MİNE AKVERDİ / AKŞAM
İlişki psikoloğu Handan Göral, çiftlere daha sağlıklı ilişkiler kurmaları ve daha mutlu yaşamaları için terapiler yapıyor. Aynı zamanda NLP ve koçluk üzerine de çalışıyor. Yakında biri psikoloji diğeri parapsikolojiye odaklı iki de kitabı çıkacak. Sevgililer Günü sebebiyle kendisiyle aşk ve ilişkiler üzerine konuştuk.
İlişki terapisti olarak nasıl çalışıyorsunuz?
Sadece kadın-erkek ilişkisi üzerine değil, eşcinsel çiftlere de terapi yapıyorum. Hepsinin temelinde iletişim var. Bu yüzden ilk randevudan ücret almam, ilk randevu tanışma demektir. Karşımdaki kişiyle empati kurabiliyor muyum, bir psikolog olarak birlikte çalışabilecek miyim buna bakarım. Çünkü psikolog olarak bir insanın yaşadığı travmayı üzerinden çekip alabilmek bambaşka bir olgu. Cerrahide bir operasyonla kemerli bir burnu çizgi gibi düzeltebilirsiniz ama insan ruhunda böyle bir şansınız yok.
ANAHTAR KELİME 'YETERİNCE'
Günümüz ikili ilişkilerini nasıl yorumluyorsunuz?
30 yaşını aşmış bir kadın olarak günümüz ilişkileriyle ilgili tek şey söyleyebilirim: Her şeye gebe. Güzel başlayan bir ilişki 24 saat içinde bitebiliyor; başlar mı başlamaz mı diye düşündüğünüz bir ilişki ömür boyu sürebiliyor. Asıl önemli olan boşuna zaman kaybetmemek. Yani bir kişi sizi yeterince önemsemiyorsa o insan için mesai harcamamalı. Benim hastalarıma, kadına da erkeğe de, söylediğim tek cümle budur: Eğer o kişi hayatınızda, düşüncenizde yeterince yer almıyorsa ya da tam tersi o sizi yeterince istemiyorsa, o insana hiç fazla mesai harcamayacaksınız. Bir kadının bir erkeği, bir erkeğin bir kadını sevmesi ilişkide yeterli değildir. Kilit kelime 'yeterince'dir. Yeterince değilse vazgeçeceksiniz. Arkanızı dönüp gideceksiniz.
Ama görünen o ki günümüz insanı 'yeterince'ye aldırmıyor; sıklıkla yüzeysel ilişkiler yaşıyor. Bu çok konuşulan, tartışılan, filmlere yansıyan bir konu...
Kitabımda 'Günübirlik ilişkiler, günübirlik fahişeler' adında bir makale var, bunu anlatıyorum. İlişkilerin basite indirgenmesi kişinin kendi elinde. Yoksa ne istediğinizi bildiğiniz ve kendi kimliğinizi koruduğunuz sürece ilişkiler çok güzel yaşanabilir. Eğer siz isteseniz de tercih ettiğiniz kişi o statüde değilse, o zaman da onunla zaman harcamayacaksınız. Örneğin 'Issız Adam' filminde kadınla erkeğin yaşadığı da şaşırtıcı değil, bilinen bir gerçek. Dünyanın en iyi kadını, en düzgün insanı da olsanız karşı tarafta 'yeterince' bir şey yoksa ne yapsanız boş.
AŞK BİTER İZİ KALIR
Geçtiğimiz günlerde İngiliz bilim insanları bir araştırma yayınladı. Araştırma 'ilk aşk kişinin sonraki tüm ilişkilerine gölge düşürüyor, bu yüzden ilk aşkı idealize etmeden yaşamak gerekiyor' diyor. Böyle bir tavsiye mantıklı mı?
Bunlar klişeleşmiş sözler. Duygularda strateji olmaz. İnsanlar gönüllerine, duygularına gem vuramazlar. Bir kere adı üstünde ilk aşk. Sen bu noktada 'aman dikkat edeyim, kapılmayayım' diyemezsin, hele de 14-15 yaşındaysan.
Peki, ilk aşk asla unutulmaz mı?
İlk aşk bir erkeğin sünnet, bir kızın ilk kez regl olması gibi bir şey. Hayatta sadece bir kez olunur ve elbette hiç unutulmaz. Ama hep içinizde kalıp sonraki ilişkilerinizde de sık sık aklınıza gelir mi? Bu nasıl bir şey yaşadığınıza bağlı. Kimi ölene kadar ilk aşkını hatırlar. Kimi büyük bir aşk yaşar ve eskiyi hiç hatırlamaz. Aslına bakarsanız en yoğun hangisini yaşadıysanız sizin ilk aşkınız da odur; önceki ilk hoşlandığınız olur. Ve en yoğun yaşadığınız aşkın izi içinizde kalır. Bunu sonraki ilişkilerde sık sık hatırlayıp hatırlamamak ilişkinizin kalitesine bağlı. Yeterince değilse eski aşkı hatırlarsınız.
Aşkın travmatik bir şey olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle. Aşk çok ciddi bir travma. Bana göre aşkın tarifi şöyledir: Koşulsuz sevebiliyorsan, güven sorunun yoksa ve sadece ona odaklanıyorsan bu aşktır. Onu sadece o olduğu için seviyorsan, başka şeyleri görmeden koşulsuz ona gidebiliyorsan bu aşktır. Ama aşk asla sağlıklı bir şey değildir.
Şirketlere ve oyunculara danışmanlık yapıyor
Son yıllarda NLP üzerine yoğunlaşan Handan Göral, büyük şirketlere danışmanlık da yapıyor. Şu anda da dev bir engelliler rehabilitasyon merkez yapmakta olan İMPA İnşaat Firması'nda işletme sürecinden, personelin ilişkilerine her alanda psikolojik destek veriyor, işçisinden patronuna herkese motivasyon sağlayarak işin sorunsuz ilerlemesinde rol oynuyor. Öte yandan oyuncu koçluğu da yapıyor. 'Beyza'nın Kadınları' filmi için 6 ay Mine Çayıroğlu ile çalışan Göral, 'Nevrotik fahişe rolü için Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne, o fahişelerin yaşadığı yerlere gittik, vücut dillerinden konuşmalarına ve giyimlerine her şeyi inceledik' diyor. Oyuncu koçluğu ve danışmanlık yaptığı bir başka filmse yakında vizyona girecek olan 'Fikret Mualla'. Ünlü ressamın hayatını anlatan, Metin Göngür'ün yönettiği filmde, Handan Göral'ın danışmanlığın yanı sıra küçük ama önemli bir rolle karşımıza çıkacağını da ekleyelim.