GÜNEŞ GAZETESİ - Gelişen tıp sayesinde çeşitli yollarla çocuk sahibi olma şansının da artmasıyla birlikte 'anne olma çılgınlığı' eğilimi de baş gösteriyor. Tüp bebek bir numara...
Çİftlere anne ve baba olarak mevcut durumlarının dışında yeni bir statü kazandırması, çocuk sahibi olma isteğini artırıyor. VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü'nden Psikolog Aslı Akkan, çağımızda anne-baba olma psikolojisi ile ilgili soruları şöyle yanıtlıyor:
İnsanların çocuk sahibi olmak için bütün şartlarını zorlamasını neye bağlıyorsunuz?
Çoğalıp genlerini nesilden nesile taşımak her canlının olduğu gibi insanın da evrimsel bir ihtiyacıdır. Ancak özellikle günümüzde, çocuk sahibi olmak sadece bu evrimsel kodların getirdiği bir gereklilik değildir. Çocuk sahibi olmak kişilere yeni kimlikler, title'lar ve sosyal statü değişiklikleri kazandırmaktadır. Çocukla birlikte birey sadece eş, arkadaş, çalışan, sporcu, öğretmen, doktor vs. olmayıp 'anne' ya da 'baba' kimliğine bürünmektedir. Benzer kimlikler de o benzer kimlikteki diğer kişilerle ortak paydalar/paylaşımlar yaratmakta ve yeni sosyal düzenlemelerin beraberinde gelmesine yol açmaktadır. Sosyolojik açısının yanı sıra, çocuk sahibi olmak bireylerin karakter özelliklerine bağlı ihtiyaçlarını da karşılamalarını sağlayacaktır. Örneğin bağımlı kişilik yapısına sahip bir birey bu özelliğinin sonucu oluşan 'sürekli onanma ve sevilme ihtiyacını' çocuğu üzerinden sağlayabileceğine inanabilir. Ya da mükemmeliyetçilik özellikleri yoğun olan, hayatını hep 'meli/malı' lar üzerinden yöneten bir kişi 'toplumun bir parçası olmak adına çocuk sahibi olunmalıdır' inancıyla çocuk sahibi olmayı daha da isteyecektir.
ŞANS DOĞDU
Tüp bebek yöntemlerinin yaygınlaşması 'anne olma çılgınlığını' ne kadar arttı?
Gelişen tıbbi imkanlar doğal olarak eskiden çocuk sahibi olma olasılığı olmayan kişilerin de artık bir şansının olmasına yol açtı. Bu da daha fazla kişinin anne baba olmasına neden oldu. Tüp bebek yönteminin getirdiği kolaylıklar sayesinde sadece infertilite sorunu olan bireyler değil, aslında kimi zaman riskli grupta olarak görülebilecek belli yaşın üstündeki kişiler de anne baba olabilme olasılıklarını fark ettiler.
58-60 gibi çok ileri yaşlarda anne olunması hakkında neler söyleyeceksiniz?
Fizyolojik açıdan değerlendirmesini yine bir tıp doktorunun yapmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. Psikolojik açıdan ise bu yaşlarda anne olunmasının sakıncaları olabilir. İlk annelik ise bu yaşta 'annelik' kimliğine adapte olabilmek oldukça zor olacaktır. Zaten bu kimliğin sorumlulukları genç bir birey için bile oldukça meşakkatli iken ileri yaşlarda bireyin sarf edeceği hem fiziksel hem de psikolojik emeğinin ve dolayısıyla yorgunluğun artması kaçınılmazdır. Çocuğunu büyütürken ise, birey azınlıkta kalacağı (diğer anneler ondan çok daha genç olacağı) ve azınlıkta kalmak da kişiye yeni bir psikolojik baskı getireceğinden bu yaştaki anne diğerlerine nazaran daha çok savaş veriyor olacaktır.
Toplumda 'çocuk sahibi' olmak ve 'çok çocuk sahibi olmak' ne anlama geliyor sizce?
Çocuk sahibi olmayı Türk toplumu açısından değerlendiren direkt bir araştırma hakkında bilgim yok. Ancak bugüne kadar gördüğüm danışanlarımdan yola çıkarak Türk kültürü içinde ebeveyn olmak toplum normları açısından oldukça önemli. Danışanlarımın belli bir sosyo - ekonomik düzeyde olduğu düşünüldüğünde ise ebeveyn olmanın onlar için kendi duygusal ihtiyaçlarını tatmin etmek kadar sosyal statude ki titrlerine bir yenisini etkilemek olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki istisnaları vardır.
Ünlülerin erken yaşta çok çocuk sahibi olması da 'mommy madness' denilen olgunun artmasına neden oluyor mu?
Ünlüler toplum için çoğu zaman örnek teşkil eden kişilerdir. Bireyler çoğu zaman için kendilerini tanımlamak adına kendilerini rol modelleri üzerinden belirlerler. Kimisi için bu rol modeli eş dost akraba iken kimileri için 'ünlüler'dir. Özellikle düşük sosyo ekonomik seviyeye ait bireylerde ünlülerle özdeşleşme çabası oldukça fazladır. Bunun sonucu olarak nasıl bu bireyler o 'ünlü'ler gibi giyinip, onlar gibi konuşup, onlar gibi yaşamak için çaba sarf etmeye çalışıyorlarsa onların yaptığı birşey olan 'çok çocuk' sahibi olmak olgusunu da benimsemeyi deneyeceklerdir. Ancak Türk toplumu gibi zaten çok çocuklu olmanın oldukça yaygın olduğu bir toplumda bunun etkisi diğerlerinin(eğitimsizlik, bilgisizlik, töre baskısı vs.) daha minimaldir.
FİZİKSEL VE RUHSAL
Anne olmamış bir kadının anneliği herhangi bir şekilde ikame etmesi fiziksel ve ruhsal açıdan mümkün müdür?
Bu sorunun iki yanıtı olabilir. Anne olmamayı seçen bir kadın için zaten bu role duyulan ihtiyaç yoktur. Anne olmayı istediği halde infertilite veya evlenmeme dolayısıyla çocuk sahibi olmayan bir kadın için ise evlat edinme ruhsal açıdan bir tatmin kesinlikle olacaktır. Bu olasılık yok ise kadının diğer kimliklerine yoğunlaşması ve o kimlikleriyle kendini daha özdeşleştirmeye çabalaması önerilebilir.
'Mommy madness' denilen olguda evrimin ve tabiatın rolü nedir?
Çoğalma evrimsel bir içgüdüdür, doğru... Bunun şu sıralar artışında evrimin rolü ise sosyolojinin konusudur.