ASTIM VE ALERJİ KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNENLER
Suadiye Memorial Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel “Astım hastalığı ve alerji şikayetleri hakkında bilgi verdi. Keskinel, bu rahatsızlıklar konusunda toplumda yaygın ancak yanlış pek çok düşüncenin olduğunu belirlerek, dikkat edilmesi gereken noktaları sıraladı.
- “Astım, bulaşıcı bir hastalıktır”
Astım, genetik faktörlerin altta yattığı, çevresel faktörlerle tetiklenebilen bir hastalıktır. Bir enfeksiyon hastalığı olmadığından bir kişiden diğerine bulaşması söz konusu değildir.
- “Astım tedavisinde kullanılan spreyler alışkanlık/bağımlılık yapar, ciğerleri kurutur; bir kez başlarsam bir daha hiç bırakamam”
Sprey ya da kuru toz şeklinde ilaçların uygulanması, bağımlılık yapması söz konusu değildir. Bu konudaki yaygın inanışının tam tersine, tüm ilaç uygulama şekilleri arasında en zararsızıdır denebilir. Ağızdan (tablet ya da kapsül) ve enjeksiyon şeklinde (damardan ya da kas içine) ilaç uygulandığında, verilen doz kana karışır, tüm vücuda yayılır. Oysa sprey/kuru toz uygulayıcıları kullanıldığında, sistemik uygulamaya göre çok daha küçük miktarda ilaç (mikrogram düzeyinde) verilmektedir. Bunun sebebi; ilacın hedef bölgeye vücutta dolaşmadan, doğrudan ulaşmasıdır. Bu yolla ilaç verilmesinin bağımlılık yapması söz konusu değildir.
Astım tedavisinde kullanılan ilaçların akciğerleri “kurutması” mümkün değildir. Uzun araştırmalar sonucu geliştirilmiş olan bu ilaçları hekiminiz, her ilacı olduğu gibi, olası yarar ve zararını göz önünde bulundurarak reçetelemektedir.
- “Kortizon, çok zararlıdır, ne olursa olsun kullanılmamasını gerektirecek pek çok yan etkisi bulunmaktadır”
Zararsız olduğunu düşündüğümüz vitaminleri ve tamamen bitkisel ilaçları da kapsayacak şekilde her ilacın yan etkisi olabilir. Buna kortizon da dahildir. Önemli olan, ilacın beklenen yararının potansiyel zararından büyük olmasıdır. Başka bir deyişle; eğer o ilacı kullanmamak hastaya daha çok zarar verecekse, hasta ilacı kullanmalıdır.
Astımlı hastalara kortizon ancak ağır durumlarda (kriz ya da alevlenme gibi) ağızdan ya da enjeksiyon yoluyla verilir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi kana hemen hiç karışmayan sprey şeklindeki kortizonun neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Kimi hastalarda sprey şeklindeki kortizon kullanımına bağlı ses kısıklığı ya da kuru öksürük gibi şikayetler çok basit bir önlemle, yani spreyi kullandıktan sonra ağzın çalkalanmasıyla önlenebilir.
- “Astımın asıl tedavisi alerji aşılarıdır”
Alerji aşıları, ancak belli bir yaş grubundaki ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan
hastalarda uygulanır. Bu kararı ancak bir alerji uzmanı vermelidir. Ne yazık ki, günümüzde pek çok astım hastası, aşıyı astımlarını ortadan kaldıracak bir kurtarıcı olarak görmektedir. Aşı sadece belli bir alerjene karşı kişinin duyarlılığını ortadan kaldırabilir. Oysa her astım, alerjik olmadığı gibi; alerjik astımlarda da sadece aşı tedavisi asla yeterli olamaz. Her durumda öncelikle kişinin astımı tedavi edilmelidir. Çünkü aslında geri dönüşlü belirtileri olan astım hastalığı uygun şekilde tedavi edilmediğinde akciğerlerde kalıcı hasar bırakabilmektedir.
- “Kendimi iyi hissediyorum, şikayetlerim düzeldi, öyleyse ilaçlarımı bırakabilirim”
Şikayetler düzelse de, ilaçları azaltma ya da bırakma kararını hasta asla kendi kendine
Vermemelidir. Astım her ne kadar geri dönüşlü belirtilerle seyretse de; eksik tedavi bronşlardaki daralmanın kalıcı hale gelmesine neden olabilir. Bu konuda doktora güvenilmeli ve ilaçların ne kadar süre ile kullanılması kararı uzmanlara bırakılmalıdır.
- “Astımlı hastalar spor yapmamalıdır”
Doğru tedavi edilen ve iyi takip edilen astım, kişinin hayatını etkilemez. Astımlı hasta,
doktorunun önerisi doğrultusunda spor yapabilir. Yalnızca, bazı hastalarda spor öncesi nefes açıcı ilaç kullanımı gerekli olabilir. Bunun yanında, spordan ziyade; örneğin çok tozlu bir spor salonu ya da aşırı su buharı ile dolu kapalı bir havuz hastanın şikayetlerini başlatabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
- “Etrafımdaki alerjenlerin hangisinden korunayım ki? Kaçınmaktansa bırakayım, vücudum alerjenlere alışsın”
Ne yazık ki, “çivi çiviyi söker” yaklaşımı alerji için geçerli değildir. Yani, herhangi bir alerjene daha çok maruz kalmak, o alerjene “alışmayı” sağlamaz. Tam tersine, solunum yoluyla alınan allerjenlere (örneğin polenler, ev tozu akarları, küf mantarları, kedi-köpek tüyleri gibi) ne kadar çok maruz kalınırsa, geçen zaman içinde alerjik yakınmalar daha da şiddetlenecektir. Bu nedenle, alerjenlerden mümkün olduğunca kaçınmak uygun olacaktır.
- “Hamilelikte astım ilaçları bebeğe zararlıdır”
Astımlı hastaların yaklaşık üçte birinde gebelik sırasında astım belirtileri hafifler, üçte birinde
değişmez, üçte birinde ise kötüleşir. Daha önce de belirtildiği gibi, sprey şeklindeki ilaçların neredeyse hiç yan etkisi yoktur. Bu nedenle gebelikte doktor önerisi doğrultusunda güvenle kullanılabilirler. Bebeğe asıl zarar verecek olan hekimin kontrolü altında verilecek olan ilaçlar değil, annenin astıma bağlı tedavi edilmemiş sorunlarıdır. Bu nedenle, astımlı hastaların gebelik boyunca hekim kontrolünde olmaları gerekmektedir.