HABER7.COM - Radyo 7’nin Sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının konuğu Alternatif Tıp Uzamanı Elmira İnal oldu.
İnal sağlığına dikkat eden bir insanın 120 yıl yaşayabileceğini söyledi. Suyun ve sebzenin sağlıktaki öneminden bahseden İnal, günlük su tüketip miktarının da insandan insana farklı olabileceğini aktardı.
Alternatif tıbbın, tıbbı desteklediğini vurgulayan Elmira İnal, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için yapılması gerekenleri sıraladı.
EDA: Sağlıklı yaşamanın sırrı nedir?
ELMİRA İNAL: Hayatta ki en önemli unsurlardan birisi güler yüzlü olmaktır. Yediğimiz şeylere dikkat etmek, çevremizin sağlığına dikkat etmek… Ne yazık ki bu günkü koşullarda bu çok zordur. Amerikalı âlim şöyle söylemiş. İnsanın 120 sene yaşaması mümkündür. Ama tabi bunun için sağlıklı yaşam unsurlarından akciğerin temiz olması, bağırsakların temiz olması, böbrek yollarının normal çalışması gerekiyor. Bir de cildimiz çok önemli bir unsurdur. En önemli faktörlerden biri cildimizin temiz olmasıdır. Sağlıklı yaşam için mutlaka su içmemiz gerekiyor. Ama ne yazık ki bugün suda da karışımlar var. Suların flor ile temizlenmiş olması, çeşme sularının olmaması gibi nedenlerin hepsi sağlıklı yaşamamıza engeldir.
EDA: Zaten genelde bizler su içmeyi unutuyoruz.
ELMİRA İNAL: Suyu yudum yudum vücudumuzun ağırlığına göre içersek sağlıklı yaşama zemin hazırlamış oluruz. Bu arada annelerden rica ediyorum. Mevsiminde çok sebze yenmesi gerekiyor. Sebzeleri iyi yıkamazsak bağırsak kurtlarının oluşmasına neden olabiliriz. Buda romatizma ve kalp hastalıklarının oluşmasına sebebiyet verir. Sebzeleri mutlaka sirkeli suda 10 veya 15 defa yıkamamız gerekiyor.
EDA: Sirkeli suda bekletmek meyveler içinde geçerli mi?
ELMİRA İNAL: Evet bu meyveler içinde geçerli ama meyvelerin kabukları temizlendiği için sebzeler kadar risk taşımıyor. Mutlaka bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Su içmemiz gerekiyor. Besin maddelerinin temizlenip yenilmesi çocuklar için de çok önemlidir. Bugünkü sebze ve meyvelerin doğallığının az olması ek gıda takviyesini gerekli kılıyor. Bunun içinde Unicef’ in onayladığı %100 doğal olan çocuk ürünleri var. Bu ürünler sebze ve meyvelerin doğallığını muhafaza ettiği için tavsiye edebilirim.
EDA: Kimisi günde 2 ila 2,5 litre su için der, kimisi der ki yazın vücut ter yoluyla su attığı için 3 ila 3,5 litre arası su için. Bunun gerçeği nedir? Bir ölçüsü var mı?
ELMİRA İNAL: Bizde şöyle bir formül var. Vücudun ağırlığı ne kadarsa onu 30’a bölmek gerekiyor. Mesela 60 kilo olan bir insanın günde 2 litre su içmesi gerekiyor. Bazı insanlar 120 kg’dır. Bu insanın günde 4 litre su içmesi gerekiyor. Ama süt, meyve suyu ve diğer sıvılar buna dâhil değil. Bu bir ay içerisinde gün olarak bölündüğü için 30’a bölüyoruz. İnsanların komşuları ya da bir akrabaları bir diyetle zayıflıyorlar. Etrafındaki insanlarda aynı diyetle zayıflamaya çalışıyorlar. Tiroid bezinin çok bozulması, isteksizliklerin olması, sinir hastalıklarının olması düzgün olmayan diyetten kaynaklanıyor.
EDA: Normalde diyetler kişiye özeldir değil mi? Birinin diyeti bir başkası uyguladığında o kişinin metabolizmasını bozuyor mu?
ELMİRA İNAL: Kesinlikle bozuyor. Onun için herkes kendiyle ilgili bilgili bir diyetisyenden diyet alması gerekiyor. Bugün ek gıda takviyesinin oluşumu insanların diyetle birlikte sağlıklı olmasını sağlıyor.
EDA: Son zamanlarda sağlıklı beslenme bilinci iyice artmaya başladı. İnsanlar kendini keşfetmeye başladı hatta sağlıklı ve yeterli beslenmenin nasıl olacağını araştırmaya başladılar. Bu anlamda neler yapılabilir?
ELMİRA İNAL: Son zamanlarda ünlü birinin diyeti şudur diyip tüm insanlara aynı diyeti vermeye çalışıyorlar. Ama bu doğru değil. Her insanın kendine öz genetik yapısı var. O popüler insanın belki de şeker hastalığı yoktu ve o diyet sayesinde zayıfladı ama bu diyeti uygulayan diğer bir kişinin şeker hastalığı varsa bu diyet işe yaramaz. İnsanlar kendi genetik tahlillerini yaptırıp, bilgili bir diyetisyenle görüşürse daha doğru beslenip daha sağlıklı yaşayabilirler. Bunun içinde sabahları muhakkak kahvaltı yapılması gerekiyor. Eğer bir insan öğlene kadar çalışıyorsa mutlaka yanında yiyecek bir şeylerin olmasını tavsiye ediyorum. Suyu zaten unutmamak gerekiyor. En önemli unsur da bağırsakların çalışmaması. Bağırsak konusu çok ciddi bir konudur. Hastanın lavman(bir çeşit bağırsak ameliyatı) yaptırması gerekir. Buda mikro cerrahi bir ameliyattır. Bir uzman gözetiminde yapılması gerekir. İnsanların bağırsaklarında yara olabiliyor, basur olabiliyor, iç basur olabiliyor, hatta kanser bile olabiliyor. Bu durumda hangi sıvıların verilmesi gerekiyor bunun bilinmesi gerekiyor. Bu lavman tedavisiyle birçok insan sağlığına kavuşuyor. Lavman dendiğinde biz şunu anlıyoruz: bu bir vücut temizliğidir. Bazı durumlarda bağırsakta taş oluşuyor. O taş oluştuğu için bağırsakta sindirim sisteminde zülâl ayrılıyor. Eğer insanlarda zülâl parçalanması olursa bağırsakta kan zehirlenmesi oluyor. Kolesterol oluşuyor. Bağırsağın temizlenmesi de bu açıdan çok önemlidir. Eğer zülâl oluşmuyorsa vücut sağlıklıdır. Kan zehirlenmesi yoktur.
EDA: Beslenme programlarında önemli olan noktalar nelerdir?
ELMİRA İNAL: Herkes bildiği yoldan alternatif tıp olarak her şeye yeltenmemelidir. Tıp hiç unutulmamalıdır. Çünkü tıp olmasaydı kolera, verem, AIDS de dâhil olmak üzere her türlü hastalık iyice çoğalırdı. Ama tıpta tamamlayıcı tıpı inkar edemez. Bugün ek gıda takviyesinin her evde olmalıdır. Anti-oksidan almamız gerekiyor. Kimse sarımsak ya da soğan yemiyor. Bu besinlerin içinde anti-oksidan var ve biz bu besinleri kullanmalıyız.
EDA: Sarımsağı işyerlerine gelirken yiyemiyoruz. Yutmak ya da yemeklerin içinde kullanmakta etkili olur mu?
ELMİRA İNAL: Oluyor ama kokuyor diye de bu besinlerden mahrum kalmamalıyız. Onu çiğ yemek önemlidir. Zaten yiyecekler buharda biraz haşlanarak yenirse daha faydalı olur. Bu sayede vücutta ki zararlı maddeler de buharlaşıp gidiyor.
EDA: Sıcak suyla yıkasak bir etkisi olur mu?
ELMİRA İNAL: Az bir suda buharda pişirmek daha faydalıdır.
EDA: Yemekle beraber ekmek yendiğinde çok fazla kilo alınıyor mu?
ELMİRA İNAL: Aslında ekmek yemekle kilo alınmaz. Yağdan da kilo alınmaz. Yağ yağı eritir. Bugün tereyağı yenilmediği için bu kadar çok kolesterol oluşuyor. Zaten mide ne kadar kabul ederse insan o kadar yiyebilir, daha fazla yiyemez. İnsanları tiroid bezleri normal çalışmadığı için kilo alıyor, hormon dengelerinin normal olmaması nedeniyle kilo alıyor. Vücudun ekmeğe de çok ihtiyacı var. Ekmekte demir var ve buda insanlara güç veriyor. Ekmek topraktan oluşuyor. O yüzden onu mutlaka yememiz gerekiyor. Eğer tiroid bezi normal çalışırsa, sinir sistemimiz normalse kesinlikle ne kanser oluşur ne kilo alır ne de kilo veririz. Allah bize öyle bir vücut vermiş ki kendisi zaten başlı başına bir mekanizmadır. Siz düzgün beslenin o sizi düzgün bir şekilde yaşatacaktır.
EDA: Esmer ekmekle beyaz ekmek arasında bir fark var mı?
ELMİRA İNAL: Evet fark vardır. Çünkü beyaz ekmekler yapay yollardan yapılıyor. Kepek ekmeği daha sağlıklı oluyor. Bugün vitaminli ekmekler çıktı. Zaten ekmek vitaminlidir. Çünkü ekmekler olumsuz yönde o kadar arıtılıyor ki içinde vitamin de kalmıyor.
EDA: Geçmişte insanlar o kadar sağlıklı beslenmiş. Her şeyi yemişler ve buna rağmen çok sağlıklı yaşamışlar. Ama bugünkü yiyeceklerle eskileri karşılaştırdığımızda mutlaka ek gıda takviyesi gerekiyor.
ELMİRA İNAL: Artık herkes üstüne basa basa söylüyor. Bu zamanda her yerde radyasyon var. Bu radyasyon hep hücrelerimizi öldürüyor. Ve biz bunu hissetmiyoruz. Erken yaşlanmalar, hastalıkların artması hep bunun nedenleri. Tıp ilmide muhakkak ek gıda takviyesi vermeli ki vücudun alamadığı demir, krom, bakır gibi takviyeleri bu şekilde alabilelim. Teknoloji nasıl değişiyorsa bizim beslenmemizde öyle değişiyor.
EDA: Gençlerde çöküş daha fazla oluyor.
ELMİRA İNAL: Çünkü bugünkü gençler çalışıyorlar. Spor yapıyorlar ama sadece spor yapmakla sağlık kazanılmıyor. Çok terleyip az yemek yiyorlar. Fiziksel ve ruhsal olarak daha çok hastalanıyorlar. O anda gençler kendini mutlu hissediyor. Ama vücut zaman geçtikçe çöküyor. Bugün sporcular ek gıda takviyesi kullanıyorlar.
EDA: Sağlıklı beslenmede anneler babalar çocuklarını çok fazla koruyamıyor. Bunun nedeni nedir?
ELMİRA İNAL: Sezaryenle doğum çok fazla. Buda anne sütünün kesilmesine sebep oluyor. Hamilelerin kilo alacağım diye iyi beslenmemesi, hamilelikten sora kilo alacağım diye yanlış beslenmeleri, insan hayatında bir kere antibiyotik alınması bağırsaklardaki kötü floranın oluşumunu fazlalaştırıyor. Anne çocuğa ne kadar iyi baksa da çocuğun sindirim sistemi bir antibiyotik aldıktan sora bozulmaya başlıyor. İyi beslenmeme, suni gıdalar, içecekler, radyasyonlar çocukların daha fazla lösemi olmasına, saç dökülmesi neden oluyor. Ama yine de anneler bilgili olup ek gıda takviyesinde bulunmalıdır.
EDA: Bebeklerin gazlı oluşu hamilelik döneminde iyi beslenememekten mi yoksa hamilelik döneminde soğuk yiyip içmekten mi kaynaklanır?
ELMİRA İNAL: Hamilelikte annenin doğru beslenmemesi doğru beslenmeme sindirim sistemini etkileyerek çocuğa da geçiyor.
EDA: Yemeklerden önce iştahımızı kesen yiyecekler yemeli miyiz?
ELMİRA İNAL: Çalıştığımız zaman sinir sistemi bozuluyor, En ufak şeyleri yemeye başlıyoruz. Bugün piyasada olan Kamboçya çiçeğinden hazırlanmış ek gıda takviyesi var. Bu mide altı bezini normal çalıştırıyor. İştahı bastırıyor. Ufak şeyleri yemeye gerek kalmıyor. Mide altı bezi ve pankreas normal çalıştığı için ne kilo alıyorsun ne kilo veriyorsun. Şeker hastalığından da korunmuş oluyorsun. Sabahları kahvaltı etmesek bile yumurta haşlayıp ayaküstü de olsa yemeliyiz.
EDA: Yumurtayı özellikle kışın her gün öneriyor musunuz?
ELMİRA İNAL: Yumurta da ekmek kadar önemlidir. Muhakkak haşlama olarak yememiz gerekiyor. İster ekmekle ister yaz ister kış olsun yememiz gerekiyor. Günde 4–5 öğün yememiz gerekiyor. İlla yemek değil kuruyemişte olur. Kesinlikle bir şeyler yememiz gerekiyor.
EDA: Kuruyemiş yemenin bir ölçüsü var mı?
ELMİRA İNAL: Bugün 3 -4 tane ceviz yerseniz yarın bir avuç fındık yiyin. Diğer gün fıstık yiyin. Bir avuç kayısı yiyin. Kuru çeşit yöntemlerini her gün değiştirin. Öğlene kadar ceviz yediyseniz öğlenden sora fındık, fıstık, üzüm kurusu, kayısı, meysim eriği kurusu yiyin. Sandviçlere verdiğimiz parayı onlara verirsek daha sağlıklı huzurlu olduğunuzu görürsünüz. Ara öğün yerine kuru yiyin. Vücut hem yağ hem protein hem magnezyum alıyor hem de doyurucu oluyor.
EDA: Genç kalmanın sırları nelerdir?
ELMİRA İNAL: Huzurlu düşünmek, geçmişe dönüp keşke dememek, çevreye olumlu olmak, güneş yağlarından korunmak, yemeklerimize dikkat etmek gençliğin en önemli unsurlarındandır.
EDA: Baharda içimiz kıpır kıpır oluyor. Bu anlamda bizlere neler tavsiye ediyorsunuz?
ELMİRA İNAL: Yüz, vücut lekesi bu aylarda artmaya başlıyor. Vitamin A azalıyor. Havuç suyu içsinler. Havuç yemeği, havuç salatası yesinler. Yumurtanın beyazını yarım limon suyu ile çalkalayıp her sabah kalktıklarında yüzlerine temizleyici süt gibi sürsünler.3–5 dk kalsın kurusun. Yıkayıp yumurtanın sarısını zeytinyağını sürüp 10 dk bekleyip yıkasınlar.
EDA: Havuç zeytinyağı ile çözülür derler şekerli olduğu için. Bu şekilde mi tüketmek gerekir?
ELMİRA İNAL: Havucu biraz haşlayıp zeytinyağında biraz kavurup yesek daha faydalı olur.
EDA: Bahar yorgunluğunu gidermek için neler yapılabilir?
ELMİRA İNAL: Sabah egzersiz yapılır yumurta fındık yenirse olmaz. Olumlu düşünmek, az az ama sık sık yemek, spor yapmak, su içmek gerekir sadece ek gıda takviyesiyle bunlar olmaz.
EDA: Kilo verememenin nedenleri nelerdir?
ELMİRA İNAL: Tiroit bezinin normal çalışmaması. Dengeli beslenmeliyiz. Mide altı ve tiroit bezinin normal çalışması gerekir. Aynı zamanda da genç kalırız.
EDA: Tahıllar şeker hastalığı riskini azaltıyor mu?
ELMİRA İNAL: Aslında şeker hastalığı riskini azaltan sinir sistemidir. Sistemi normalse şeker hastalığı riski azalır. Aynı zamanda genetik bir hastalıktır. Şeker hastalığından korunmak için doğru beslenme, sinirlenmemek, spor yapmak ve pozitif düşünce gerekir. Az az yemek ve her zaman yemek gerekiyor.