Kendime ilk olarak şu soruyu sormalıyım; ”ben kime göre ve neye göre BAŞARISIZIM?..” Sonrada “5 N Programı”nı hatırlayarak bir bir şu soruları sormaya devam etmeliyim:
Başarısız olmak Ne demektir?., Ne zaman başarısız olunur? , Niçin başarısız oluyorum?,
Nasıl Başarısız O-lu-yo-ruz? ve Neden Başarısız Olunur ?
İşte, sizlere nasıl başarısız olunacağına dair bazı ipuçları;
1) Fırsatların farkında olmadığın oranda başarısız olursun…
“Fırsatların sayısı, onları görecek insan sayısından çok daha fazladır.”(EDİSON)
2) Tutarsız, Sabırsız ve Aşırı Kaygılı Olduğun Müddetçe Başarısız Olursun.
“Sabırla sorunların üzerine gidiniz. Çünkü sonuçta başarının anahtarına sahip olacaksınız.”
Kabiliyet tek başına başarıyı getirmez. Dünya kabiliyetli, ama başarısız insanlarla doludur. Zeka başarıyı getirmez, yeryüzünde bazı eğitimli işsizler, başarılı insanların kapılarında güvenlik görevlisi olmak için çoktan kuyruğa girdiler…
3) Başarısız olmak için; salon, yatak odası,mutfak yada hol veya antrede çalışmalısın. Böylece ayrı bir çalışma odasına yada özel bir çalışma masasına (yani,iş tezgahına) ihtiyaç duymamış olacaksın.
Ayrıca, ders çalışmak için oturduğunda asla çalışmaya başlamama.Uzun bir zamanını hayallerle geçir.İlham gelmesini bekle ve o ilham bey gelmeden sakın çalışmaya başlama. Gerekirse onun gelmesi için yapman gereken o anki işlerini bir gün ve hatta bir hafta ertele. Nasıl olsa önünde, geleceğini geldiği zaman anlayacağın daha çok zamanın var.
Ayrıca, en önemli zamanlarını;
-Seni kendisine bağlayacak, hatta bağımlı kılacak televizyon dizilerini izleyerek,
-Günde ortalama dört saatini müzik dinleyerek,
-Hatıralarına, hatırı sayılacak kadar çok zaman ayırarak yada
-Ne kadar başarısız olduğunu düşleyerek değerlendir…
-Sakın ha!.. Masa başına oturuyor olsan da ders çalışmaya başlama. böyle yaşarsan gerçekten başarısız olabilirsin!..
4) Eğer ders çalışmaktan sıkılıyorsan, dersten derse, konudan konuya atlamalı, çalışıyor gibi görünmelisin…
“Düny yaptığınız şey size hâlâ çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir” (E. Wilson)
5) Nasıl olduğunuza inanıyorsanız, o inancınıza göre davranırsınız”
Bilmelisin ki, ”başarısız olacağına inanıyorsan, başarısız olursun..”Şimdi söyle bakalım ayna karşısında duran saygıdeğer genç ya da ergen!..Sen, kendinin nasıl olduğuna inanıyorsun?.. Kendini nasıl Görüyorsunuz?.. Duygularının Farkında mısın? Duyguların mı sana hakim, yoksa sen mi duygularına hakimsin?..
6) Kendin ile ilgili olumsuz düşünüyorsan başarısız olursun… Yenilebilirsin, kaybedebilirsin…Önemeli olan her şeye rağmen hayata olumlu bakabilmendir. Fakat, akıbetinin illa da başarısızlık olmasını istiyorsan, hep lekelere odaklanmalı ve her şeye rağmen olumsuz düşünmelisin…
Unutmayalım ki; “insan ne olduğunu düşünüyorsa, o dur!...” Ve Hindistan’lı Bilge ne de güzel söylemiş;
"Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür.
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür." (Gandi)
7) Çalışmaya otururken ihtiyacın olan malzemeleri yanında bulundurarak kendini rahata alıştırmamalısın.
Kalem ihtiyacın mı var, kalk kalem almaya git. Silgi ihtiyacın mı var, kalk silgi almaya git.. Tuvalet ihtiyacın mı var,kalk ve gir. Sakın,yarım saatten öncede çıkma. Nasıl olsa “kabız ya da ishal olduğunu” söylemek gibi bir gerekçen olabilir. Gerekirse olmayan başarı hayallerini de o zaruret mekanında bol bol kurabilirsin...
Su ihtiyacın mı var? Mutfağa gitmeden,zaman hırsızları “TV beyi!” yokla, sinsi internetle bir merhabalaş…Biraz zor dönersin seni hasretle bekleyen ve senin başarın için gerekli bütün hazırlıklarını saygıyla yapmış olan çalışma masana yani, iş tezgahına…
Oyalanabildiğin kadar oyalan, Zamanını “gel - git” ve “getir - götürler” le geçir…Geçir ki, zaman denilen ve bitmeyecek sandığın o muhteşem sermayen bitiversin…
Kısacası, ihtiyacın olan her bir şey için kalk, otur; git, gel!..Böylece zamanının nasıl geçtiğini çok geç anlamış olursun.. O zaman da zaten iş işten geçmiş ve ortada yapacağın bir işte kalmamış olacaktır. Bu nedenle sık sık masandan kalkarak ihtiyaçlarını tek tek alıp getirmelisin…Tabi ya, başka türlü nasıl başarısız olabilirsin?..
Ancak,”unutma, kaybedeceğin dakikaların bütün bir gün zararını çekersin”
8) Ya sadece kendini iyi yönlerinle, ya da sadece olumsuz yönlerinle değerlendir ve tanımla…
Olumsuzluklarının, eksiklerinin olabileceğini asla kabullenme.Ya da bunun tam tersi olarak sadece olumsuz, yetersiz veya kötü olarak gördüğün özelliklerinden ibaret bir insan olarak kendini gör, bu yönlerinle kendini tanımla…Eğer, böyle yapabilirsen tam bir içtenlikle başarısız olacağına tereddütsüz inanabilirsin.
Oysa ki insan, olumlu ve olumsuz, iyi ve kötü, zayıf ve güçlü, güzel ve çirkin, başarılı ve başarısız ve hatta eksik ve tam olan bütün özellikleriyle bir bütündür. Hatta tüm özellikleri ile, tüm varlıkların içerisinden seçilmiş, değerlinin değerlisi bir varlıktır, insan…
Yoksa sen kendini böyle mükemmel, hayatta ve kainatta olan her şeyin en güzel olanlarına layık, yaratılmış olan tüm varlıkların en değerlisi, en seçkini olarak görmüyor musun?..
Kabul et ya da etme, farkına var veya varma; sen gerçekten böyle bir varlıksın…Haydi, durma kendi gerçeğinden kaçmaya devam et!..Devam etki, başarılı olman gereken bir çok yerde ve alanda başarısızlık yaşaman kesin bir sonuç olsun…
Ve sakın H. Ford, Edison, E. Cariso, E. Zola, B.Disraeli ve daha yüzlerce başarılı insanın “hayata yenilmiş ve başarısızlıklara yaşayarak başlamış oldukları” na da inanma…
9) Çalışırken yada ders dinlerken not tutmak gibi bir tembelliğe kendini alıştırma.
Eğer not tutarsan hatırlaman gerektiğinde sahip olduğun zihinsel gücünü aktif şekilde kullanman gerekecektir. Oysa ki, başarısız olmak için böyle bir çabaya ne gerek var?..
Fakat yine de; “Bir şeye ait her şeyi öğrenin; her şeye dair bir şeyler bilin” (V. Dyke)
10) Eğer, bugün yapman gereken işlerini yarına ertelemeyi alışkanlık haline getirmeye başladıysan, başarısız olursun…
Başarısız insanların ortak denilebilecek bir özelliği de; bugün yapmaları gereken bir işleri varsa onu yarına, öteki haftaya, diğer aya ertelemeleridir…Hatta, başarısızlıkları garanti olsun diye bir sonraki yıla ertelemek gibi hüner denilemeyecek bir hünere sahip olmalarıdır. Sende de, bu türden, türü nadir olan bir hüner varsa, başarısız olabileceğine kendini alıştırabilirsin…
11) Çalışırken kendine sık sık dinlenme arası ver.
Hatta dinlenmek için ayırdığın süre, çalışmak için ayırdığın süreden daha fazla olsun. Ne gerek var ders çalışma masasında vaktini nakite dönüştürmeye ve daha iyi olmak için çaba göstermeye…
Zaten, “Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak da kalamaz” (O. Cromwell)
12) Önyargılarından kurtulamadığın sürece başarısız olursun.
Matematik mi? “Asla, başaramam!..” ya da “filan dersten, falan konudan hiç anlamam!..” gibi bazı ders yada konulara ilişkin içselleştirdiğiniz ve adeta kronik hale getirdiğiniz önyargılarınız...
Aslında, olumsuz deneyimlerini, istenmeyen ve beklemediğin başarısız yaşantılarını birer hayat deneyimi olarak görüp, önyargıya dönüştürmemelisin?”
Sen illa da, ”başarısız olmak” gibi senin için kesin olarak yasak olan bir tercihi tercih ediyorsan; zaten bazı alanlarda, derslerde ya da konularda başarılı olamayacağına dair, “kronik bir önyargı”ya sahipsin, demektir. Ve bu önyargının etkisiyle yenilgiyi, yenilmeden kabullenmiş olursun.
Zaten başarısız deneyimlerin başarıya giden yolda birer yol işareti olduğunu fark edemeyen; güçlü onca özelliği olmasına rağmen, karamsar bir duygu haliyle kendisini zavallı olarak algılayan, ey başarısız (!)…Hala inadım, inat!” diyemezsin.
Geçmişte onlarca hüneri göstermiş sen, yaşadığın sürece mülkiyeti sana ait olan o mübarek kafanı iki elinin arasına alarak, silkin ve gerçeğe uyan…Önüne koyduğun yeni zirvenin yürüyüşüne de derhal başla…Ha!.., ”başlamak da istemiyorum, bitirmeye de niyetli değilim” diyorsan; otur, otur iyi gelir…
13) Kararlarının sorumluluğunu üstlenmediğin sürece başarısız olursun…
“Olumsuz durumların bir son noktasının olacağını bil ve bu nedenle kendi kararlarının sorumluluğunu almaktan asla çekinme!..”
Kazanmak ve başarmak senin temel sorumluluğundur. Sorumlu olduklarına karşı, sorumsuzca davranmak gibi bir hakkın yoktur. Yetkin ise hiç yoktur. Çünkü, kendine karşı olan sorumluluklarını gerçekleştirdiğin takdirde öncelikle daha mutlu olabilirsin. Buna rağmen sen, mutlu olmamayı tercih etmekte hâlâ ısrarcı mısın?
“Önemli olan kaybettiklerin değil, kazandıklarındır. Kendi işlerinin sorumluluğunu aldığın sürece kazanmaya yakın olur ve başarırsın”.
Eee, zaten başarıya yatkınlığında vardı. Öyle ise ne duruyorsun? Anlıyorum, sen zaten durmak için duraklamıştın. Hem de hiçbir işaret levhasını önemsemeden… Sahi, kendi başarın için yürüdüğün, “kendi başarı yolu”nda yer alan bütün işaret levhalarını bir bir devre dışı bırakan da sendin… Amacına ilişkin bir açıklama yapamasam da başarısızlığı yaşamaya azmettiğini hatırlıyorum.
Madem ki, başarısız olmak istiyorsun, o halde sakın ola kendi geleceğin ve yaşamınla ilgili “hiçbir sorumluluğu almayasın. Nasıl olsa senin işlerini, senin adına yapacak birileri var!
Evinizde anneni hizmetkar, babanı ihtiyaçların için şifresiz ve kartsız hizmet veren bir ATM olarak gördüğün müddetçe başarısız olmayı gerçekten hak ediyorsun demektir…
14) Önünde bir hedefin yoksa başarısız olursun…
Unutma!.. Eğer bir kişinin geleceğe ilişkin hayâl ve idealleri yoksa, çalışması için bir nedeni de yoktur. Unutmayalım ki, “bizi biz yapan ümitlerimizden çok, amaçlarımızdır!...”
O halde, senin hedefin ne? Ve sen bu tempoyla, o hedefine ulaşacağına gerçekten inanıyor musun?.. “Herkes “başlayabilir” ama ancak güçlü irade sahipleri “bitirilebilir!” (E.S.Jones)
15) Çalışmadığın, çaba harcamadığın sürece başarısız olursun .
“Ben çalışmadan da başarılı olurum” , diyenlerden misin? Oysa ki, şu bir gerçek;
“Başarının, ”çalışma”dan önce geldiği tek yer “sözlük” tür. ” (Vidal Sason)
“Başarının bir anahtarı yoktur. Çünkü, başarıya açılan kapılar zaten hiçbir zaman kilitli değildir”
Yoksa sen halen başarı kapısının anahtarını mı arıyorsun? Sen sen ol, başarıya açık olan kapılardan içeriye girme!.. Hatta açık olan başarı kapıları sanki kapalıymış gibi davran… Ne bileyim,başarıya açık olan kapıların anahtarlarını aramak gibi akla uzak bir şeyleri yap.
Çözüm değil, problem üret. Zaten üretim yapılması acil ihtiyaç…Ehil ve güçlü olduğunu düşündürecek bir şeyler yapma. Zayıf ve beceriksiz olduğunu düşündürecek tarzda davran…Karşılaşacağın başarısızlıklar karşısında kendini masum göster, suçluyu dışarıda ara. Anneni, babanı, okulunu, öğretmenlerini, sistemi, hatta en yakınındaki dert ortağını, kankanı bile suçla. Mademki, ulaşılan sonucun bir nedeni var, o nedenin sen olmadığını kanıtlamak için her yolu dene…Geniş ufkunla sonuca böyle bak…Duruma böyle bakmazsan, başka türlü nasıl başarısız olabilirsin!..
16) Belli bir çalışma düzenin, yani yöntemin yoksa başarısız olursun.
Program, katı ve sıkıcı kurallar koymanın adı değildir…Esnek ve uygulayabileceğin şekilde ve kendine göre zamanı planlayabilmendir. Yolunu açık görüyorsan, yürüyüş kurallarını biliyorsan ve yürümeye başlayabiliyorsan, hedefine ulaşabilirsin!..Çünkü, bütün bunları başarıyor olman; bir düzen oluşturduğunun ve kendine ait bir yöntemin olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda başarılması ve yapılması zor görünenleri, zorluk derecesini önemsemeden başarabileceğinin de kanıtıdır…
Oysa sen, planlı çalışmak, metotlu ve sistemli olmak gibi başarıya götüren, “başarılı bireyler”in alışkanlıklarını edinmekten uzak durmalısın…Başarısızlık, ancak böyle durumlarda yaşanabilir…
17) Doğru zamanda,doğru kararlar almadığın sürece başarısız olursun.
“Doğru zamanda doğru karar = BAŞARI’dır”
Doğru bir zamanlama ile doğru ve uygulanabilir kararlar almanı ayakta alkışlıyorum… Ancak, senin ise, böyle bir başarıya değil, neticesi “başarısızlık” olan bir karara ihtiyacın olmalı… Bu nedenle eğer gerçekten başarısız olmak istiyorsan, mutlaka yanlış zamanda yanlış kararlar almalısın…
18) Öğrenmen gereken bilgileri öğrenmek ve kavraman gerekenleri anlamak için, bir çaban olmadığı gibi, içinde bir merak da yoksa başarısız olursun.
Eğer, başarısızlıklarla dolu bir yaşam arzuluyorsan ve bunun için bir reçete istiyorsan, işte o reçetede yer alacak ilk madde, “sürekli bir öğrenme ve anlama merakından uzak durman” dır. Nasıl olsa başarısız olmayı arzuluyorsun, o halde öğrenmen gereken bir şeyleri ve hatta çok şeyleri bilme ve anlama merakından derhal vaz geçmelisin…Böylece,başarısız olmayı gerçekten başarmış olursun… Öğrenmen gerektiğine inanıyorsan, öğrenirsin. Anlayabileceğini hissediyorsan anlarsın… O halde eğer öğreniyor ve anlıyorsan daha ne istiyorsun... Ha, illa da başarısız olmayı mı istiyorsun?.. Öğrenebileceğine inanma, anlayamayacağını anla!.. Gerisi gelecektir…
19) Zamanı değerlendiremiyor ya da nasıl değerlendireceğini bilemiyorsan başarısız olursun…
“Ahmaklar zamanı nasıl öldüreceğini, akıllılar ise nasıl kazanacağını düşünür”. ( Alain)
“Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir”. (Benjamin Franklin)
“Zaman büyük bir öğretmendir, yalnız ne yazık ki daima öğrencilerini öldürür.”(Curt Goertz)
“Zamanlarını en kötü şekilde kullananlar, en çok, zamanın kısalığından şikayet ederler.” (La Bruyere)
Sen bu özlü sözlerin ”özü”ne takılma, kafana göre takıl... Mutlaka hak ettiğin sonucu yaşarsın…
20) Gün içinde en zinde, en uyanık olduğun saatlerini kendi asıl işlerine mi, yoksa sıradan bir şeylere mi ayırıyorsun? Sahip olduğun ve sadece sana ait olan zamanın kontrolü sende mi?.. Yoksa, sana rağmen, sana ait olan zamanını senin dışında birileri mi yönetiyor?...
“Zamanın öldürülmesinin basit örneği, telefon konuşmalarıdır”.(Rinehart)
Sen, sen ol sakın zamanını sana değer katacak ve geleceğine yatırım olacak şeyler için değerlendirme. Nasıl olsa zaman mutlaka geçer ve biter… Sana verilmiş olan zaman dilimi de bir gün bitecek ve geçip gidecektir…Ancak, madem ki başarısız olmayı bir kere kafana koydun; o halde sınırlı olan zamanını dolu dolu ve anlamlıca geçirmek gibi bir yanlışa düşme.
Bırak kendi haline zamanını…Boş boş geçsin,boşa geçsin. Sen de, bu durumda başarısızlığının keyfini doya doya yaşamış olursun(!)
Yok efendim, “vakit nakitmiş”. Senin nakit ihtiyacın yok ki, nasıl olsa anlık düşünüyor, anlık yaşıyor ve hem de cüzdanını kabartan prestijli onlarca kartla taksit taksit geçinip gidiyorsun… Harca harca, kendinden tüket, kendini tüket. Nasıl olsa, başarısızlığı başarmaya azmetmişsin…Var mı senden daha başarısızı?..
“Zaman öldürmek en pahalı harcamadır.”(Balzac)
Doya doya yaşa başarısızlığını,başaramamış olmanın gerginliği ve pişmanlığıyla…
“Geçmiş veya gelecek yoktur. Sonsuz bir şimdi vardır” (Cowley)
Lütfen, zamanını öyle şeylerle değerlendir ve doldur ki, sonuçta başarı uzağında kalsın, başarısızlık yanı başında olsun!..
Sonuç Olarak;
Başarı için gerekli ve zorunlu olan her şeyin tersini düşünüp, uyguladığın an yüzde yüz “başarısızlık karnen” elinde olacaktır… Ve “Bittiğinde mutsuz olduğunuz gün, BAŞARISIZ bir gündür.”
* Bu konu başlığı yazarın, (Akademik Kitaplar tarafından basılan) “Kim Galip Gelecek, Sınav mı, Sen mi?” isimli kitabında ayrı bir bölüm olarak ele alınmıştır…