Aşk-ı Behlül’den koca olur mu?

Reklam fragmanlarını merakla izleyen, “Acaba gelecek hafta ne olacak?” diye gözünü ekrandan bir saniye ayırmayan insanlar görüyorum çevrede!

Eğer bir kesimin(!) kendisini inandırmaya çalıştığı gibi, ölülerin ruhlarının aramızda dolanıp durduğunu düşünüyorsanız hemen söyleyeyim… Halit Ziya Uşaklıgil uzay boşluğunda süzülüyorsa eğer, çığlıklar atarak, inleyerek, acı dolu feryatlar savurarak kendisini oradan oraya sürüklüyordur mutlaka!

İnançlarım gereği şahsi kanaatim, yıllar öncesinde toprağa karışmış kemiklerinin muntazaman sızladığı! “Benim en güzel eserlerimden birini, nasıl olur da bu denli seviyesiz hale getirirsiniz! Sizin hiç insafınız yok mu?” diye!

Yazar, yasak ilişkinin hayatları nasıl da mahvettiğini anlatmaya çalışmıştı zamanında. Ve yasak aşk üzerinden geçilerek söylemişti o kadar! Gelin görün ki senaristler dizinin tamamını fuhuş ortamına çevirdiler. Her birimizin evinde iğrenç sahneler dönüp duruyor ve kimse eline kumandayı alıp da rezalet senaryosu haline gelmiş dizileri kapatmayı akıl edemiyor bile!

Karar verdim! Arada sırada izlediğiniz dizi ve filmlerde, “aslında size ne izletmeye çalıştıkları”nı yazacağım sevgili okurlar!

Birileri reiting yapacak diye NİYE bizim toplumsal hayatımız iki paralık ediliyor ben anlayamadım gitti! “Anlamadığımdan” değil “anlayamadığım”dan bahsediyorum… belki de “anlamak istemiyorum”

Anlamak istemiyorum… evet… çünkü kendisini İslama ve Kur’a-ı Kerim”e nisbet ettiğini zanneden insanların, “ben Müslümanım” diyen kişilerin bu tür dizilerle yaşamını şekillendirmeye başlamaları ve kendilerini dizi karakterleriyle özdeşleştirerek anlatmaya çalışmaları zoruma gidiyor.

Geçenlerde bir hanımefendi –ki kendisini çok dindar olmakla tanımlıyor ve öyle de görünüyor- eşinden bahsederken “Imm… eşimi nasıl anlatsam size… işte tıbkı Behlül gibidir benim kocam” diyor.

Eyvah dedim içimden! Desenize; ıssız adam modunda o kadının kollarından öbür kadının kollarına akıyor… ardından amcasının karısını ayartıyor! Üstelik bu hatun daha önceki sevgilisinin kız kardeşi oluyor! Sonra yaptığı saçmalığın farkına varmasınlar diye amcasının kızıyla evlenmeye kalkıyor! Vs. vs gibi çirkinlikler içeriyor!

  …film mi bu sevgili okurlar!

  …dizi mi bu izlediğiniz…!

  …peki oldu mu bu yaptığınız!

Aile hayatınız açısından hoş olmayan, izlediklerinizin milyonda biri kendi eşinizle aranızda geçecek olsa üzüntüden kahrolacağınız veya eşinizi anında terkedeğiniz türden davranışları dizilerde izlediğinizde “alkışlamak” de ne oluyor lütfen düşünür müsünüz!

Kocası, amcasının karısına yan gözle baksa, benim bildiğim Türk kadını kocayı löp diye terk eder. Ve üstelik herkese der ki: “Benim böyle bir ahlaksız adamla hiç işim olmaz! Kendi amcasının eşine yan gözle bakan adamdan adam olur mu beee!” diyerek evliliğini bitirir. Hem de gururla… onuruyla gider evliliğinden!

…ama dizi olunca başka! “Yazık değil mi Bihter’le Behlül’e… Zaten Adnan Bey, Bihter’e hiç zaman ayırmıyor. Ne yapsın gencecik kadın! Behlül onun kıymetini daha iyi anlıyor!” şeklinde yorumlar dönüyor kadınların çay-poğaça sohbetlerinde!

Bu korkunç sevgili okurlar! Korkunç!

Terbiyesizlik/edepsizlik diz boyu hale getiriliyor… aile hayatınızı bitirecek sadakatsizlikler reel hale getiriliyor! Ortalama 5 dakikada bir öpüşme sahneleri yayımlanıp duruyor!

İzlemeyenler bilirler! İzlemenize gerek yok zaten! Başka programları izlerken arada pat diye giren fragmanları kapatayım diye elinize kumandayı alıp da öbür kanala geçinceye kadar bile gördükleriniz yetiyor midenizi bulandırmaya!

Valla tüm yapımcı şirketlere ve kanallara teşekkürler! Evlerimizi meyhaneye, kumarhaneye, genelevlere çevirmeyi başardılar! Bir kadın ve bir erkek arasında olabilecek en doğal en güzel duyguları, edepsiz senaryoları sayesinde belden aşağı bölgelere/iki bacak arasına kilitlediler!

  …izleyenlere de aferin! Kendinize ve yaşamınıza layık gördüklerinize bravo!

  …

Behlül’den koca olmaz!

Behlül gibi adamları kendi günlük hayatlarınızda görecek olsanız “Aman şu adamla beni yan yana görürler de maazallah hakkımda kim bilir ne dedikodular çıkarırlar Utancımdan adam insan içine çıkamam” diye bucak bucak kaçarsınız!

Kendi hayat arkadaşınızı, can yoldaşınızı, evlatlarınızın babasını lütfen böyle tanımlamayın! Reiting uğruna oluşturulmuş saçma sapan dizileri hadi izliyorsunuz, bari hayatlarınızdan birer parça haline getirmeyin!

“Eşim tip olarak Kıvanç Tatlıtuğ’a benzer” demek ayrıdır sevgili okurlar! Ama “ımmm nasıl anlatsam sizeee… kocam aynı Behlül gibi” diye tanımlamak ayrı…

Birisinde bilinçli bir dış profil çizme işi yaparsınız; ki akla uygundur…

Diğerinde o senaryoları içselleştirmişsiniz, yaşamınızın bir parçası haline getirmişsiniz demektir… bu ise tek kelimeyle FELAKETTİR…!


Mehtap KAYAOĞLU (Danışman Psikolog&Psikoterapis)
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv