Almanya'da Cinsel İstismara Karşı Kampanya

Almanya'da çocuklara karşı uygulanan cinsel istismar vakaları konusunda halkı bilinçlendirmek adına bir kampanya hazırlandı. Kampanya kapsamında etkileyici afişler ve reklam spotları yer alıyor.

Bazı Katolik kilise ve kurumlarında, çocuklara cinsel tacizde bulunulduğunun ortaya çıkmasından bu yana, bu konudaki hassasiyet daha da arttı. Almanya’daki Katolik Kilisesi, geçenlerde, kilise kurumlarında cinsel suistimal şüphesi karşısında nasıl hareket edilmesi gerektiğini içeren yeni bir yönetmelik yayınladı. Alman hükümetinin de çalışmaları sürüyor. Halkı bilinçlendirmek adına hazırlanan kampanya, cinsel suistimal vakalarını soruşturan komisyonun başkanı Christine Bergmann tarafından kamuoyuna tanıtıldı. Bergmann, oluşturulan telefon hattı ve bilgilendirme filmleriyle yıllarca benimsenen “görmezden gelme” tavrına son vermek istediklerini açıkladı.

Etkileyici bir reklam hazırlandı

Çocuklara karşı uygulanan cinsel suistimale dikkat çekmek için son derece etkileyici bir reklam kampanyası hazırlandı. Bir çocuğun arkasında duran siyah giysiler içindeki bir erkek eliyle çocuğun ağzını kapatıyor. Görüntüdeki çocuk değişerek bir genç kıza dönüşüyor. Erkeğin yüzü görülmüyor. Ancak kızın ağzını sıkıca kapatmaya devam ediyor. Genç kız görüntüde daha sonra bir yetişkin haline geliyor, saçları beyazlıyor, ancak hâlâ susmaya zorlanıyor. Ta ki ağzını kapatan adamın elini itene kadar…

Bilinçlendirme kampanyasının bir parçası olan reklam spotunda cinsel taciz mağdurlarına sessiz kalmamaları çağrısında bulunuluyor. Kampanya, cinsel suistimal vakalarını soruşturan komisyonun başkanı Christine Bergmann tarafından kamuoyuna tanıtıldı.

Bergmann, mayıs ayında oluşturulan telefon hattına aldıkları 1700 çağrı ve gelen 800 mektubun şu gerçeği ortaya koyduğunu belirtti: “Söz konusu mağdurların yüzde 60’ının hayatlarında ilk kez birine açılmış olmaları hayli dikkat çekici bir durum. Cinsel suistimal vakasının üzerinden uzun bir zaman geçmiş olsa da bu çekingenlik değişmiyor. Çoğu kişi bu konuda onlarca yıl suskun kalmış.“

Ünlü isimlerden destek

Bergmann, hazırlık aşamasında ünlü isimlerden de yardım aldı. Alman film yapımcısı Wim Wenders, eşi Donata ve İsviçreli fotoğraf sanatçısı Alberto Venzago ile birlikte projenin sanat yönetmenliğini üstlendi. Çalışma için herhangi bir ücret almayan Wenders, kendi tecrübelerini de dile getirdi.

Wenders, “Uzun süre içinize attığınız ve kimseyle paylaşamadığımız sorunlar hakkında sonunda konuşabilmenin insanı ne kadar rahatlattığını kendi tecrübelerimden biliyorum. İnsanın içini dökmesinin, bir kişinin edinebileceği en önemli deneyimlerden biri olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kişinin açılması iyileşme yolundaki ilk adımdır" şeklinde konuştu.

Onlarca terapist görev yapıyor

65'ten fazla terapist, telefon hatlarında nöbetleşe olarak danışmanlık yapıyor ve mağdurlara yardımcı oluyor. Film yapımcısı Wenders, bu görevin önemini

“Sessizliği kırma ve böylece duyguların bastırılmasını sona erdirmek önemli bir görev. Bilhassa burada, Almanya'da. Ben çok seyahat ederim. Almanların, dünyada duygularını en çok bastıran insanlar olduklarını söylemek istemiyorum. Ancak sorunları bastırmanın bir gelenek halini aldığı toplumlar arasında yer aldığımız da bir gerçek" sözleriyle dile getirdi.

Cinsel suistimal vakalarını soruşturan komisyonun başkanı ve aynı zamanda eski Aileden Sorumlu Bakan olan Christine Bergmann, yeni acıların yaşanmasını önlemek için “Gelecekte çocukları daha iyi korumak istiyorsak, o zaman suçluların korunmasını da önlemek zorundayız. Suçluların kurum ya da aile içinde korunmasının, olayın örtbas edilip suskun kalınmasının nelere yolabileceği konusunda acı tecrübeler edindik zaten" uyarısında bulunuyor.

Mağdurların çoğu erkek

Telefon hattına gelen çağrılarla ilgili ilk bilimsel değerlendirmelerin, henüz tüm resmi ortaya koymadığı belirtiliyor. Ancak Ulm Üniversitesi çocuk psikiyatrisi bölüm başkanı Profesör Jörg Fegert, mevcut veriler ışığında yine de bazı sonuçlar çıkarılabileceğini ifade ediyor. Kurbanların çoğu uzun yıllar boyunca defalarca cinsel tacize maruz kalmış.

Şaşırtıcı bir şekilde bu kişilerin çoğunun erkek olduğunu söyleyen Fegert, "Bunlar her şeyden önce çocukların yakın çevresinde bulunan ve onun eğitim ve bakımıyla ilgilenen kişilerin işlediği suçlar. Bu suçlular, oyun parklarındaki yabancılar değil. Tam aksine onunla irtibat halindeki kişiler" ifadelerini kullanıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Richard Fuchs / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri