Aktüel Dergisi Frued'u Kapak Yaptı

Aktüel Dergisi son sayısında Psikanalizin kurucusu Sihgmund Freud'u kapağını taşıdı. Freud'a yönelik yergiler, övgüler ve psikanalizin tutarlı ve tutarsız savlarının ele alındığı dosyanın içeriğinde önemli ayrıntılar yer veriliyor.

Aktüel Dergisi son sayısında Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'u kapağını taşıdı. Freud yçnelik yergiler, övgüler ve psikanalizin tutarlı ve tutarsız savlarının ele alındığı dosyanın içeriğinde önemli ayrıntılar yer veriliyor. Dergide konuyla ilgili ele alınan genel başlıklar şöyler:

Freud: Dâhi Mi Şarlatan Mı? (Birol Biçer)

20. Yüzyılı En Fazla Etkileyen İnsanlar Arasında Başı Çekenlerden Biri Olan Psikanalizin Babası Freud Pek Çok Sanatçı, Bilim Adamı Ve Entelektüele İlham Verirken, Sayısız Spekülasyonların Da Hedefi Olmuştu. Bu Durum 21. Yüzyılda Da Devam Edecek Gibi Görünüyor. Fransız Felsefeci Michel Onfray'in "freud Miti"ni Alaşağı Etmeye Ve Öldü Denen Freud'un Tabutuna Son Çiviyi De Çakmaya Ant İçmiş Görünen Yeni Kitabı Tartışmaları Yeniden Hortlattı. 

"İlk başta ilkel göçebe aşiretin başında, kıskanç bir baba bulunuyordu. Baba, gruptaki bütün dişileri kontrol edebilirdi ve cinsel olarak elinin altında tutardı. Oğullar büyüyünce, baba onları aşiretin dışına attı; çünkü babanın elinin altındaki kadınlara yaklaşmaya başlamışlardı. Sonra oğullar birleşti ve babalarını öldürdüler ve onu yediler. Daha sonra da, böyle korkunç bir iş yaptıkları için kendilerini suçlu hissettiler ve bunun sonucunda bir totem hayvanı öldürmeyi tabu hâline getirdiler. Bu totem, babalarını temsil ediyordu. Totem oluşturma, onların ilk suçluluk duygusunu biraz olsun dindirdi. Ancak kardeşler, eskiden babalarının rakibi oldukları gibi, şimdi de birbirlerine rakip olmuşlardı. Babanın ortadan kalkışıyla, bu defa aile içi cinsel birleşmeler başladı ve bunun sonucu doğan çocuklarda art arda sakatlıklar baş gösterdi. Bu sorunu çözmek için ikinci bir tabu yarattılar: Aşiretin içinde çiftleşme yasağı... Bu noktadan sonra sadece diğer aşiretlere mensup olanlarla eşleşmeleri uygun görüldü".
Prof. Dr. Ahmet Çelikkol'un özetlemesiyle, meşhur "Totem ve Tabu" adlı kitap insanlığın yapısını bu spekülatif ensest senaryoyla açıklıyordu. İnsanın derinliklerine dair daha pek çok şeye benzer açıklamalar getiren bu hipotezin sahibi Sigismund Scholomo Freud ya da daha bilinen adıyla Sigmund Freud öleli 70 yılı aşkın süre geçti ancak, hem kişiliği hem de çalışmalarına dair tartışmalar, efsaneler ve ithamlar bitmek bilmiyor. Psikanaliz öğretisi gibi dönemi için çarpıcı fikirleriyle büyük gürültüler koparan bu Viyanalı Yahudi nörolog tıpkı Darwin ve evrim teorisi gibi tüm zamanların en fazla spekülasyon malzemeleri arasından inmeyecek gibi görünüyor. 2005 yılında çıkan "Psikanalizin Kara Kitabı"nın yarattığı tartışmalar dindi derken, Avrupa'da ve özellikle Fransa'da son haftaların en gözde tartışma konusu yine Freud ve çalışmaları.

Psikanalizin babası Freud hakkında zehir zemberek iddiaların ve tartışmaların yeniden gündeme gelmesinin sebebi ise Fransız felsefeci Michel Onfray'in geçtiğimiz günlerde yayımlanan kitabı "Bir İdolün Alacakaranlığı: Freudyen Uydurmalar"Daha önce de Fransa'da İslâm karşıtı görüşleriyle gündeme gelerek büyük gürültü koparan felsefeci Onfray, Tanrı hakkında yazdıktan sonra şimdi de Freud'un "ipliğini pazara çıkarmayı" hedefliyor. Ancak bu sefer karşısına seslerini pek duyuramayan Avrupalı Müslümanları değil Freud'un "çağdaş müritlerini" alıyor. Hâliyle 20. yüzyıla damgasını vuran ve onlarca yıldır sonu gelmeyen Freud ve psikanaliz tartışmasının 21. yüzyılda da devam edeceği görüntüsünü veriyor.

Freud'un ruhbanlarına karşı "haçlı seferi"

Freud'u analiz etmek için yine Freudçu bir metot kullanan Onfray'e göre "Freud kendi kişisel vakasını genelleştirerek tüm insanları kapsayan bir teoriye dönüştürdü". Kısaca özetlemek gerekirse tek bir dürtüsü ve içsel arzusu var: "Babasını öldürmek ve annesiyle yatmak". 

Yani bu Viyanalı hekim, çocukluğundaki ensest ilişkilerin ruhunda bıraktığı Oedipus Kompleksi'ni tüm insanlığa mal etmiş bir bilim şarlatanı, Fransız felsefeciye göre. Kendi kişisel analizinden tutun, gerçekleştirdiği psikanaliz uygulamaları, antropoloji ve felsefe üzerine çalışmaları da sonuçları çarpıtılarak sunulmuş ve buradan bilimsel bir teori üretilmiş. Bunun sebebi ise "Tek başına çekilmez olan nevrozunu tüm insanlığa mal ederek mücadelesini daha katlanılabilir kılmak". Bu da Freud'un metoduna bağlı kalarak yapılmış bir Freud tahlili.

Bu tahlile göre bir zamanlar göklere çıkarılan Freud, "art niyetli, içten pazarlıklı, hırslı, aç gözlü, batıl inançlı, depresif, sert tabiatlı, ensest hatıralardan mustarip, kibirli, bunalımlı, bilimsel çalışmalar için yeterince sabrı olmayan bir şarlatan" konumuna düşüyor. Üstelik bunlarla da kalmıyor, Yahudi olmasına rağmen Mussolini gibi otoriter rejimlere hayran ve antisemit olmak da ona yöneltilen suçlamalar arasında. Caen Halk Üniversitesi'nin rektörü de olan Onfray daha da ileri gidiyor ve bu "şişik egolu burjuva"nın, kendi ruhsal rahatsızlığını verileri çarpıtarak bilimsel bir teori kılıfına soktuğunu ve buradan da "psikanaliz dinini" ürettiğini iddia ediyor. Onfray'in bu çıkışı "Freudçuluk dini ve ruhbanlarına karşı haçlı seferi" olarak yorumlanıyor. Buna göre Freud, gerçekten bilimsel veriler yerine edebi ve kurgusal açıklamaların arkasına sığınarak bilimsel görünümlü dogmalarla dolu yeni bir tür din oluşturdu ve onun takipçileri de bu öğretinin rahiplerine dönüştüler.

"Freud'un tarikatına" mensup olan takipçileri ise onu aktarırken Freud'a ait arşivdeki pek çok gerçeği gizleyerek, onu efsaneleştirdiler ve gerçek Freud'un tanınmasını engellediler. Onfray, takipçilerinin insanlara yansıtmadığı "gerçek Freud"u şöyle tarif ediyor: "Kariyeri için endişelenen, para, başarı ve şöhret düşkünü, el yordamıyla ve yanılgılarla deneyler gerçekleştiren, kendine göstermelik psikanaliz uygulayan, zamanının psikolojik keşiflerinden toplama bir mozaik yaparak psikanaliz adını veren, etkisiz uygulamalarını iyileşme olarak gösteren ve bu sayede hastalarını adeta aidata bağlamış gibi son derece kazançlı bir tedavi icat eden uyanık bir hekim".

Freud'un hokus-pokusları

Onfray, bilimsel çalışmayan Freud'un psikolojik rahatsızlıkları iyileştirdiğini iddia ettiği muğlak bir metodu benimsetmek için hayatı boyunca yalan söyleyip, uydurduğu ve pek çok şeyi gizlediği görüşünde. Buna misal olaraksa "tedavisi" sayesinde iyileştirdiğini iddia ettiği 17 vakayı ve bunların neredeyse tamamının somut etütlerle doğrulanamadığını gösteriyor.


Michel Onfray Yeni Aktüel'in Sorularını Yanıtladı:

Freudçuluk Ve Psikanaliz Dinsiz Bir Dünya Dini Hâline Getirilmiştir

Sizce Freud kimdir? Bir hekim, bilim adamı, çocuk, tüccar ve âşık olarak Freud'u siz kendi bakışınızla nasıl tasvir edersiniz?

Freud, Yahudi annesinin aşırı sevgilisi bir çocuk olmuştur. Felsefe tahsili yapmak istemiş bir öğrencidir ama bu disiplinde zengin ve meşhur olamayacağını düşünerek üniversitede tıp okumayı tercih etmiştir. Hekim olunca, banyo terapisi, elektroterapi, elle tedavi, telkin ve hipnoz gibi birsürü ölçüsüz ve tuhaf terapi uygulamış, daha sonra da oldukça pahalı bir terapi olan "divan" tekniğini ortaya koymuştur. Yalan söylemiş, vakalar icat etmiş, tıbbi hatalarının kanıt ve izlerini tahrip etmiş, aslında iyileştirmediği hastaları tedavi ettiğini ileri sürmüştür. Politik olarak da Mussolini ve Şansölye Dolfuss'un Avusturya faşizmine sempati göstermiştir. Ardından da, psikanalizi devam ettirebilmek için III. Reich zamanında Göring Enstitüsü ile işbirliği yapmıştır. Martha Bernays ile evlenmiş ve altı çocuk yapmış olmasına rağmen sözde doktrininin oluşumunda libidosunu ulvileştirmek için karısıyla olan cinselliğini reddetmiş ancak aynı çatı altında yaşadığı baldızıyla zina ilişkisine girmekten çekinmemiştir. Hayatının son döneminde ise psikanalizin tedavi etmediğini itiraf etmiştir.

Tüm bunlara rağmen neden hâlâ bu kadar takipçisi ve meraklısı var?

Çünkü Freudçuluk ve psikanaliz dinsiz bir dünya dini hâline getirilmiştir. Efsaneler vasıtasıyla insanlara telkin edilmiştir. 68'lerin Freudo-Marksizm'i insanları, bu kadın düşmanı, erkek üstünlüğü öngören, cinsel açıdan muhafazakâr teorinin cinsel bir özgürlük olduğuna inandırmıştır. Bu alanlar günümüzde bu kurgusal teoriyi bir gerçek gibi empoze etmek için hiçbir bayağılıktan sakınmayan "Freudyen milisler" tarafından işgal edilmiştir. Buna psikanalizin vergiden kaçırılabilen büyük rakamlar getiren son derece kârlı bir ticaret olduğunu da eklemek gerekir.


Doç. Dr. Erol Göka - Psikiyatr: 

"Freud'a Ve Psikanalize Doğduğu Günden Bu Yana Çok Farklı Cenahlardan Değişen Şiddetlerde Saldırılar Oldu"

Freud'la ilgili bu tartışmalar yeni değildir. Arada bir ısıtılarak yeniden popüler iştihaya sunulur.(Freud'la ilgili tüm söylenenler olgusal düzeyde gerçek olabilir. Ama burada olsa olsa gerçeklerin manipülatif suiistimalinden söz edilebilir. Psikanalizin uygulamadan giderek kalktığı, birçok yeni tedavi yaklaşımının ortaya çıktığı, kitlelerin nezdinde Freud'un karikatürize edilmiş teorilerinin önce saygınlık, yaygınlık kazandıkları ve sonra şimdi de bunları hızla yitirerek gözden düştükleri doğrudur.

Ama bir o kadar Freud'a ilgimizin bu gözden düşme döneminde fersah fersah arttığı, artık onun tedavi odasında ne numaralar çevirdiğini ve hatta gizli emellerini bile bu dönemde bildiğimiz (!) de doğrudur. Ortalama ömür sürmüş bir bireyin tarihi, olağanüstü durumlar yoksa, onu ululamak için olduğu kadar yerin dibine batırmak için de yeterince malzemeyle doludur.

Freud, her şeyden önce, psikanaliz adı altında bir tedavi pratiği, bir tedavi tekniği ve tedavi ve teknikle yakından bağlantılı bir gelişim ve psikopatoloji teorisi öne sürmüş ve kimilerine göre bilinçdışının bilimini kurmuş olan bir kimsedir (Freud'u önemsememin başta gelen nedeni, onun ve sonradan ondan ayrılmış, psikanalize Freud'un başlangıç girişimine göre çok daha derinlikli açılımlar sağlamış izleyicilerinin insana dair bilgimize çok büyük katkılar yaptıklarına ve yaşanılan dünyada kendi üzerine düşünmenin imkânını sürdürdüklerine inanmamdır.


Dr. Erdoğan Çalak - Psikiyatr: "Freud'un İnsanları Kandırdığı İddiasını Fazla Buluyorum"

Freud'un sorunları ve hayatının birçok ayrıntısı psikanaliz camiası için bir sır değildir. Uluslararası Psikanaliz Derneği'nin yıllarca başkanlığını yapmış biri olan Ernest Jones'un "Freud: Hayatı ve Eserleri" adlı kitabında Freud hakkında Michel Onfray'in bahsettiği birçok konuyu bulabilirsiniz.
Freud aslında tipik bir 19. yüzyıl aydınıdır. Modernisttir, bilimi her şeyin üzerinde tutar, bilim anlayışı çağının fizik, kimya ve biyolojisinden etkilenmiştir. Dine karşı tutumu olumsuzdur, dindarlığı ilkellik gibi görür, kadın erkek ilişkisi yine çağına uygun olarak idealize edilmiş, romantik ve platonik bir aşk tasavvuruna uygundur. Gençlik yıllarında sonradan evleneceği nişanlısına romantik bir aşkla bağlı olduğu, onu idealize ettiği görülür. Evlilikleri boyunca yavaş yavaş bir hayal kırıklığı yaşadığı ve ruhsal yatırımını işine ve psikanalize kaydırdığını görürüz. Kızı Anna'ya çok düşkün olduğunu ve kızını neredeyse kendisine duygusal eş yaptığını söyleyebiliriz. Freud ayrıca anksiyete nöbetleri geçirmeye yatkın, çeşitli fobileri olan, biraz vesveseli ve takıntılı, mükemmelliyetçi ve kolay morali bozulan bir insandır.

Freud'un fizyoloji ve nöroanatomi asistanlığı sırasında kokain üzerine çalıştığı bilinir. Bu arada kendi üzerinde de kokaini denemiş ve kokainin canlılık yapan etkisini çok övmüştür.


Kapak Dosyada ki Haberin devamını Yeni Aktüel dergisinin 217. sayısında bulabilirsiniz!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Psikoloji Haberleri