21 yaşındaki üniversite öğrencisi Brett Cohen, fotoğrafçı ve koruma kiralayıp ünlü taklidi yaparak şöhretin endüstri haline gelişine kendi çapınca katkıda bulunurken; Adanalı Edip ve Mardinli Şeyhmus bireysel hareketlerle on beş dakikalık ünlü olma hakkını kullanıp medyayı ters köşeye yatırmanın hazzını yaşadılar.
Brett Cohen NBC kanalının stüdyolarından korumalarıyla çıkıp, kiralık fotoğrafçılar flaşları patlatınca; ünlü görmenin dayanılmaz cazibesine kapılan New Yorklular hızlandırılmış hayranlık kursundan yeni çıkmışçasına fotoğraf çektirme yarışına girdi. Genç kızlar çığlıklarını Cohen'den esirgemedi, kısa sürede hatırı sayılır bir kalabalık oluştu meydanda. Brett Cohen'i tanıyıp tanımadığını soran "sözde muhabir"e bir adam, "Yeni single'ını dinledim, gayet iyi olduğunu düşünüyorum" dedi. Ünlü taklidi yaparken ünlü olmayı başaran Brett Cohen sosyal bir deneye imza attığını ifade etse de şöhretini önümüzdeki günlerde nasıl değerlendireceği merak konusu.
Marmaris'te imzalı fotoğraf istediği kişinin Bakan olduğunu öğrendiğinde 'Vay kralsın' diyen 11 yaşındaki Selahi, twitter'da fenomen haline gelince yakaladı şöhreti. Şöhretini kalıcı kılmak adına futbolcu ya da oyuncu olmak için Bakan'dan yardım bekleyen Selahi, şimdilik makama kabul edilmekle yetiniyor gibi gözükse de kendini ifade etme rahatlığı beklediği kapıları açabilir her an.
Kiralık paparazzi hizmeti ABD'de 2008 yılından bu yana verilirken 2011 yılında bizde de yerli paparazzi hizmeti verildiği muştulanmıştı medya aracılığıyla. Brett Cohen'in sosyal deneyi eskimiş bir hizmetin yenilenmiş bir haberi sadece. Ünlü taklidi yaparken ünlü oluşunu meydandaki insanların kanmaya gönüllü olmasına borçlu Cohen. Adanalı Edip ve Mardinli Şeyhmus ise öncelikle medyayı kandırmalarına borçlu.
LYS sonuçlarının açıklandığı gün, 'ÖSYM 652. hiçbir yere yerleşemedi, açıkta kaldı' haberiyle tanıştık Edip'le. Haber ÖSYM ile bitmeyen hesaplaşmamızı gün yüzüne çıkarmış, eski hatıraları canlandırmıştı. Hayatımızdaki en büyük bariyer, yaşadığımız aksaklıkların, aksiliklerin tek sorumlusu olarak gördüğümüz ÖSYM'yi yorumlarla hırpalamak için bir kez daha altın tepside sunulmuştu fırsat. Öyle ya gözümüze sokulan belgeye göre 652. olan bir kişi açıkta kalıyorsa biz kim bilir nasıl bir haksızlığa uğramıştık! Aslında ne mühendislikler ne tıplar kazanacaktık da ÖSYM engeline takılmıştık! Ertesi gün ÖSYM belgenin sahte olduğunu açıkladığında dahi Edip ısrarlıydı hakkının yenildiğine ve sonuçların değiştirildiğine. Dershane müdürü 30 yıllık öğretmen basın toplantısı yaparak destek verdi öğrencisine.
Edip'in itirafı hevesimizi kursağımızda bıraktı. Tıp kazanmasına kesin gözüyle bakılan Edip, yaşadığı yoğun baskıyla kazanamamanın yaratacağı hayal kırıklığından medyayı yalanına alet ederek kurtulmaya çalışmıştı. Yaptığı tahribatın fark edilmeyeceğine, oluşacak kamuoyu desteğiyle Tıp'a kayıt olacağına mı inanmıştı yoksa sadece birkaç gün kazanmak için söylediği yalanın medyada yer almasına engel mi olamamıştı? Sınavının iyi geçtiğine dershane yöneticileri canı yürekten inanmıştı ki sonuçlar açıklanmadan günler önce öğrencileri ilk tercihini kazanmış gibi pankart bile hazırlatmışlardı. Yalanın dozunu kaçıran Edip söylediği yalanın kontrolden çıkacağını ve altında kalacağını hesaba katmamıştı büyük ihtimal. Günü kurtaracak, ÖSYM'nin hata yaptığına ailesini ve dershane çevresini inandıracaktı. Medyanın istemeden -ÖSYM'yi yıpratacak malzeme bulmuş olmanın verdiği heyecanla araştırma soruşturma evrelerinin atlanması medyayı ne kadar aklar o ayrı tartışma konusu- bir yalana iştirak ederek yalan haber yapması bir yalanın ortaya çıkmasına vesile oldu.
Geniş anlamıyla medya dar anlamıyla Doğan Grubu kendi haber ajansının yalan haber ağına ikinci defa düştü. 'Oxford hayalleri tandırda yanan genç ressam' haberi masal tadındaydı. Fakir bir ailenin çocuğu olan Şeyhmus resim yarışmasında birinci olmuş, 350 bin liralık ödülü Somali'ye bağışlamış, dünyanın dört tarafındaki üniversitelerden burs teklifi almış, değerlendirmek için bir dosyanın içine koyduğu evraklar annesi tarafından tandırda yanlışlıkla yakılmıştı. Haberin fotoğrafı hayalleri kül olmuş bir anne oğula değil yine olsa yine yakarım diyen bir anne oğula ait gibiydi. Edip gibi bir anda sosyal medyaya damgasını vuran Şeyhmus; kazandığı ödülün tamamını neden bağışladığı sorusunu yarışmanın kuralına bağladı. İlçe milli eğitim müdürü burs davetlerini doğruladı. Bakanın devreye gireceği haberinden sonra Oxford'dan yapılan açıklama ile bursun da kazanılan resim yarışmasının da hayal ürünü olduğu ortaya çıktı. Şeyhmus da Edip gibi başarısız bir sınav geçirmişti, ama o sebebini migrene bağlayarak kendine yalandan bir gelecek çizmeye çalışmıştı.
Kendilerine yalandan bir gelecek inşa etmeye çalışan iki gencin medyayı yalanlarına alet etmeleri, kurumları zan altında bırakmaları, geldiğimiz yer hakkında ipucu vermiyor mu? O kadar yalan bir dünya ki yaşadığımız, o kadar çok yalana maruz kalıyoruz ki, yarınımızı kurmak adına yalan en güvenilir liman görünüyor gözümüze.
Kaynak: Yeni Şafak