Türkiye'nin en sevilen aktörlerinden biri olan merhum Kemal Sunal'ın hiçbir yere konuşmayan kızı Ezo Sunal ile bir araya geldik. Ezo Sunal ile hem annesi Gül Sunal'ın yaşasaydı 70 yaşına girecek olan eşi Kemal Sunal hakkında çıkardığı 'Hadi Gel, Bi Kahve İçelim...' isimli kitabını, hem de özel hayatını ve babasını konuştuk.
Bu özlemi size tarif etmem çok zor. O yüzden nasıl cevaplayacağımı bilemiyorum. Biz beraber yaşayan bir aileydik. Çok uzakta ya da ayrı ayrı yaşanır da, özel günlerde ailen ya da babanın olmaması sana dokunur. Babamı çok özlüyorum. Onun öldüğüne hâlâ inanamıyorum. 14 koca yıl babama olan özlemle geçti. Tarifi çok zor bir soru sordunuz.
Hiç fark etmez; iki dakika duralım yeter. Babamı kaybettiğimde 16 yaşındaydım, onunla daha fazla vakit geçirmeyi çok isterdim. Babamla yaşadığım yılları doya doya değerlendirdik, bu da büyük bir şans. Babamı doya doya yaşadım. O yüzden keşke dediğim bir şey yok!
BABAM ÖLÜMSÜZMÜŞ
Ben de her kız çocuğu gibi babama çok düşkündüm. Babamla sokakta vakit geçirme imkanımız olmadı. Çünkü her sokağa çıktığımızda, ona çok büyük ilgi oluyordu. Bu nedenle evde daha çok vakit geçiriyorduk. Evde daha çok film izlerdik. Fransız okuluna gidiyordum, yabancı dilim Fransızca'ydı. Bu yüzden benimle sık sık Fransızca konuşur, diyalog çalışmamı sağlardı. Derslerimle yakından ilgilenirdi.
Babam öleli 14 yıl oldu. Hâlâ Kemal Sunal'a bitmeyen, azalmayan bir sevgi ve ilgi var. Bu çok gurur verici ve bizi mutlu eden bir durum. Babam öyle güzel bir sevgi bırakmış ki! Kemal Sunal bana göre ölümsüzlüğü bulan insanlardan. Halk, babamı bir star olarak görmelerinin dışında ailelerinden biri olarak görüyor. O yüzden babamla ilgili daha çok şey bilmek istiyorlar. Annem de bitmeyen bu ilgiye karşılık "Bildiklerimi ve anlatabileceklerimi kendimize saklamamızın artık neredeyse suç olduğunu düşünmeye başladım" duygusuyla biraz da dertleşmek kıvamında bu kitabı yazmaya karar verdi.
Evet, kitabı ancak 3-4 ayda okuyabildim. Çünkü beni psikolojik olarak zorladı. Bilmediğim şeylerle karşılaştım. Bu kitabı annemin yazmış olması, beni daha da duygulandırdı. Ancak bu kitap, benim ailemle ilgili olmasa da yine duygulanırdım. Çünkü annem bunu bir anne, bir eş, bir sevgili olarak yazmış. Çok enteresan olmuş bence.
YAYINCI ARIYORUZ
Babamı kaybettiğimiz dönemden sonra bilmediklerimi ben de kitapta okudum. Hiç haberim yoktu. Bugüne kadar okuduğum hiçbir kitaba benzemiyor. Çok samimi bir kitap olmuş.
Şu anda direkt olarak söyleyebileceğim bir şey yok! Babam eğitime çok önem veriyordu. Bunu da starlığın zirvesindeyken üniversiteye dönüp yüksek lisans yapmasıyla kanıtladı. Babamın bu yaptığı, onun hayran olduğum özelliklerinden biri. O yüzden eğitim alanında devam edeceğim. Bu, onun için yapabileceğim en anlamlı projelerden biri diye düşünüyorum. Onun dışında bir Kemal Sunal belgeseli var. Onu hayata geçirmek istiyorum. Bu belgeseli ailece kendimiz çektik ve yayınlayacak kuruluş arıyoruz. Bu belgeseli yayınlatmak ve Kemal Sunal sevenleriyle buluşturmak, babamla ilgili yapmak istediğim en önemli projelerimden biri.
TELİF DAVAMIZ SÜRÜYOR
Hâlâ devam eden bir süreç olduğu için bununla ilgili konuşmam çok doğru değil. Daha yolun başındayız. Telif, herkesin alması gereken bir haktır ama hakkı olanlar alamıyor. Bunün en iyi örneği Kemal Sunal'dır. Çünkü defalarca filmleri yayınlanıyor. Gelecekte de yeni nesil oyuncuların bu telif haklarından faydalanması gerekiyor. Annem 'Neden Türkiye'de telif hakları yok' diye hem babam, hem de babamın arkadaşları adına çok üzülüyor.
HAYALİME KAVUŞMAK İÇİN DİZİ TEKLİFİNİ KABUL ETTİM
Öğretmenim; hareket, ritim ve müzik alanında eğitmenlik yapıyorum. Çocuklarla başladım, şimdi yetişkinlerle devam ediyorum. Aslında sanat, hayatımın çok büyük bir parçası olarak işimin içinde diyebiliriz.
18 yaşından beri oyunculuk teklifleri geliyor. İngiltere'de okudum. Mezun olduktan sonra Türkiye'ye döndüğüm yıl bir teklif geldi. Bir atölye açma hayalim vardı. Bu hayalime destek olması için projeye "Evet" dedim. Senaryo da güzeldi ama uzun soluklu olmadı.
Bilmiyorum ki, belki yine oyuncu olarak beni görebilirsiniz. O zaman de 'Hadi oyunculuk yapayım' deyip de yaptığım bir şey değildi. Yine böyle bir şey olabilir. 'Oyunculuğu bıraktım, asla yapmayacağım' demek, bana iddialı geliyor.
ANNE VE BABAMIN EVLİLİĞİ ÖRNEK BİR EVLİLİKTİ
Annemin ana okulundan gelen çocuk sevgisiyle hep çocuklarla olmak istedim. Gerçekten insanı çok güzel motive ediyorlar. Hayata dair çok şey öğreniyorum onlardan ve onlarla kendime yeni bir alan oluşturuyorum. Çocuklarla olmak beni çok mutlu ediyor.
Doğru birini bulursanız ve ilişki iyi bir şekilde yürürse, evliliğin güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. Eğer hayırlıysa, ben de evlenmek istiyorum. Evlilikle ilgili önümde annem ve babamınki gibi güzel bir örnek vardı. Benim için özendiğim bir evlilikti. Bu yüzden evlilikten korkmuyorum. Teşekkürler anne ve baba.
ÇOCUK İÇİN VAKİT VAR
Yani özlemini duyduğum bir şey değil bu açıkçası. Çünkü daha önce tattığım bir şey olmadığı için o özlemi duyacağım bir tecrübem yok. Ama inşallah olur, tabii ki de isterim. Ama 'Çocuk sahibi olmaya daha vaktim var' diye düşünüyorum, dayanabilirim biraz daha. (Gülüyor)
Annemin yazdığı kitap psikolojimi çok zorladı
Annesi Gül Sunal'ın, Kemal Sunal'ı anlattığı kitabı 3-4 ayda ancak okuyabildiğini söyleyen Ezo Sunal: Psikolojik olarak zorlandım, bilmediğim şeylerle karşılaştım. Bu kitabı annemin yazmış olması, beni daha da duygulandırdı. Çünkü anne, eş ve sevgili olar