25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsedi.

Aktüel Psikoloji / Haber Merkezi 


1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsedi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de sivil toplum örgütleri çeşitli etkinlikler yapıyor. Bu kapsamda 2012 yılında aşağıdaki etkinlikler yapılıyor.

Diyarbakır'da Mobing Eğitimi

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Birimi’nin organize ettiği, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde çalışanlara yönelik mobbing eğitimi verildi. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda yapılan seminere Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fahrettin Çağdaş ile birim daire başkanlarının yanı sıra belediye çalışanları katıldı. 

Kadın Mağduriyeti Gizleniyor

Memur-Sen Afyonkarahisar Kadın Kolları Başkanı Türkan Adıgüzel, kadına karşı şiddeti önlemenin esas çözümünün, şiddet uygulayan erkeğin zihin yapısına ulaşıp fikirlerini değiştirebilmekten geçtiğini bildirdi.

Adıgüzel, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, kadına yönelik şiddetin, fiziksel, cinsel ve psikolojik acı veren, cinsiyete dayanan bir eylem olduğunu belirtti.

Basına yansıyan ya da kayıtlara geçen şiddet olaylarının, yaşananların çok az bir oranı olduğuna dikkati çeken Adıgüzel, şunları kaydetti:

"Kadınların mağduriyetlerini gizlediği herkesçe biliniyor. Gururundan, utancından, gideceği yeri olmadığından, maddi olarak kocasına bağlı olduğundan, şikayet etse bile dönüp aynı çatı altına gireceğinden ve bunlara bağlı olarak daha fazla şiddete maruz kalabileceğinden endişe etmesi, onu susmaya zorluyor." dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü  

Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti. 1930'da ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyordu. 

Dominik Cumhuriyeti'nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kızkardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler! 

Tarih 25 Kasım 1960'dı. Üç kızkardeş tecavüz edilip öldürüldüler. "Araba kazasında" öldükleri duyuruldu. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. 

Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesini karar altına aldı. Kadına yönelik şiddet, toplum içinde ya da özel hayatta cinsiyete dayalı olarak kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik zarar görmesi ve/veya acı çekmesi ile sonuçlanan ya da bu tür sonuçlara yol açabilecek olan tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi olarak engellenmesini kapsamaktadır. Şiddet hareketleri ve tehditleri, ister ev içinde ister toplumda meydana gelsin, veya Devlet tarafından uygulanmış, yapılmış ya da göz yumulmuş olsun, kadınların hayatına korku ve güvensizliği sokar . Taciz dahil şiddet korkusu kadının hareketliliğine sürekli baskı yapar ve haklarına erişimini kısıtlar. 

Gelişen kadın hareketine ve insan hakları savunucularına rağmen dünya devletleri ve toplumları kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması konusunda başarısız kaldılar. Dünya ölçeğinde her 3 kadından biri bugün şiddetin değişik biçimlerine halen maruz kalmaktadır. Kadınlar yaşamın her alanında, evlerinde, işyerlerinde, kamusal alanlarda, mücadelelerinde şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kalmaya devam ediyorlar. Dünyanın çeşitli yerlerinde sürmekte olan savaşlarda ve iç çatışmalarda kadınlar ve kız çocukları tecavüze uğruyor, öldürülüyor ya da insan ticaretinin öznesi haline getiriliyor. Avrupa ölçeğinde her yıl 200.000 kadının insan ticareti ağlarında cinsel sömürüye uğradığını bildiriyor araştırmacılar. Türkiye'de her gün dizinden vurulan, taşlanarak öldürülen, namus cinayetine kurban giden, tecavüze uğrayan, nedeni belirsiz bir biçimde intihar eden kadınlara ilişkin haberleri izlemeye devam ediyoruz. Bu haberler, kadın örgütlerinin yaptığı araştırmalarda ortaya çıkan sayılar kadına yönelik şiddet buzdağının görünen kısmının yalnızca bir kısmını oluşturuyor. Aile içi şiddet konusunda izlenebilen istatistiksel rakamların düşüklüğüne rağmen Türkiye sıralamanın en üstlerinde yer alıyor. Kamusal alanda yaşanan şiddeti ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar ve bu çalışmaları yapanlar da şiddete maruz kalıyorlar bizim ülkemizde. Gözaltında taciz ve tecavüz vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor.  

Gündem Haberleri

Aile Danışma Merkezleri Yönetmeiği
Gazze'nin tek kanser tedavi hastanesi yakıtı bitince kapandı