Psikolog Gülcem Yıldırım, "EMDR sağ ve sol beyin loblarının uyarılarak birbiriyle temas kurması sonucunda geçmişte yaşanan acı hatıraların duygusunun boşaltıldığı bir psikoterapi tekniğidir.
Sağ beyin acı hatıraların duygularının kayıtlı olduğu bölgedir. Sağ beyindeki bu bölümler; hipokampüs, hipotalamus ve amigdaladır. Sol beyin ise bizim mantıklı tarafımızdır. Yani yaşadığımız olaylara anlam veren ve daha gerçekçi bakabilen kısmımızdır. EMDR bu iki bölüm arasında temas kurulmasını sağlayarak sağ beyinde kayıtlı olan acı hatıraların sol beyinde işlemlenmesini sağlar. İşlemlenen bu anıların verdiği olumsuz duygular ise EMDR'den sonra artık hissedilmez.
EMDR göz hareketleriyle, dize hafifçe dokunarak, sesle ya da iki ele hafif bir titreşim verilerek yapılmaktadır. Bu tekniklerin hepsinin ortak noktası sağ ve sol beyni senkronize bir şekilde uyarmaktır. Ben terapilerimde çoğunlukla bunların hepsini aynı anda kullanıyorum. Sağ ve sol beyin arasındaki etkileşim ne kadar fazla olursa kişinin olumsuz anıyla temas kurması ve yaşadığı travmatik anıyı işlemlemesi o oranda hızlı olmaktadır.
EMDR başlı başına bir terapi tekniği değildir, psikoterapi seanslarında kullanılan yardımcı tekniklerden biridir. Benim seans tecrübelerim EMDR'nin travmatik anının işlemlemesinde en iyi tekniklerden biri olduğu yönündedir. EMDR uygulanırken kişi yetişkin hayatında ya da geçmişinde yaşadığı travmatik anıyla direk bağlantı kurar. EMDR geçmişte yaşanılan anıları silmez, zaten beyinde herhangi bir anıyı silmek mümkün değildir. Böyle bir terapi tekniği yoktur, emdr geçmişte yaşanılan anının duygusunun işlemlenmesini sağlar. Yaşadığınız travmatik anıyı hatırlamaya devam edersiniz fakat travmatik anıda hissettiğiniz olumsuz duyguları artık hissetmezsiniz" dedi.
Yıldırım, EMDR hakkında şu bilgileri verdi:
"EMDR süresi neye göre belirlenir: Travmaya maruz kalınan yaş: Travmatik anıda yaş küçüldükçe travmanın verdiği hasar artar. Erken dönem travması çok olan kişilerin özellikle 0-6 yaşta, EMDR terapisi daha uzun sürer.
Travmanın süresi; Kişi travmaya ne kadar uzun süre maruz kaldıysa ruhsal bölünmesi o oranda artar. Örneğin; 10 yıl boyunca amcasının tacizine uğramışsa bir çocuk bu kişinin EMDR terapisi uzun sürer. Fakat ilkokulda bir öğretmeni tarafından bir kez aşağılanmışsa terapi süresi kısalır. Travmanın tanıdık biri tarafından gerçekleşmesi; Kişinin güvendiği, sevdiği, duygusal yatırımının fazla olduğu biri tarafından travmatize edilmesi, yabancı biri tarafından travmaya maruz kalmasından çok daha ağır bir hasar verir.
EMDR Faydaları; EMDR'nin en büyük faydası kişinin bilinçdışında bastırdığı, bugünkü hayatını olumsuz yönde etkileyen travmatik anıların duygularının boşaltılmasıdır. Yaşanılan bu olumsuz anıların duyguları boşaltıldığında kişide hafifleme, rahatlama, genişleme duyguları olur. EMDR ile iyileşenlerin uzun vadede hayatı, ilişkileri, ilişki kurma şekli, fiziksel ve ruhsal sağlığı olumlu anlamda değişir. İnsan beyni yaşadığı her anı kaydeder. Beynin yüzde doksanı bilinçdışını oluştururken sadece yüzde onluk bir kısmı bilinci oluşturur. Bilinçdışındaki bu kayıtlar bugünkü davranışlarımızı, konuşmalarımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi etkiler. Beynin diğer en önemli özelliği travmatik anıları kaydetme şeklidir. Yani beyin beden duyumu olarak, duygu olarak, bizi etkileyen anıları diğer anılardan farklı bir şekilde kaydeder. Örneğin; Dün öğle yemeğinde ne yediğinizi sorsam çoğu kişi bunu uzun süre düşünür. Fakat dün öğle yemeği yediğiniz lokantada bir kavga çıkmışsa ve siz kavganın ortasında kalmışsanız bunu hepiniz hatırlarsınız. Kavganın ortasında kalan bir insanın beyninde yüksek düzeyde adrenalin salgılanır, adrenalin korku hissettiğimizde salgılanan bir hormondur. Salgılanan bu adrenalin beyine şu mesajı verir. Bu tehlikeli bir an, bunu önemliler kısmına kaydet. Bir daha böyle bir durumla karşı karşıya kalırsan bu bilgileri kullanacaksın.
EMDR'nin uygulandığı psikolojik rahatsızlıklar; EMDR dinamik psikoterapiyle birlikte pek çok ruhsal ve bedensel problemin çözümü için uygulanır. Depresyon, migren, obsesyon, öfke kontrolü, panik atak, sosyal fobi, sınav kaygısı, anksiyete, vajinismus gibi problemlerde psikoterapi seansına entegre edilebilir."