Avrupa'da Psikoloğu Olmayan Kulüp Yok

Milyonlarca dolarlık "endüstri" 11 kişinin omuzlarında. Peki bu psikolojilerini nasıl etkiliyor? Beklentilerin oluşturduğu Stresle baş edebiliyorlar mı?

Zeliha ALAGÖZ TEMİZ/ SABAH İNTERNET


Türk futbol endüstrisi 525 milyon euro'luk büyüklüğe ulaştı. Kulüplerinde dönen paralara taraftarları yatırımı da eklenince futbol için harcanan para milyar dolarları buluyor. Futbol Federasyonu'nun 2010-2014 için yayıncı kuruluşu belirlemek için düzenlediği çekişmeli geçen ihalede Digitürk'ün 321 milyon doları gözden çıkarması, ekonomik boyutun büyüklüğünü göstermek için tek başına yeterli aslında.

Dönen para bu kadar büyük olunca gözler de teknik direktör ve futbolculara çevriliyor. Taraftarın, köşe yazarlarının eleştirisine onlar maruz kalıyor. Peki bu psikolojilerini nasıl etkiliyor? Stresle baş edebiliyorlar mı? Psikolojik destek alabiliyorlar mı?

Avrupa liginde psikolog bulundurmayan kulüp yok. Türkiye'de ise sadece Galatasaray ve Beşiktaş kulüplerinin altyapı takımına psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Beşiktaş'a danışmanlık hizmeti verenler Anlam Düşünce Davranış-Değişim ve Eğitim Merkezi'nin genç psikologları Uzman Klinik Psikolog Elif Saygın ve Uzman Klinik Psikolog Hacerhan Sarsmaz.

Beşiktaş'ta başlayıp 4 yıl Fenerbahçe'de hizmet verdikten sonra tekrar Beşiktaş kulübüne dönmüşler. Sabah Gazetesi İnternet Sitesinden Zeliha Alagöz TEMİZ;  Psikolog Elif  Saygın ve Psikolog Hacerhan Sarsmaz'la futbolcuları psikolog koltuğuna yatırdı ve ruh hallerini analiz etmelerini istedi...

Takımda futbolcularla nasıl çalışıyorsunuz? Onları hangi periyotlarla görüyorsunuz?

İhtiyaçlar doğrultusunda hem tek tek hem de grup çalışmaları yapıyoruz. Kişilik testleri yapıyoruz. Hocalar ve antrenörlerle nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgiler veriyoruz. Maçlardan önce görsel materyallerle çalışıyoruz. Eski maçlarını birlikte izleyip değerlendirme yapıyoruz.

Erkek egemen kültürün bu kadar hakim olduğu bir mecrada çalışmak sizi zorluyor mu?

Tam tersi. Bir adım önde başlıyoruz. Kadın olduğumuz için bize karşı daha dikkatli davranıyorlar. Pek çoğunun aileleri dışında hayatlarına giren tek kadın biziz. Bize "Sayenizde bir bayanla nasıl konuşmamız gerektiğini öğrendik" diyorlar.

Futbol, milyon dolarların döndüğü bir endüstri haline geldi. Bu psikolojilerini nasıl etkiliyor?
Eğer psikolojik destek almazlarsa oldukça olumsuz etkileniyorlar. Taraftarların, köşe yazarlarının gözleri üzerlerinde. Pek çoğunun sosyoekonomik düzeyi çok düşük ve belki de tüm aile çok küçük yaşta onlardan gelen parayla geçiniyor. Çok stres altındalar ve "Ya sakatlanırsam, ya a takımına geçemezsem, transfer olmazsam" endişesi yaşıyorlar. Bu da onları öfkelendiriyor.

Öfke ve streslerini bastırmak için ne öneriyorsunuz?

Bir sonraki maçı kafalarında canlandırmalarını istiyoruz. Kimisi o ana dair negatif şeyler düşünüyor. Kafalarındaki negatif düşünceleri, işlevsel hale getirmenin yolunu öğretmeye çalışıyoruz. Örneğin bir oyuncu sürekli penaltı kaçırdığını hayal ediyorsa, eksikliklerini görmesini sağlıyoruz. Yani fiziksel antreman yanında psikolojik antreman da yaptırıyoruz.

Bir oyuncunun en stresli olduğu durum hangisidir? Penaltı atışı yapmak mı, kart görmek mi, sakatlanmak mı?

Kendini fiziksel ve ruhsal olarak iyi yetiştirmiş bir oyuncu çok rahatlıkla penaltı atabilir. Durumu futbolcunun zihninde nasıl canlandırdığı çok önemli. Çünkü aslında vücudumuz zihnimizdekini gerçekleştiriyor.

Öfkesini kontrol etmek bizce bir futbolcunun en büyük meziyeti. Çok fazla futbolcu var. Bir adım öne geçenler kişilik olarak kendini daha iyi yetiştirenler olacak. Kimse vazgeçilmez değil. Stresle başa çıkamadığı için sürekli gol kaçıran, öfkesini kontrol edemediği için kart gören oyuncular bir süre sonra yedek kulübesinde kalmaya ve unutulup gitmeye mahkumdur. Sakatlanmak bir oyuncunun en zor anıdır.

Bir futbol takımındaki en zor pozisyon hangisidir?

Kaleciler çok farklı terdedir. Takımın bütün yükü omuzlarındadır. Santraforun penaltıyı kaçırması belki maçı kaybettirmez ama kalecinin gol yemesi mağlubiyet getirir. O yüzden kalecilerle özel olarak çalışıyoruz.

Kenara alındığında, olumsuz bir tezahüratta ya da takımları yenildiğinde aşırı tepki veren ya da ağlayan oyuncular da mevcut. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

Bir futbolcu için 'dış sağırlık' çok önemlidir. Olumsuz bir tezahürat, rakip takımın oyuncusunun söylediği, hakemin kararı bir futbolcuyu olumsuz etkiliyorsa, o oyuna konsantre olamadığını, dış seslere kendini kapatamadığını gösterir. Sadece maç esnasında değil, öncesinde ve sonrasında da yazılan çizilenden, yorumlardan çok etkilenmemeleri gerekiyor. Futbolcunun dış seslere kendini kapatamaması ve etkilenmesi beraberinde başarısızlık da getirir.

İsviçre maçında yaşanan olaylar, maç öncesi Fatih Terim'in takımı aşırı motive etmesine bağlanmıştı. Aşırı konsatrasyon başarısızlık getirir mi?

Evet aşırı motivasyon stres yaratıyor. Takım hocalarına da çok büyük iş düşüyor. Motivasyonu doğru dozunda vermeliler. Profesyonel bir futbolcu da durumun verdiği stresi atlatabilmeli. Lig maçı, derbi maçı, kupa maçı farkı yaşamamalı. İşte o zaman büyük oyuncu oluyorlar.

Aynı durum taraftarlar için de geçerli mi? Yani Çarşı'nın rekorlar kıran tezahüratı futbolcuları olumlu mu etkiliyor, olumsuz mu?

Futbolcuya göre değişiyor. Kimini tezahüratlar daha da ateşlerken kiminin dikkatini dağıtıyor. Bu da daha önce bahsettiğimiz 'dış sağırlık'la alakalı. Futbolcuların başarılı olabilmeleri için her türlü olumsuz sese kendilerini kapatmaları gerekiyor.

Futbol aslında 'erken emekli' olunan bir meslek. Bu durum futbolcuları nasıl etkiliyor? Bir an önce çok para kazanma stresi yaşıyorlar mı?

Stresleri çok küçük yaşta başlıyor. Daha altyapıda oynarken ilerde yorumcu mu olacak, yazar mı, teknik direktör mü bunun hesabını yapıyorlar. Bir an önce kendini gösterip a takımına geçmenin transfer olmanın tasasını yaşıyorlar.

Büyük takımlara transfer olmak, birdenbire çok para kazanmak kişiliklerini, oyun performanslarını etkiliyor mu?

Eğer kişisel gelişimini tamamlamış ve kendini geliştirmişse çok etkilenmiyor. O yüzden terapilerimizde eğitimin önemine vurgu yapıyoruz. Beşiktaş kulübü de bu konuda oyuncuları destekliyor. Pek çoğu üniversite öğrencisi. Bu hayattaki tek dayanaklarının futbol oynamak olmaması gerekiyor. Başlarına, erken sakatlanmak, transfer olamamak gibi bir durum gelirse hayatlarını devam ettirebilmeliler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri