Aslan oğlum benim!

Uzm. Psk. Ceyda ŞENEL

Annelerle ne zaman çocuklarıyla ilişkileri hakkında konuşsam, duyduğum şey genelde iyi niyetle yapılmış fakat neticeleri yanlış sonuçlara yol açan hareketler oluyor. Bunun da sebebi, kendi anne babalarından yanlış öğrendikleri davranış kalıpları. Örneğin, çocuklardan kapasitelerini aşan başarılar bekleyen anne babalar vardır. "Benim kızım balerin olacak annesi de balerindi." gibi bir beklentide olan anne, çocuğun gerçek kabiliyet ve becerilerini görmez ya da görmezden gelir. Bunun sebebinin büyük bir kısmını, kendi ailelerinden gördükleri benzer yaklaşımlar oluşturur. Hâlbuki çocuğun özgüven gelişimi açısından yapılabilecek en doğru şey, kendi kişiliği ve kabiliyetlerine uygun işleri belirlemek. Her çocuğun matematiği sevmesi ya da başarılı olması beklenmemeli. Sosyal alanlara ilgisi varsa o yönde gelişimine destek olmalı. 
Çocukla doğru iletişim kurmak düşünüldüğü kadar zor değil aslında. Çocuğun gelişim yıllarından itibaren kurulması gereken doğru bağı oluşturmak gerekiyor. Çocuklara başıboş kuralsız bir yaşam sunmamalı. Kuralları belirlerken, anne-baba da bu kurallara uyulması gerektiğini göstermek ve kuralsızlığın doğuracağı problemleri engellemek için, kendileri de bu kurallara uymalı. Bu düzeni oluşturmak için herkesin bir görevi olmalı. Örneğin, çocuk her sabah kalktığında yatağını toplamayı öğrenmeli. Çocuklara görev verirken, yaş ve fiziksel özellikleri göz önünde bulundurulmalı, yapamayacağı görevler verip özgüveni sarsmamalı.

Bunun tersi de yapılmamalı tabiî ki, "Aslan oğlum sen her şeyi yaparsın" gibi yüksek beklentilerle, sahte özgüven aşılanmamalı. Bu durumda çocuklar, "Bütün dağları ben yarattım" gibi bir düşünceye kapılıp, kendi potansiyelini aşan durumlara balıklama atlayıp, başarısızlıklar ve hayal kırıklıları yaşayabilirler.

Yukarıda bahsettiğim iletişim modelinde, kurallara uyulmaması karşısında bir yaptırım uygulanmalı. Söylememe gerek olmasa da, yine de hatırlatmakta fayda var. Bu yaptırım, kesinlikle dayak olmamalı! ya da çocuğun kişiliğine yönelik hakaret, küfür ve herhangi bir taciz.

Ödül ve ceza yöntemi çocukla kurulacak sağlıklı ve başarılı bir iletişimde olması gereken öğelerdir.

Annelerden aldığım maillerde, ortak rastladığım bir şikâyet, çocuklara ne kadar ceza da versem ödüllendirsem de, yapmamasını söylediğim şeyi inatla yapmaya devam ediyor olması. Böyle bir durumda, çocuklar yetişkinler gibi benim ilgiye ihtiyacım var gibi sözel yolları tercih etmektense, hareketleriyle mutsuz oldukları ya da rahatsızlık duydukları bir meseleyi bize anlatmaya çalışırlar. Defalarca "yapma!" demeniz de yanlış davranışa yol açar ve çocuk, istediğini alana kadar bu davranışını devam ettirir.

Peki, ne yapmalıyız? Yanlış davranışı görmezden gelip, çocuğun olumlu bir davranışını övmeye başlamalıyız. Bir süre sonra çocuk, yanlış davranışından istediği tepkiyi alamayınca, olumsuz davranış sönmeye başlayacak ve olumlu davranışında artış görülecektir. Çünkü çocuk istediği ilgiyi artık olumlu davranıştan almaya başlamıştır.

Buradan da çıkartacağımız sonuç, çocuklarla iletişimde, küçük ayrıntılara dikkat ederek büyük başarılar elde edebiliriz!