Babalar çocuklarına sevgilerini göstermekten çekinmemeli.

Uzm. Psikolog Zeynep Göktuna, 'Babalar çocuklarına sevgilerini göstermekten çekinmemeli. Bu sayede çocuklar sosyal yaşamlarında da kendilerini ve duygularını karşısındakine çok daha aktarabileceklerdir' dedi

Sadece çocuklarıyla değil, eşlerin de birbirleriyle olan yaklaşımları, çocuklarına karşı ortak tutumları gibi birçok unsurun çocuğun ruhsal ve sosyal gelişiminde etkili olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzman Psikolog Zeynep Göktuna, özellikle Türk toplumunda babanın bir otorite figürü olarak görüldüğünü ve çocuklarla iletişimin anne aracılığıyla sağlanmaya çalışıldığını hatırlattı. Sağlıklı bir ilişkisi kurabilmek için babaların çocuklarıyla açık iletişimde bulunmaları gerektiğinin altını çizen Göktuna, sağlıklı iletişim için babalara önerilerini sıraladı.

"ÇOCUĞUNUZA SEVİLDİĞİNİ HİSSETTİRİN"

Babaların çocukları ile fiziksel temas kurmasının, onlara dokunmasının ve sarılmasının çocukların hem psikolojik hem de sosyal yaşamları üzerinde olumlu etkiler yaratacağının altını çizen Zeynep Göktuna, “Bazı babalar sevgi göstermeyi 'otoritenin sarsılması' olarak görürler bu nedenle de çocuklarını ne kadar çok sevseler de onlara sevildiklerini göstermekten kaçınmaya çalışır. Çocuklarını onların fark etmeyeceği zamanlarda sevip, öpmeye tercih eder. Oysaki çocukların babaları tarafından sevildiklerini hissetmelerine ihtiyaçları vardır. Sağlıklı ilişkinin temelinde de çocuğa sevildiğini hissettirmek yatar. Dolayısıyla babalar çocuklarına ne kadar çok sevdiklerini göstermekten çekinmemeli. Bu sayede çocuklar sosyal yaşamlarında da kendilerini ve duygularını karşısındakine çok daha rahat aktarabileceklerdir” dedi.

“BİRLİKTE KALİTELİ ZAMAN GEÇİRİN”

Doğru bir ilişki kurabilmek için baba ve çocuğun kaliteli zaman geçirmesi de son derece önem taşıyor. Ancak çocuğun bu önemli ihtiyacını giderirken bahsedilen durumun birlikte televizyon seyretmek ya da telefonla uğraşmak olmadığını dile getiren Uzman Psikolog, “Çocuğun yaşına göre ihtiyaçlarının da değiştiğini hatırlayarak uygun aktiviteleri belirlemek gerekiyor. Örneğin yaşı küçük olan çocuklarla, hayal gücünü geliştirmesine yardım edecek oyunları kurmasına izin verin. Daha büyük çocuklarda ise ilgi alanlarını keşfedin ve ona uygun hobiler geliştirin. Sinemaya, tiyatroya gitmek için zaman yaratın” diye konuştu.

“ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN”

‘Otoriter Baba’ imajı yaratmak isteyen babalar, çocuklarıyla konuşmaktan, çocuklarına sevgilerini fiziksel temas yoluyla göstermekten kaçınıyorlar. Bu nedenle toplumumuzda çocukların babalarıyla konuşmaktan çekindiklerini kaydeden Psikolog Göktuna, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Genellikle baba çocuk arasındaki iletişimi sağlamak için anne aracı oluyor ve baba çocuk arasındaki ilişki anne yoluyla ilerliyor. Bu oldukça yanlış bir iletişim şekli, babalarıyla konuşamayan, babalarına duygularını ve düşüncelerini anlatamayan ve duygularını bastırmak zorunda kalan çocuklar kendilerini değersiz hissetmeye başlıyor ve özgüvenleri zedeleniyor. Hâlbuki sağlıklı baba çocuk ilişkisi kurabilmenin en temelinde babalarımızın çocukları ile iletişime açık olmaları geliyor. Çocuklar doğdukları andan yetişkinlik sürecine kadar farklı şekillerde anne ve babasına ihtiyaç duyuyor. Daha küçük çocuklarda yemek yedirilmesi, altının değiştirilmesi gibi kişisel bakım ihtiyaçlarının yerini büyüdükçe ödevler ya da farklı ihtiyaçlar alıyor. Bunun yanında elbette duygusal ihtiyaçlar da yer alıyor. Tüm bu ihtiyaçların giderilmesinde her ne kadar anneler biraz dana ön planda yer alsa da babaların da mutlaka işbirliği içinde hareket etmesi gerekiyor. Bu sayede çocuklar da babaları tarafından da değer verildiklerini bir kez daha görmüş oluyor."



“ÇOCUĞUNUZUN ‘ROL MODELİ’ OLUN”

“Unutmayın çocuklar ebeveynlerinin aynasıdır, bu nedenle çocuğunuzun yapmasını istemediğiniz davranışları öncelikle siz yapmaktan kaçınmalısınız” diyen Psikolog, tavsiyelerine şöyle devam etti: 

"Örneğin, çocuğunuzun telefonu ile bütün gece vakit geçirmesinden hoşlanmıyorsanız, öncelikle siz baba olarak telefonunuzla oynamayı bırakmalısınız. Çocuğunuzun çalışkan olmasını ve kendi hayatıyla ilgili sorumluluk almasını istiyorsanız öncelikle siz dürüstlüğünüz ve çalışkanlığınızla çocuğunuza örnek olmalı ve çocuğunuzun olumlu davranışlarını her zaman övgülerle, onunla ne kadar gurur duyduğunuzu ifade ederek pekiştirmelisiniz. 

“YEMEK SAATLERİNİ KEYİFLİ HALE GETİRİN”

Akşam yemeği saati tüm aile açısından önemlidir. Özellikle yemek saatlerinde hep birlikte olmaya gayret gösterin. Yemek saatinde televizyon izlemekten veya telefonunuzla oynamaktan kaçının, yemek saatini birlikte keyifli vakit geçirilecek bir zaman dilimi olarak görün. Bu saat diliminde ödevlerini yaptın mı ya da sınavdan kaç aldın gibi sorular sormaktan özellikle kaçının, çocuğunuza özellikle ona ve yaşamındaki olaylara ne kadar değer verdiğinizi hissettirecek konuşmalar yapın. 

“DİSİPLİN KURARKEN NET OLUN”

Çocuktan yeni bir davranış geliştirmesi istendiğinde öncelikle sizi dinlediğinden emin olun, söylemek istediklerinizi sizi duyacağı bir yerden söyleyin, mesela koridorun en sonundan çocuğunuzun en uzaktaki odasına komut vermeyin. Eğer çocuğunuz küçükse onun boyuna inin ve göz teması kurarak isteklerinizi belirgin, net ve kararlı bir şekilde ifade edin. Unutmayın komut net olmadıkça, olumlu davranışın oluşması daha zor olacaktır." 

“HATA YAPTIĞINDA YARGILAMAYIN, SAKİN OLUN”

'Yetişkinlerin olduğu gibi çocukların da hata yapabileceği unutulmamalı' diyen Uzm. Psikolog Göktuna, “Babaların çocukların yapığı hatalar karşısında öfkelenmemeleri ve sakin kalmaları oldukça önem taşıyor. Bu noktada çocuklara yaptıkları olumsuz davranışın sonuçlarının gösterilmesi ve bu sonucun sorumluluğunu almaları gerektiğinin açık ve net bir şekilde ifade edilmesi çok daha fazla yarar sağlıyor. Ayrıca, ceza vermek ve çocuğu başkalarının yanında eleştirmek de yapılmaması gereken davranışlar arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri