Ergenlik dönemi, bir çok aile için sıkıntılı bir dönem olarak değerlendirilir. Ne de olsa, çocuklarının onların her söylediklerini yaptıkları, onlara koşulsuz bağlı kaldıkları o çocukluk dönemi yavaş yavaş sona ermektedir.
Artık otoritelerinin eski gücü kalmadığını görmek anne-babalarda bir parça kaygı yaratabilir. Bu dönemde ergenler, bir yandan geçirdikleri fiziksel değişimle, kimlik sorgulamalarıyla baş etmeye çalışırken, bir yandan da, hormonal değişiklikler, entelektüel gelişim gibi faktörlere bağlı olarak, kimsenin, özellikle de anne-babalarının onları anlamadığını düşünebilir.
Özellikle bizim ülkemizde, SBS gibi erken yaşta başlayan sınavların beraberinde getirdiği sınav stresi de cabasıdır. Ülkemiz, aslında yaşlarını gerektiği gibi yaşayamayan ergenlerle doludur, ki yukarıda dile getirdiğim değişimlerle birlikte bu ağır gelecek sorumluluğunu da yüklenmek ergenlerimizi epeyce yorar.
Ergenlik dönemine erişmiş bir çocuğunuz varsa, onun, uyguladığınız otoriteye artık uymak istemediğini, bağımsızlık ve özgürlük için taleplerde bulunmaya başlamasını görmek sizi belki endişelenebilir. Eskiden beri uyguladığınız disiplin yöntemlerinin artık eskisi gibi etkili olmadığını gördükçe, çaresizlik duygularına kapılmanız doğaldır. Birçok anne-babanın ergenlik dönemindeki çocuklarıyla yaşadığı çatışma yaratan konulara örnek olarak şunlar verilebilir:
-Arkadaşlık seçimleri,
-Aileyle daha az, arkadaşlarla daha çok zaman geçirilmek istenmesi,
-Okul / sınav başarısı,
-Dışarıda daha çok zaman geçirme isteği,
-Karşı cinsle ilişkiler,
-Giyim tarzı, saç stilleri, (kızlar için makyaj tarzı),
-Sigara, içki gibi zararlı alışkanlıklar.
Görüldüğü gibi, ergenlik dönemi bir çok çözümlenmesi gereken konuyu da beraberinde getirir. Ancak, çocuğunuzun artık farklı ve kendine özgü bir birey olduğunu kabullenerek, tutumlarınızda, tavırlarınızda ve iletişim tarzınızda bazı değişiklikler yaparak bu dönemi sakin ve huzurlu bir biçimde yaşayabilirsiniz.
Ergenlik dönemine özel iletişim anahtarları
· Çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanın uzun olmasına değil, nitelikli olmasına özen gösterin.
· Onla sadece problemler ortaya çıktığında değil, her şey iyiyken konuşun; onu ve iç dünyasını tanımaya çalışın.
· Onun duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin ve bunları ifade etmesine izin verin. O belki “sizin” çocuğunuz olabilir, ancak sizden çok farklı düşüncelere ve duygulara sahip olması de normaldir.
· Çocuğunuza mümkün olabildiğince çok insiyatif ve özgürlük alanları tanıyın. Özellikle saç biçimi ya da kıyafet seçimleri gibi daha basit konularda, bırakın seçimlerini kendisi yapsın.
· Çocuğunuzun arkadaşlarını tanıyın ve birlikteyken neler yaptıklarını öğrenin. Bu konuda ihmalkar olmamaya çalışın, ve unutmayın ki, çocuğunuzla ilişkiniz sağlam temellere sahipse, zaten açık ve samimi bir iletişim diliniz bulunuyorsa, bu bilgilere sahip olmanız da kolay olacaktır.
· Çocuğunuzun arkadaşlarını evinize getirmesine izin verin ve onları daha iyi tanımaya çalışın.
· İyi bir dinleyici olun ve çocuğunuz size bir şeyler anlattığında, ona her defasında nasihat vermeyin. Çocuklar da, yetişkinler gibi, bazen sadece güvendikleri birisinin onları dinlemesini bekler.
· SBS ve ÖSS sınavlarının oluşturduğu stres ve kaygıyla nasıl baş ettiğine dikkat edin, bu konuda psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.
· Sorunları demokratik bir ortamda çözümlemeye çalışın. Çocuğunuz da fikirlerini, düşüncelerini ve duygularını açıkça ifade edebilsin. Siz de ebeveyn olarak duygularınızı, beklentilerinizi ve kabul sınırlarınızı ifade edin ve uzlaşma zemini bulmayı hedefleyin.
· Temel bazı güvenlik önlemleri aldıktan sonra (örneğin güvenli internet erişimi ve TV kanalları seçimleri), onun mahremiyetine saygı gösterin, örneğin odasına aniden girmeyin.
İyi dileklerimle...
Uzm. Psk. İlknur YILMAZ