Avusturya’daki Graz Üniversitesi’nden bilim insanları aralıklı orucun binlerce yıl öncesindeki avcı toplayıcı toplumların günümüze kalan yeme alışkanlıklarına bağlı olabileceğini gösterdi. Bu dönemdeki insanlar avcılık ve toplayıcılık yaparak sadece gıda bulduklarında tüketiyor bulamadıklarında ise aç kalıyordu.
Yapılan deneylerde 36 saat boyunca aç kalan ve ardından 12 saatlik sürede istedikleri kadar yemek yemelerine izin verilen insanların, bir ay içerisinde 3 kilodan fazla kilo verdikleri saptandı.
Oruç tutanlar zayıfladı
Araştırmada, aralıklı oruç tutan katılımcılardan yedikleri gıdaların listesini günlük olarak tutmaları ve aldıkları glikoz miktarını gözlemlemeleri istendi. Bilim insanları deneyin sonucunda ortalama olarak 12 saat boyunca yemek yeme izni olanların dört haftalık program sonunda 3.5 kilo kaybettiklerini gözlemledi. Aralıklı oruç tutan bu insanların altı ay sonra bile bağışıklık sistemlerinde bir değişiklik olmadı. Diğer bir diyet türleri, insanların günlük kalori alım miktarlarını kısıtlamaya yönelik yapılıyor.
Araştırmacılar bu tip diyetin herkes için uygun olmayabileceğini ve uzun dönem içinde kanıtlanması için çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Araştırmayı yürütenlerden Profesör Frank Madeo, bu diyetin arkasında evrimsel bir biyolojinin olabileceğini söyledi. Madeo, fizyolojimizin yüksek gıda alımından sonra bir süre açlığa dayanabilmesine yatkınlık gösterdiğini vurguladı. Daha önceki çalışmalar düşük miktarda kalori alımının besin yetersizliği ve bağışıklık sisteminin zarar görmesi gibi sonuçlara yol açabileceğini gösteriyordu.
Ancak aralıklı oruç diyetinde altı ay sonra bile deneye katılanların bağışıklık sistemleri değişmedi. Kansere yakalanma risklerinden biri olarak bilinen bel çevresindeki yağlanmanın ise azaldığı gözlendi. Faydalarına karşın araştırmacılar, aralıklı orucun herkes için bir beslenme planı olmayacağını vurguluyor. Profesör Madeo, bu diyetin özellikle obezlerin birkaç ay kilo vermeleri için kullanabileceğini aktarırken bu diyetin günlük yaşamda kullanılması için daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin altını çizdi.