Kadına Yönelik Şiddetin Önlemesinde
“Toplumun Vicdanı, Bilinci ve Katılımı Harekete Geçirilmelidir”
İstanbul Aile Araştırmaları ve Danışmanlığı Derneği (AİLEDER) Başkanı Fatih Kılıçarslan, kadına yönelik şiddetin “insan hakları sorunu” olduğunu söyledi. Şiddetin önlenmesinde “toplumun vicdanı, bilinci ve katılımı harekete geçirilmeli" dedi.
AİLEDER, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Dernek Başkanı Fatih Kılıçarslan tarafından yapılan açıklamada kadına yönelik şiddeti anlatan uluslararası raporlardan söz edildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kadınların şiddete, adaletsizliğe, eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı başlattıkları mücadele günü olduğunu dile getiren Kadına yönelik şiddetin insan hakları sorunu olduğuna dikkat çeken Kılıçarslan, şöyle devam etti: "Çocukluk döneminde sürekli şiddet görerek yetişen erkek, şiddeti normalize ederek, içselleştirir ve iletişim yöntemi olarak kullanır. Şiddet uygulayan erkek kendini merkeze alarak otoritesini mutlaklaştırır, eşi ve çocuklarının kendisine itaatle yükümlü bireyler olarak görür, ötekileştirir ve dışlar. Şiddeti iletişim yöntemi haline getirir.
İstanbul Aile Danışmanlığı Derneği Başkanı Fatih Kılıçarslan; toplumun bilinci, farkındalığın gelişmesi, şiddetin önlenmesinde toplumun koruyucu ve çözüm rolüne dikkat çekerek, Şiddetin önlenmesinde “insan hakları ve sosyal adalet ilkelerini temel alan hizmetler yürütülmelidir. Ülkemizde koruyucu, önleyici ve rehabilite edici aile ruh sağlığı politika ve uygulamalarına sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerde yer vermeli, bu alanda hizmet veren meslek mensupları desteklenmelidir. Erkeği etiketleyerek, damgalayarak ve toplumun dışına iterek şiddet sorunu asla çözümlenmez. Şiddet gösteren erkekle adli tedbirlerinin yanı sıra psiko-sosyal rehabilitasyon programları uygulanmalıdır. Bu programlarda aile kurumunu güçlendirecek ve iletişimi geliştirecek yönde rehberlik, danışmanlık ve terapi hizmetlerini içermelidir." Çözüm sürecine uzman profesyonellerden oluşturulan kadrolar yanı sıra gönüllü vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları katılarak işbirliği ve eşgüdüm içerisinde toplumda sorumluluk duygusu, vatandaşlık bilincini geliştirerek ancak şiddet sorunu çözülebilir…” dedi.