Alan Seçiminin Öss Sürecindeki Önemi

Alan seçimi, bir öğrencinin Öss’de idealindeki bölümü kazanmasında belirleyici bir unsur haline gelmiştir

AKTUELPDR.COM - Ülkemizde , üniversiteye yerleşmekle meslek sahibi olmak çoğu kez eş anlamlı kabul edilmektedir . Öğrenciler üniversiteye yerleşmeyi gelecekleri açısından bir nevi teminat ve gelecekteki hedefleri için de önemli bir basamak olarak görmektedir. Bundan dolayıdır ki üniversite sınavını kazanmak ve istediği bölüme yerleşmek hemen her öğrencinin hayalini süsler.


1.5 milyonu aşkın öğrencinin girdiği öss sınavını kazanmak için dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır : Öğrencinin hedefini net bir şekilde belirlemesi , öss hazırlığını lise son sınıfa bırakmaması , çalışma sürecinde pes etmemesi , verimli ders çalışma yollarını bilmesi , sağlıklı bir alan seçimi yapması vs… Şüphesiz bu kuralların sayısını artırmak mümkündür. Fakat biz bu yazımızda özellikle “alan seçimi”ni ele alacağız.

Alan seçimi , Öss (öğrenci seçme sınavı) sürecinin en önemli kilometre taşlarından birisidir. Öğrencilerin ilgi ve kabiliyetlerinin yanı sıra başarılı oldukları derslerden eğitim almasını sağlamak , alan seçiminin temel gerekçesidir. ÖSYM’nin 1999 yılından itibaren başlattığı uygulamayla birlikte “alan seçimi “ , bir öğrencinin Öss’de idealindeki bölümü kazanmasında belirleyici bir unsur haline gelmiştir. Bu değişiklikten önce , üniversiteye girişte herhangi bir katkısı olmadığı için, öğrenciler ve veliler alan seçimine fazla önem vermiyorlardı. Yeni uygulama ile öğrencilerin, velilerin ve rehber öğretmenlerin alan seçimine önem vermeleri sağlanmış ve lise dersleri üniversiteye girişte daha önemli hale gelmiştir. Çünkü yapılan bu değişiklikle birlikte öğrenciler üniversite öğrenimine ancak lisede öğrenim gördükleri alana uygun bir bölümde devam edebilirler. Gerçi ortak alandan birkaç tercih yapma imkanı vardır , fakat bunlar da son derece kısıtlıdır.

Alan seçimi ne zaman yapılır?

Sınıf geçme yönetmeliğine göre alan seçimi 9. Sınıfın sonunda yapılır. 9. Sınıfın sonundan başlamak üzere yaz boyunca okullar açılıncaya kadar alan seçimi yapılabilir. Nakillerde ve değişikliklerde bu süre okulların açılmasını takip eden ilk bir aya kadar uzatılabilir.

10 uncu sınıf sonunda bir üst sınıfa geçebilecek öğrenciler, ders kesiminden itibaren yeni ders yılının ilk bir ayı içinde not şartı aranmaksızın alanını değiştirebilir. Ancak alanını değiştiren öğrenci, yöneldiği yeni alana ait alt sınıfın görmediği alan dersleri ile gördüğü hâlde haftalık ders saati sayısı farkı bir ders saatinden fazla olan alan derslerinden sorumlu tutulur ve bu derslerden alan değişikliğini takip eden ilk ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları döneminde sınava alınır.

Alanlar nasıl belirlenir?

Alanların belirlenmesinde , öğrencinin 9. Sınıf notlarına ve kendi isteğine, öğrenci velisinin yazılı isteğine, ilgili müdür yardımcısının görüşüne, sınıf ve rehber öğretmenin görüşüne başvurularak karar verilir. Öğrenciler Fen Bilimleri , Sosyal Bilimler , Yabancı dil , Türkçe – Matematik , Spor ,Genel Kültür alanlarından herhangi birisini seçebilir.

Öğrencilerin belirli bir alana yönelebilmesi için 9. Sınıf sonunda o alanla ilgili derslerin ağırlıklı not ortalaması 2.5 ve daha yukarı olması gerekir. Eğer öğrenci hiçbir alan için bu şartları taşımıyorsa en yüksek ortalamaya sahip olduğu alana yönlendirilir. Öğrenciler şartlarını taşıdıkları birden fazla alandan herhangi birinin tercih edebilir. Eğer şartlarını taşımadığı bir alanı arzu ediyorsa; seçtiği alanı tercih eden en düşük not ortalamalı öğrenciden ortalamasının yüksek olması yeterli kabul edilir.

Alan seçiminin üniversiteye girişteki önemi :

a - Alan – bölüm ilişkisi : Mevcut Öss siteminde , öğrencilerin hangi alandan mezun olunca hangi bölümleri tercih edebilecekleri belirlenmiştir. Örneğin bir öğrenci;

* Fen bilimleri alanından ( sayısal ) mezun olmuşsa ; Mühendislik Fak , Tıp Fak , Dişçilik Fak , Eczacılık Fak, Matematik ,Fizik, Kimya ,Biyoloji Öğretmenlikleri vs…
  * Türkçe – matematik alanından ( eşit ağırlık ) mezun olmuşsa ; Hukuk Fak , Kamu Yönetimi, İşletme ,İktisat , Psikoloji , Sınıf Öğretmenliği vs…
  * Edebiyat – sosyal alanından ( sözel ) mezun olmuşsa ; Gazetecilik , Basın Yayın , Türk Dili ve Edebiyatı ,Tarih ,Coğrafya vs…
  * Yabancı dil alanından mezun olmuşsa ; Yabancı dil öğretmenlikleri , Mütercimlik-tercümanlık vs… bölümlerini tercih edebilmektedir.

Öğrencilerin ortak alandan da tercih edebildikleri bölümler vardır. Fakat bunlar oldukça sınırlıdır. Sözgelimi “İşletme bölümü ” Türkçe-Matematik alandan öğrenci aldığı halde Fen bilimlerinden mezun olan bir öğrenci tarafından da tercih edilebilmektedir.

b - Alan – Aobp (Ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı) ilişkisi :

Mevcut Öss sistemine göre öğrencilerin öss puanı hesaplanırken , puanlamaya “Aobp (ağırlklı ortaöğretim başarı puanı) ” de dahil edilmektedir. Öss puanının %21’ini oluşturan Aobp’yi , çok dar ve yüzeysel bir ifadeyle “ öğrencinin lisedeki başarı düzeyi ” olarak tanımlayabiliriz. Bir okuldaki maximum Aobp 100 (yani diploma notu 5.0) , minimum Aobp ise 50 dir. Öğrencinin Öss puanına Aobp ilave edilirken , liseden mezun olduğu alana dikkat edilir. Eğer alana uygun tercih yapılımışsa Aobp 0.8 ile çarpılır. Alan dışı tercih yapılmışsa Aobp 0.3 ile çarpılır. Yani alan dışı tercih yapılmasından dolayı yaklaşık 25 – 50 puan arasında puan kaybı olacaktır. Meslek lisesi öğrencisi alanına uygun tercih yapması halinde Aobp’si 1,04 ile çarpılır. Yani 0,24 katsayılık ek puan alır. Şimdi konuyu biraz daha somutlaştırmak için bir örnek verelim :

Hukuk fakültesinde okumak isteyen bir öğrenci zorunlu olarak lise öğrenimini Türkçe – matematik alanından tamamlamalıdır . Tıp fakültesinde okumak isteyen bir öğrenci de Fen bilimleri alanından mezun olmalıdır. Eğer öğrenci Türkçe – Matematik alanından mezun olduğu halde Tıp fak. tercih ederse alandışı tercih yapmış olur. Bu durumda Aobp’si 0.3 ile çarpılır. Aynı şekilde fen bilimleri alanından mezun olan bir öğrenci hukuk fak. tercih ederse yine aobp’si 0.3 ile çarpılır. Her iki halde de söz konusu öğrenciler alandışı tercih yaptıkları için yaklaşık 25 – 50 puan kaybına uğrayacaklarından istedikleri bölümleri kazanmaları çok zor , hatta imkansızdır.

Görüldüğü gibi mevcut Öss sistemi , öğrencilerin lisede öğrenim gördüğü alana uygun tercih yapmasını teşvik etmektedir. Alan dışı tercihlerdeki “puan kırılması uygulaması” ile öğrencilerin alanlarının dışında bir bölüm tercih etmesini önlemeye çalışmaktadır.

Alan seçiminin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar :

a – Okula düşen sorumluluklar :

Her ne kadar alan seçimi 9. sınıfın sonunda yapılsa da , bu seçimin 9. sınıfın başından itibaren planlanması gerekir. Başta okul idaresi olmak üzere okul rehber öğretmeni ve sınıf rehber öğretmenleri bir ekip havası içinde , alan seçimi konusunda öğrencilere yardımcı olmalıdır. Bu bağlamda özellikle okul rehber öğretmenin öğrencilere yönelik bilgilendirici ve yönlendirici çalışmalar yapması çok faydalı olacaktır. Çünkü alan seçimi test ve envanterlerle desteklenmesi gereken zor ve önemli bir süreçtir. Okul rehber öğretmenin belirli bir program dahilinde öğrencilere “Kendini Değerlendirme Envanteri” , “Mesleki Eğilim Envanteri”, “Akademik Benlik Kavramı Ölçeği” vb…envanterleri uygulaması , öğrencilere kendi ilgi ve yeteneklerini keşfetme fırsatı vereceği gibi sağlıklı bir şekilde alan seçimi yapmalarında da fayda sağlayacaktır.

b - Veliye – ebeveyne- düşen sorumluluklar

Gerçek şu ki alan seçimi sürecinde öğrencinin en çok tesirinde kaldığı mercilerden birisi de ebeveynidir. Elbette ki ebeveynin bu süreçte çocuğunu yalnız bırakmaması gerekir. Ebeveynin bu süreçte çocuğuyla fikir alışverişinde bulunması , çocuğunun öğretmenleriyle bu durumu değerlendirmesı faydalı ve gereklidir de. Fakat ebeveynin alan seçiminde son sözü öğrencisine bırakması hayati önem taşımaktadır. Bazen ebeveyn ile öğrencinin hayalleri çatışabiliyor. Ebeveyn , öğrencisinin istediği alana gitmesine müsade etmeyip biraz da öğrenciye zor kullanarak kendi istediği alana yöneltebiliyor. Örneğin öğrenci “ Yabancı dil bölümünü seçip üniversite sınavında mütercimlik – tercümanlık bölümünü tercih edeceğim” derken ebeveyn de “ Çocuğumun doktor olmasını istiyorum. Bunun için çocuğum Fen bilimleri alanını tercih etsin ” diyebiliyor. Aslında bu durum daha çok ebeveynin zamanında gerçekleştiremediği hedeflerini kendi çocuğunda görmeyi istemesinden kaynaklanmaktadır. Oysa bu çok riskli bir durumdur. Öğrencinin ebeveyninin baskısından ötürü yanlış alan seçmesi öncelikle yanlış bölümde okumasına nihayetinde ise istemediği bir mesleği seçmesine sebep olacaktır. Öğrenci seçtiği mesleğin ,kendine uygun olmadığını zamanla anlar. Kendi arzuladığı mesleğe ulaşmak için ya öğrenimini yarıda keser, ya da öğrenimini tamamladıktan sonra tekrar bir hazırlığa girişir. Bu durumda öğrenci hayatı boyunca ebeveynini suçlarken ebeveyn de böyle bir şeye sebep olduğu için vicdan azabı duyacaktır.

c – Öğrenciye düşen sorumluluklar

Öğrencinin alan seçimi yaparken dikkat etmesi gerektiği en önemli husus seçeceği alanın bir anlamda gelecekteki mesleğini belirleyeceğini bilmesidir. “ Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğer düğmeler de yanlış iliklenir ” kaidesince , öğrencinin lisede iken yapacağı yanlış alan seçimi onun hayalindeki mesleği kazanmasını güçleştirecektir . Bundan dolayı öğrencinin alan seçimi yaparken çok dikkatli davranması ve bu işin uzmanlarına danışması gerekir.

Öğrencileri yanlış alan seçimine sürükleyen bazı faktörler

a - Arkadaş grubunun etkisi

Bilindiği gibi ergenlik döneminde birey , en çok arkadaş grubunun tesirinde kalmaktadır Bu dönemde arkadaşlarının görüşleri birey için büyük önem taşımaktadır. Ve alan seçimi de bu dönemde yapılmaktadır. Öğrenci alan seçimini yaparken kendi yeterliliğini , kendi hedeflerini göz önünde bulundurup kendisine uygun alanı seçeceği yerde , arkadaş grubunun seçtiği veya kendisine önerdiği alanı seçebilmektedir. Bazı öğrenciler yaptıkları bu yanlışın farkına varıp ertesi yıl seçtiği alanı değiştirirken bazıları da maalesef bu girdaptan kendisini kurtaramaz ve bu yanlışa devam ederler. Lise mezunu olduktan sonra bireyin alan değiştirme imkanı olmadığından dolayı belli bir zaman sonra hatasının farkına varması pek bir şey değiştirmeyecektir.

b - Bazı yanlış düşünce kalıplarının etkisi :

Öğrencilerin yanlış alan seçmesinin nedenlerinden birisi de toplumumuzda yaygın olan bazı yanlış düşünce kalıplarıdır. Maalesef toplumumuzda “ kaliteli ve zeki öğrenciler fen alanına , kapasitesi düşük olan öğrenciler de Tm, Sos.Bil, Y.Dil , vs… alanlarına gider “ şeklinde yaygın ve yanlış bir kanaat vardır. Sayısal alanların yüceltilip diğer alanların horlandığı bu düşünce tarzının etkisiyle , birçok öğrenci sayısal alanda başarılı olamayacağını bildiği halde sadece bu olumsuz etikete maruz kalmamak için fen alanını seçebilmektedir. Bu düşünce tarzı , öğrencilerin yanlış alan seçmesine sebep olduğu gibi öğrenciler arasında bir takım kutuplaşmalar ve hoş olmayan algılamalara da yol açabilmektedir.

c – Ebeveyn baskısı :

Yukarıda da kısaca belirtildiği gibi bazı ebeveynler , öğrencisinin istediği alana gitmesine müsade etmeyip bizzat kendi istedikleri alana yöneltebiliyor. Öğrencilerin “ hiç istemediğim halde ailemin zoruyla bu alanı seçtim” şeklinde ifade ettikleri bu traji komik ifade aslında uzun vadede öğrenciyle ailesi arasında yaşanabilecek bazı olumsuz hadiselerin de habercisi gibidir. Çünkü öğrencinin istediği bölümde okuyamamasının faturasını ailesine kesmesi kuvvetli bir ihtimaldir.

d – Öğrencinin kendi yeterliliğini gerçekçi bir şekilde değerlendirmemesi :

Bu problem daha çok Fen bilimlerini tercih etmek isteyen öğrencilerde görülmektedir. Öğrenci sayısal derslerde yeteri kadar başarılı olmadığı halde , sayısal puanla öğrenci alan bir fakültede okuma ümidiyle ısrarla Fen bilimleri alanını tercih edebiliyor. Oysa böyle bir durumda öğrenci mantıklı hareket etmeli ve duygusal bir tavır içine girmeden başarılı olabileceği başka bir alana yönelmesi gerekir.

e – Öğrencinin hangi mesleği seçeceğini belirleyememiş olması :

ileride hangi mesleği seçeceğini net bir şekilde belirleyen öğrenciler alan seçimini de daha sağlıklı yapmaktadır. Öğrencinin meslek seçimi konusundaki kararsızlığı ise alan seçiminde de bocalamasına sebep olabilmektedir. Bu bağlamda okul rehber öğretmeninin değişik meslek gruplarından konuşmacılar davet edip öğrencileri bilgilendirici seminer – konferanslar düzenlemesi çok yararlı olacaktır.

f – Öğrencinin alan seçimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması.

Alan seçimi hakkında yeterli teknik bilgiye sahip olmayan öğrenciler alan seçimini yanlış yapabilmektedir. Özellikle lisede seçilen alan ile üniversitede okunabilecek bölüm arasındaki ilişkiyi yeterince bilmeyen ve nihayetinde alan seçiminin mantığını yeterince kavrayamamış öğrenciler alan seçimini hatalı yapabilmektedir. Öğrencilerin bu süreçte şuurlu davranması ve gerekli mercilerden yeteri kadar bilgi alması eğitim hayatları açısından büyük önem arz etmektedir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki , lisede seçilen alan ile üniversitede tercih edilen bölüm arasındaki ilişki , alan seçiminin bir anlamda “meslek seçimi” olduğu düşüncesini beraberinde getirmektedir. Böylece , öğrenci lisede yöneldiği alanla birlikte geleceğe yönelik mesleki alternatiflerini de belirlemiş olmaktadır. Bu durum öğrencilerin alan seçimini yaparken zorunlu olarak mantıklı ve gerçekçi davranmasını gerektirmektedir.

Akın Yıldırım

Özel Balıkesir Fırat Lisesi

Rehber Öğretmeni

rehberakin@mynet.com

Rehberlik Haberleri

Mutlu çocuk yetiştirmenin 10 altın kuralı
Sınav Kaygısından Kurtulmanın 8 Püf Noktası
EBA sisteminde en büyük sorumluluk velilerde
Eve kapanan çocukla kaliteli zaman geçirmenin yolu
Çocuğunuza uyku alışkanlığı kazandırmanın yolu bu önerilerden geçiyor!