Üç boyut mucizesi "Avatar" filminde yer alan ütopik dünyanın güzelliği özellikle gençleri depresyona sokuyor. İzlediklerini gerçek hayatlarına tercih eden gençlerden, intiharı bile düşünenler var.
Filmin hayranları tarafından açılan site ve forumlar yaşadıkları depresyonla baş etmeye çalışanlar için konu başlıkları açtı. Bu forumlardan biri olan “Avatar Forums”un bu konuda açtığı başlığa bugüne kadar binden fazla mesaj geldi.
Forumdaki mesajlar, hasılat rekorları kıran filmin özellikle 20 yaş altı gençlerde üstesinden gelinmesi çok zor hisler yarattığını ortaya koydu.
FİLMDEKİ DÜNYADA YAŞAMAK İSTİYORLAR
Elequin adındaki bir kullanıcı mesajında şunları söylüyor: “Elimden geldiğince internette Avatar hakkında daha fazla şey bulmaya çalışıyorum. İzlediğimin sadece bir film olduğunu ve Na’vi ırkının yaşadığı gibi bir dünyada yaşayamayacak olmayı kabullenemiyorum.”
Mike adlı bir başka kullanıcı ise “Naviblue” adlı siteye yazdığı mesajda, filmi izledikten sonra intihar düşüncesinden sıyrılamadığını belirtiyor. “Avatar’ı izlediğimden beri depresyondayım. Na’vi ırkını ve yaşadıkları harika dünyayı gördükten sonra onlardan biri olmak istiyorum. Filmde izlediklerimi ne zaman hatırlasam tüylerim diken diken oluyor ve gözyaşlarımı engelleyemiyorum. Eğer Avatar gibi bir dünyada doğacağımı bilseydim intihar ederdim.”
James Cameron’un gişelerde milyarlarca dolar hasılat yapan Avatar filmi, "Pandora" gezegeninde bulunan çok değerli bir minerali elde etmek isteyen insanların, gezegende yaşayan barışçıl "Na’vi" ırkı ile olan savaşını konu alıyor.
Forumlara mesaj yazan birçok izleyici, insan ırkına olan nefretlerini belirtirken, "Na’vi" ırkına ve yaşadıkları dünyaya olan hayranlığı vurguluyor.
İsveç’te yaşayan 17 yaşındaki Ivar Hill adlı bir gencin Avatar forumuna attığı mesaj, filmin yarattığı hisleri çok güzel özetliyor: “Avatar’ı izlediğimin ertesi sabahı, dünya bana çok renksiz geldi. Gri bir dünyaya uyandım. Tüm hayatım, yaptığım ve uğruna çaba harcadığım her şey benim için değerini yitirdi. Her şey çok anlamsız geliyor. Artık en ufak bir şey yapmak için bile sebep görmüyorum. Ölen bir dünyada yaşıyorum."
HERKESTE AYNI ETKİYİ YARATMIYOR
New York’taki Louis Armstrong Müzik ve Tıp Merkezi psikiyatrisi Dr. Stephen Quentzel, “Görsel hayat gerçek hayat değildir. Ama Avatar görsel anlamda yapılabilecek bir filmin zirve noktasını oluşturuyor” dedi ve filmin kalitesiyle ön plana çıktığını ifade etti.
"Avatar Forums"un idarecisi Philippe Baghdassarian ise filmden dolayı depresyona girmediğini ancak tam aksine mutluluk duyduğunu belirtti ve şunları söyledi: “İnsanların depresyona girmesi dünyada olmayan güzellikleri görmelerinden kaynaklanıyor olabilir. Birçok kişi sahip olduğumuzdan çok daha farklı bir gezegende yaşayabileceğimizi düşünmüş olmalı” dedi.
Sinema konusunda özel çalışmaları olan Psikolojik Danışman Kenan TÜRKER; Avatar filmi'nin depresif etkiyle ilişkilendirmesini ve kişide intihar duygusu oluşturduğu iddiasını tuhaf bulduğunu söyledi. Çünkü, filmde bunu harekete geçirecek ne görsel ne de içeriksel bir uyarıcı var. Ancak iç dünyasında ki mutluluk algısı sadece gerçek dışılığa temasla ilişkilendirilmiş bir kişide, olmayan bir dünyaya girme arzusu ve doğal olarak gidememeye bağlı bir gerilim oluşabilir diyen TÜRKER filmin böyle bir işlevinden bahs etmek şizofreniye işaret olabilir. Çünkü gerçek olmayanla temasta ısrar ve gerçek olmayanı ulaşılması gereken bir hedef olarak düşünme şizofreni belirtisidir.
Konu hakkında Aktüel Psikoloji'ye sözlü bir açıklama yapan İstanbul İl Ruh Sağlığı Müdürlüğü Ruh sağlığı birim şefi Psk. Cüneyt KAYHAN, psikotik hastalarda filmin gerçek dışı hedefler sunma potansiyeline sahip olabileceğini söyledi. Ancak normal bir insanda bu tür bir etkiden bahs etmek zordur. Çünkü filmin yöneldiği ana işlev bu değil. Francis Bacon mutsuzluklukla ilgili şöyle bir tanım yapar. "Mutsuzluk: Sahip olduklarımız ile olmak istediklerimiz arasındaki mesafedir." Kişi Avatar'a konu olan gezegende ve Navi ırkının arasında ısrarla yaşamak isterse ve bunu bir hedef olarak önüne koyarsa böyle bir hedefe ulaşamayacağı için doğal olarak mutsuz olur. Filmin böyle bir etkisi yok. Filmden bu tür bir etki çıkaran maskeli psikotikler olabilir.