Genellikle başarılarımızı şansa değil, zekâmıza, yeteneklerimize ve çok çalışmaya bağlarız.
Peki, başarı ile yetenek arasında doğru orantı olsa, neden birçok zengin kişi orta düzeyde yetenekli görünür? Ya da neden en zeki insanlar en zenginler değildir?
İtalyan bilim insanlarının bu sorulara cevap vermek için hazırladığı bilgisayar simülasyonu ile elde edilen veriler, en başarılı insanların mutlaka en yetenekliler değil en şanslılar olduğunu gösterdi.
Araştırmacılar, farklı yetenekte ve pozisyonda olan 1000 kişilik hayali bir dünya düşünüp onları şanslı ve talihsiz denebilecek olaylara maruz bıraktılar.
Şanslı olaylar olarak adlandırılabilecek şeyler, doğduğunuz yer ve aile, kimlerle karşılaştığınız gibi çoğunlukla kendi kontrolünüzde olmayan, tesadüfi olaylardır.
Her birey elinde 10 birimlik sermaye ile başladı. Zeka, beceri, çaba gibi özelliklerle ifade edilebilecek yetenek seviyeleri, ellerine geçen fırsatı sermayelerini artırmak için kullanma ihtimalini etkilemesi gerekiyordu. 40 yıllık bir kariyer süresini ifade eden simülasyonun ardından, zenginlik dağılımının gerçek dünyadakine benzer geliştiği, paranın büyük bir kısmının az sayıda kişinin elinde toplandığı görüldü.
Biraz yetenek, bol şans
Üç araştırmacıdan biri olan fizikçi Alessandro Pluchino, normalde en yetenekli kişilerin en başarılı olmasının bekleneceğini, ama genellikle orta düzeyde yetenekli fakat çok şanslı insanların en başarılılar olduğunun görüldüğünü söylüyor.
"Şans ile başarı arasında kesin bir bağlantı olduğunu gördük. Bireylerin yeteneği orta derecede olsa bile bir dizi şanslı olayla karşılaşmaları başarılı olmalarını sağladı."
"Gerçek dünyada da aynı şeyi görüyoruz. Özel bir zekaya sahip olmadığını düşündüğümüz insanların büyük başarı ve zenginlik elde ettiğinin örneklerine çok rastlıyoruz."
Önünüze çıkan fırsatları değerlendirmek için elbette belli bir yetenek seviyesinin olması gerekir. Bu yetenek çok çalışmaktan zekaya kadar birçok özellikten kaynaklanabilir.
Ama tek başına yetenek yeterli olmuyor. Simülasyonda, en üst düzeyde yetenekli olan insanların çok azının en başarılılar arasına girdiği görüldü.
Zenginliğin paylaşımı
Bu sonuçlar, kaynak dağılımı konusunda karar verenlere yol gösterici olabilir. Böylece, örneğin buluşlar ve yenilikler konusunda adım atma kapasitesine sahip en yetenekli insanlara daha iyi fırsatlar sunulabilir.
Çalışmayı yürüten ekip, başarılı insanları ödüllendirme biçimimizi değiştirebilecek birçok alternatif buldu.
Örneğin, en çok satış yapan elemanlara prim verilmesi yerine, herkese az miktarda para dağıtma stratejisinin, bilgisayar simülasyonunda meritokratik (liyakata dayalı) sistemden daha etkili olduğu görüldü.
İnsanların genç yaştan itibaren şanslı olaylarla karşılaşmasını sağladığınızda, toplumdaki gizli yeteneklere ortaya çıkma fırsatı vermiş olursunuz." - Andrea Rapisarda
Geçmişteki performanslarına bakmadan, rastgele seçilmiş yüzde 25'e para verilmesi, bilgisayar modelinde daha fazla oranda yetenekli insanın başarılı olmasını sağladı.
Araştırmayı yürütenlerden ekonomist Alessio Biondo, ayrıca geçmişteki performansın gelecekteki performans için garanti olamayacağını söylüyor. "Bu başarının nedeni yetenekten çok şansla ilgili ise o zaman aslında şansı ödüllendirmiş oluyorsunuz.
Fizikçi Andrea Rapisarda ise bunun toplum açısından ilginç sonuçlar doğurabileceğini ve herkes için daha fazla olanak yaratılabileceğini belirtiyor. "Eğitimin, sağlığın geliştirilmesi gerekir, bunların tümü bu projenin bir parçası… İnsanların genç yaştan itibaren şanslı olaylarla karşılaşmasını sağladığınızda, toplumdaki gizli yeteneklere ortaya çıkma fırsatı vermiş olursunuz."
Zengin daha da zenginleşiyor
Makro-ekonomik düzeyde politika belirlenmesi konusunda fikir vermenin yanı sıra, gelişmiş bir ülkede veya varlıklı bir aileye doğmuş olmak gibi, şansın rolünü anlamanın bireysel yararları da var.
Genellikle yaşamımızda bizi geri tutan faktörler daha fazla dikkatimizi çeker; bize yararı olmuş etkenleri ise göz ardı etme eğilimine gireriz.
Şans ayrıca insanı daha cömert kılabilir. Bir araştırmada, insanların kendilerini şanslı görmeleri halinde yardım kuruluşlarına daha fazla bağışta bulunduğu görülmüştü. Yani onlara şanslı olduklarını söylemek yerine, örneğin şanslı oldukları bir zamanı hatırlamaları sağlanarak konu üzerinde düşünmeleri sağlandığında daha cömert oluyor, herkesin yararı için olan şeylere daha fazla katkıda bulunabiliyorlar.
Ancak araştırmayı yapan bilim insanları bile şansımızı artırmak için yapabileceğimiz şeyler olduğuna inanıyor.
"Rastgele tanışma ve sohbetlere, yeni fırsatlara mümkün olduğunca fazla olanak yaratın," diyor Pluchino. "Kendinizi odanıza kapatırsanız şanslı fırsatları hiç bulamazsınız."