13. Uluslararası Psiko-Onkoloji Kongresi Başladı

13. Dünya Psiko-Onkoloji Kongresi, Türkiye'de ilk kez Antalya'da başladı.

Kanser psikiyatrisi ile ilgili dünya çapındaki en kapsamlı kongre olan 13. Dünya Psikoonkoloji Kongresi, 16-20 Ekim tarihleri arasında yapılıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de himayelerinde gerçekleşen kongrenin basın toplantısı Antalya Topkapı Oteli'nde düzenlendi. Toplantıya İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sedat Özkan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Adnan Aydıner, Uluslarası Psikoonkoloji Birliği Başkanı Maggie Watson, İstanbul Üniversitesi Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bölümü Başkanı Mine Özkan, Psikososyal Onkoloji Derneği Genel Sekreter Yardımcısı, Psikoonkolog Zeynep Armay katıldı.

Kongrede esas sloganın kanser hastasının takip ve tedavisinde psikolojik tedavi ve bakımı genel tedavinin ayrılmaz bir parçası haline getirmek olduğunu belirten 13. Dünya Psikoonkoloji Kongresinin Başkanı Sedat Özkan, "Onkoloji hekimleri ile psikoloji hekimleri, uzmanları bir araya geliyoruz. Kanseri tedavi etmek demek kanser hastasını tedavi etmek demek değildir. Bir taraftan kanseri tedavi edeceksin diğer taraftan hastanın ruhuna destek vereceksin. Kanserin yarattığı psikiyatrik ve psikoloji sorunları ele almak lazım. Ayrıca, hastaya psikolojik destek sunmak gerekir. 20 yıldır ülkemizde bu bilim dalını geliştirmekteyiz" dedi.

Türkiye'nin bu alanda bölgede lider olduğuna değinen Özkan, bu kongrenin Türkiye'de yapılmasının da bununla bağlantısı olduğunu söyledi. Kanser konusunda Türkiye'nin Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkaslar coğrafyasında bir öncüllük yaptığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu: "Bir kanser hastasının takibinde hekim bedensel fonksiyonları dikkate alır. Bu belirti ve bulgu da stres halidir. Bu hastaların ortalama yüzde otuzunda klinik düzeyde tedavi gerektiren ruhsal çöküntü yer alıyor. Kanserle mücadele bedenin ve beynin ortak mücadelesidir. Beyin ve ruh çökerse hastanın beyinle bağışıklık sistemi daha çabuk çökecek."

TRAVMALAR KANSER SÜRECİNİ HIZLANDIRIR

Sedat Özkan, hastanelerimizde de kanserin oluşmaması için, olduktan sonraki takip ve tedavisinde de psikolojinin dikkate alınması gerektiğini söyledi. Çok trajik yaşam olayları, ciddi psikolojik çöküşler ve travmaların organizmadaki kanser sürecini hızlandırdığını anlatan Özkan, şunları söyledi: "Bu hastalara kucak açacağız ama acımayacağız. Acıyarak yardımcı olunmaz. Günümüzde kanserin artık kronik hastalık olarak algılanması gerekiyor. Toplumumuz açısından da bu yaklaşım önemli."

Hastaların kansere karşı mücadeleye kodlanması gerektiğine de değinen Özkan, bedeni tedavi ederken zihni de antikanser haline getirmenin lazımlı olduğunu vurguladı. Yapılan kongrede bütüncül tedavi maksadının ortaya koyulduğuna da değinen Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanseri tedavi edip bedeni ve ruhu dikkate almamak olmaz, insan bir bütündür. Duvarı nem insanı gam çökertir, buradaki gam ruhsal çöküntüdür."

HEKİMLERİN DE EĞİTİM GÖRMESİ LAZIM

Hekimlerin de bu alanda eğitim görmesini öneren Özkan, "psikiyatri ve psikoloji bir özelleşmiş alandır, yani psikiyatri kliniğindeki psikiyatri ve psikoloji gibi değildir. Onun için biz enstitümüzde psikoonkoloji bilim dalında master programları yapıyoruz, şimdiye kadar 30'un üzerinde uzman yetiştirdik" dedi.
Kanser hastasının ailelerine düşen görevlerin de önemli olduğunu belirten Özkan, sözlerine şöyle devam etti: "Hastanın uyumunun en iyi olduğu aileler, ilişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, çatışmaların az, iş birliğinin fazla olduğu ailelerdir. Aileler aşırı kaygılı olmamalıdır. Aile içi rollerin net olmaması, aşırı koruyuculuğun egemen olduğu, katı ve çatışmaları göz ardı eden aile ortamları, hastanın uyumunu güçleştirmektedir."

Dünya Psikoonkoloji Birliği Başkanı Maggie Watson ise 2020 yılına kadar dünyadaki tüm kanser hastalarına psikodestek programlarının yürürlüğe girmiş olmasını sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Kanser hastalarının yüzde 20-25'inde kriz ve destek ihtiyacı olduğunu anlatan Watson, şunları söyledi: "Psikolojik destek gerektirecek hastaların sadece yüzde 10'u destek alabiliyor."

Watson, hastaların kendisinden ziyade ailenin de psikolojik desteğine ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi. İHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kongre-seminer Haberleri