Beklenen gün geldi çattı. Bütün gözler, kulaklar Çankaya Köşkü'ne çevrildi. Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL ve eşi Hayrunnisa GÜL'ün ev sahipliğinde gerçekleşen 29 Ekim Resepsiyonu'nun ana fikri neydi? Bu yıl teke indirilen Resepsiyon, misafirlerin birleşmesiyle oldukça kalabalık geçti. Konuklarını salonun girişinde karşılayan ev sahipleri, gece boyunca 'hoşgeldiniz' diyerek tokalaşırken bitap düştüler.
Resepsiyon'un konukları, içeriye alınmak için kendilerine gelecek sırayı beklerken, üç saatlik bir zaman dilimini harcamışlar. Resepsiyona katılmayan bazı davetlilerin, direkt olarak dile getirmeseler de türban meşruiyeti anlamına geldiğini düşündükleri bu daveti protesto ettikleri belli oluyor. Eee kolay değil tabi. Bu güne kadar Cumhuriyet'in kendilerinin zimmetinde olduğunu düşünenler için zor bir durum. Halbuki, her kesimden insanın bir arada olduğu böyle bir gecede, keşke asker de ana muhalefet de orada olsaydı.
Yazımı kaleme aldığım şu saate kadar (29 Ekim Cuma 22:30 civarı) televizyonlardan izlediğim kadarı ile korkulacak bir durum yok! Görüntüde rahatsızlık verecek(!) bir şey yok. Hayrunnisa Hanım gayet iyi görünüyor. Şık kıyafeti ile gayet 'modern' duruyor. Başörtülü misafirler de yine ellerinden geldiğince, gecenin ruhuna uygun kıyafetler tercih etmişler. Detaylı incelersek; söyleyecek bir şeyler buluruz. Lakin, geniş pencereden baktığımızda, başörtülü hanımların katılımının azlığını, katılanların ise kıyafetlerinin ehven olduğunu görebiliriz. Yani korkmasınlar! Onları rahatsız edebilecek(!) olumsuzluk yoktu.
Gerçi resepsiyona katılmayanlar, misafirlerin değil de, Hayrunnisa Hanım'ın başörtüsüne takılmışlar. Ne yapalım Cumhurbaşkanı'mızın eşi malesef ki başörtülü. Hayrunnisa Hanım, eşi için, devleti için, en önemlisi de milleti için evlerine gelen misafirleri karşılama nezaketini gösteriyor. Öyle zannediyorumki iki üç saat boyunca tokalaşmak, 'Hoşgeldiniz, nasılsınız' demek, hem de tüm Türkiye'nin gözü üzerlerine odaklanmış iken; şık mı rüküş mü eleştirilerini duyar gibi olurken...
Hanımefendi, eşi Cumhurbaşkanı olduktan sonra onunla evlenmedi. Kaderde Cumhurbaşkanı Eşi olmak varmış. Belki de inancı gereği bu durumu tercih etmezdi. O kadar gözün üzerinde olduğu bir ortamda iki dirhem bir çekirdek hazırlanıp onca erkekle tokalaşmak istemiyordur.
Bilemiyorum. Bildiğim tek şey, ortalık gerilmesin diye ve ayrıca ülkesi için yaptığı fedakarlık. Fakat bir grup var ki; ne yapsan yaranamıyorsun. Değil mi ki başın örtülü? Hep yakındıkları mahalle baskısı senin üzerinde. Yılın moda rengini tercih etmişsin. Yılın trend modelini taşımaya çalışmışsın. Kısacası özenmiş, hazırlanmışsın. Ne önemi var? Senin başın örtülü.
Sadece First Lady değil. Resepsiyona katılacak olan, bakanların ve bürokratların, eşleri olan dostlarımdan bazıları, hazırlanma telaşındaydılar. Son dakikada katılmaya karar verdikleri davete hazırlıksız yakalandılar. Katıldıkları takdirde söylenecekleri, yazılacakları biliyor gibiler. Sırf bunlara sebebiyet vermemek için bundan önce katılmadıkları 29 Ekim resepsiyonlarına sadece eşlerini hazırlayıp göndermişler. Bu kadınları, bu denli tedirgin etmenin ne manası var? Eşleri bu ülke için gece gündüz çalışırken, aile hayatı diye bir kavramları kalmamışken, bir de onları böyle günlerde, eşlerinin yanında görmeye dahi tahammül edemeyenler nasıl hesap verecekler?
Asker başörtülü First Lady'yi protesto amacı ile davete katılmamışsa ayıp etmiş. Ana muhalefet partisi, başörtülü hanımlardan oy istemesin. Ama unutmasınlar ki; bir zamanlar baş örtülü kadınlar beni dinlemesin diyen zavallı şarkıcının, başı örtülüyü geçtik örtüsüz de hiç dinleyeni kalmadı. Bu ülkenin gerçeği ve kadınlarının en doğal hakkı olan başörtüsünü dışlayarak; bir yere varılamayacağını artık kabul etmek lazım.
Genç kızlığından beri başını örten Hayrunnisa Hanım, eşi cumhurbaşkanı olduğu için nasıl başını açmayacaksa, başı açık gezen hanımlar da köşkteki davete icabetlerinde; First Lady'ye uyum sağlamak adına başlarını örtmeyeceklerdir.
Gayet şık ve dekolte elbiseleri ile orada yerlerini aldılar. Sizin anlayacağınız bu tercih onun bunun hatırı için yapılmaz. Sadece Allah'ın rızasını kazanmak için inançla yapılır.
Bu böyle bilene...
SAADET BERRİN ÜSTÜNER / YENİ ŞAFAK