknik özelliklerde kurulmaktadır. GSM teknolojisinden sağlıklı yararlanmak için yüzölçümü, nüfus, kullanıcı oranları kurulacak baz istasyonları sayısı ile orantılı olacaktır” dedi.
Özeren, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) baz istasyonlarının sınır değerlerini belirleyerek sıkı bir denetim mekanizması uyguladığını, yeni kurulacak her bir baz istasyonu için verilen elektrik alan limit değeri ülkemizde, AB ülkeleri ve çoğu dünya ülkesinin kabul ettiği Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu’nun (ICNIRP-International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection) sınır değerlerinin dörtte biri olarak belirlendiğini söyledi. Özeren, Ulaştırma Bakanlığı ile BTK’nın yeni teknolojilerle ilgili insan sağlığı ve çevre güvenliği konusunda en üst düzeyde hassasiyet gösterdiğini, gerek baz istasyonların kurulum öncesi ve esnasında operatörlerden istenen tüm ayrıntı ve raporlar, gerekse kurulum sonrasında yapılan bağımsız ölçümlerle denetlemelerin düzenli olarak yapıldığını belirtti.
BTK bünyesinde Hacettepe Üniversitesinde Avrupa’nın bu konudaki en büyük 3. laboratuarı ve araştırma merkezi olan BTK Piyasa Gözetim Laboratuarı’nda yalnızca elektromanyetik alan oluşturan sistemler değil, ülkemize gelen her türlü cep telefonu ve elektromanyetik alan oluşturan cihazlarında testi araştırma ve denetlemesinin yapılmakta olduğunu da anımsatan Özeren, baz istasyonlarının bina ve daireleri kurulmasıyla ilgili olarak ise kurulum için standart bir bedel olmadığını kaydetti. Özeren, şöyle devam etti: “Baz istasyonlarının kurulması uygun olan bina, yapı veya lokasyonlarda resmi bir kiralama sözleşmesi yapılır, tüm hak maliklerinin onayı alınır. Karşılığında mal sahibi kiracı ilişkisi sebebi ile belli bir kira bedeli ödenebilir. Bu bedeller operatörlerin karşılıklı mal sahipleri ile yaptıkları kontratın durumuna göre belirlenir.”
Şikayetlerinizi BTK’ya yapın
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) internet sitesinde, baz istasyonları ile ilgili şikayeti bulunan yurttaşların önce kuruma dilekçe göndermesi, ardından kurumun istasyonun kurallara uygun kurulup kurulmadığına baktığını ve gerektiğinde de kaldırdıkları belirtiliyor. Açıklamada “Haberleşmenin sağlanabilmesi amacıyla söz konusu cihazların bulunduğu yerden kaldırılmasının talep edilmesi yerine, kurum düzenlemelerine uyulup uyulmadığı, Güvenlik Sertifikası ve ölçümler hususlarında başvuruların Kuruma yapılması daha uygun olacaktır. Çünkü Kurumumuz baz istasyonlarının Kurum düzenlemelerine uygun olup olmadığını denetlemekte, uygun olmayanların uygun hale getirilmesi veya kaldırılmasına karar vermektedir” ifadelerine yer veriliyor.
Küresel alarm
Nobel ödüllü ABD’li kanser uzmanı, Pitsburg Üniversitesi’nde görevli Dr. Devra Davis, yeni kitabı “Disconnect (Bağlantıyı Kes)” adlı son kitabında cep telefonlarındaki tehlikeye dikkat çekti. Davis, cep telefonlarının sağlığa etkileri konusunda “küresel bir alarm durumu” ilan edilmesi gerekirken, cep telefonu endrüstrisinin büyük çabaları sonucunda bu cihazın zararlarını göstermeye çalışan saygın bilim adamlarının karalandığını, hatta dünyanın bir numaralı sağlık otoritesi Dünya Sağlık Örgütü’nde (WHO) bile cep telefonu zararları konusunda entrilar döndüğünü yazdı.
Davis, cep telefonlarının mutlaka kulaktan 1,5-2 santim uzakta tutulması gerektiğini, zaten Blackberry ve iPhone’ların kullanım klavuzunda bu uyarıların yer aldığını belirterek, mutlaka kablolu kulaklık kullanılması, otomobilde, asansörde, trende daha çok güç harcadığı için cep telefonlarının açılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Cumhuriyet