SABAH - Törende konuşan İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Ural, laboratuvarların sadece eğitim amacıyla değil, toplumun isteklerinin de karşılanmasında ve ileriye yönelik teknolojik gelişmelerin takip edilmesinde önemli işlevleri olacağını belirterek, ''Böyle bir laboratuvara Türkiye'de ilk kez sahip olmak bize gurur veriyor'' dedi.
Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İmdat Elmas da 1982 yılında kurulan enstitüde, 1986 yılında fen, sosyal ve tıp ana bilim dalları açıldığını, bugüne kadar 70'i doktora, 350'si yüksek lisans olmak üzere 420 öğrencinin mezun olduğunu, halen de 200 öğrencinin eğitimlerine devam ettiğini bildirdi.
Enstitüde bilimsel araştırmaların yanı sıra bilirkişilik ve laboratuvar hizmeti de verildiğini ifade eden Prof. Dr. Elmas, yokluğu önemli bir eksiklik olan Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nın, Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak'ın desteğiyle 2 yılda kurulduğunu anlattı.
Projenin 1,5-2 milyon TL'ye mal olduğunu belirten Prof. Dr. Elmas, laboratuvarın öğrenciler için önemli bir açılım yarattığını söyledi.
Prof. Dr. Elmas, İstanbul'da toksik maddelerin değerlendirileceği laboratuvar sayısının çok yetersiz olduğunu dile getirerek, ''Bu laboratuvar maliyetli olduğu için kurulması zor. Bu nedenle tetkikler yapılamıyordu ya da örnekler yurt dışına gönderiliyordu. Bu döviz kaçışına, işlemlerin gecikmesine ve azalmasına neden oluyordu. Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nın bu alanda çok önemli bir eksikliği giderdiğine inanıyorum'' diye konuştu.
Laboratuvarın, iş yerlerindeki kirliliğin belirlenmesi, toksikolojik olayın aydınlatılması ve halk sağlığı açısından önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Elmas, şunları söyledi:
''Burada, tüm inorganik ve organik maddelerin analizi mümkün. Tüm vücut sıvıları ve dokularda, su ve gıda örneklerinde, toprak, cam ve her türlü katı delil veya örneklerde, selenyum, iyot, arsenik, cıva, kurşun gibi nitel ve nicel her türlü inorganik analizlerin yanı sıra her türlü organik madde (ilaç, uyuşturucu, alkol türleri, toluen, ksilen gibi uçucu ve yarı uçucu maddeler) analizi, taraması ve miktar tayini yapılabilmektedir.''
''TÜRKİYE'DE İLK KEZ KURULDU''
Konuşmaların ardından Fen Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Salih Cengiz, basın mensuplarına yeni açılan Adli Toksikoloji ve Adli Patoloji Laboratuvarlarını gezdirdi.
Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nda 36 çeşit uyuşturucunun 12 dakikada analizinin yapılabildiğini bildiren Prof. Dr. Cengiz, ''12 dakikada uyuşturucunun teşhisini, kanda, idrarda, terde, saçta ve tükürükte ne kadar olduğunu söyleyebilecek bir sistem. Bu Türkiye'de ilk kez kuruldu. Daha önceden 2 günde yapılabiliyordu'' diye konuştu.
Kanda ve sıvılarda bulunan alkol ve uçucu maddelerin otomatik olarak tespit edilebildiğini anlatan Prof. Dr. Cengiz, katı delillerin yapısını bozmadan inceleme yapabildiklerini kaydetti.
Bazı hastalardaki ağır metal miktarlarının belirlendiğini de dile getiren Prof. Dr. Cengiz, ''Örneğin, sinir uzmanlarının, ağır metallerin otistik çocukların sinirsel ve beyinsel faaliyetlerini bozduğu iddiası var. Gerçekten de bu çocukların yüzde 60'ında ağır metal zehirlenmesi çıkıyor ve sonuç hekime gönderiliyor'' diye konuştu.
''BİLEREK KİMSE HATA YAPMAZ''
Prof. Dr. Cengiz, bir gazetecinin, ''Yılda kaç bilirkişi incelemesi yapıyorsunuz?'' sorusu üzerine ''Mahkemelerin bizden haberi yok, haberleri olmamasına rağmen yılda 50 dosya geliyor. İnorganik laboratuvarında 3 dakikada bir sonuç çıkıyor'' dedi.
Salih Cengiz, ''Bu incelemeyi daha hızlı yapan var mı?'' sorusunu ise ''Yapan yok'' diye yanıtladı.
Prof. Dr. Cengiz ''Artık aydınlatılamayacak suç kalmayacak mı?'' sorusuna, ''Yalnız biz değiliz, Jandarma ve polis kriminal, Adli Tıp Kurumu, üniversitelerin adli tıp ana bilim dalları da var. Bizim iddiamız bunların hepsinin lideri olmak. Bu yola da girdik'' karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, ''Adli Tıp Kurumu'ndaki hatalar sizde olmayacak mı?'' diye sorduğu Prof. Dr. Cengiz, ''Niye olmasın? Bir kere yaparsınız hatayı ve sonra çekilirsiniz piyasadan'' dedi.
Prof. Dr. Cengiz, aynı gazetecinin, ''Bu bir mesaj mı?'' demesi üzerine de ''Mesaj tabii'' diye konuştu.
Bütün kurumların hata yapmamayı amaçladığını anlatan Prof. Dr. Cengiz, ''Bilerek kimse hata yapmaz. Hata yapıldığı zaman geriye dönersiniz 'Hatam nerede' diye bakarsınız ve düzeltirsiniz. Hatayı düzeltmek yönetimin, devletin, üniversitenin görevlerinden biridir. Hata yapılır, herkes hata yapar. Üst üste tekrarlanırsa üst üste düzeltilir. Düzeltilmiyorsa iş başka'' dedi.
Prof. Dr. Yaşar İşcan da çalışmaları hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. İşcan, Elazığ'da bulunan ve 800 yıldır çürümeyen Arap Baba Mumyası'nın çürümeye başladığını belirterek, bunun üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İmdat Elmas da 1982 yılında kurulan enstitüde, 1986 yılında fen, sosyal ve tıp ana bilim dalları açıldığını, bugüne kadar 70'i doktora, 350'si yüksek lisans olmak üzere 420 öğrencinin mezun olduğunu, halen de 200 öğrencinin eğitimlerine devam ettiğini bildirdi.
Enstitüde bilimsel araştırmaların yanı sıra bilirkişilik ve laboratuvar hizmeti de verildiğini ifade eden Prof. Dr. Elmas, yokluğu önemli bir eksiklik olan Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nın, Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak'ın desteğiyle 2 yılda kurulduğunu anlattı.
Projenin 1,5-2 milyon TL'ye mal olduğunu belirten Prof. Dr. Elmas, laboratuvarın öğrenciler için önemli bir açılım yarattığını söyledi.
Prof. Dr. Elmas, İstanbul'da toksik maddelerin değerlendirileceği laboratuvar sayısının çok yetersiz olduğunu dile getirerek, ''Bu laboratuvar maliyetli olduğu için kurulması zor. Bu nedenle tetkikler yapılamıyordu ya da örnekler yurt dışına gönderiliyordu. Bu döviz kaçışına, işlemlerin gecikmesine ve azalmasına neden oluyordu. Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nın bu alanda çok önemli bir eksikliği giderdiğine inanıyorum'' diye konuştu.
Laboratuvarın, iş yerlerindeki kirliliğin belirlenmesi, toksikolojik olayın aydınlatılması ve halk sağlığı açısından önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Elmas, şunları söyledi:
''Burada, tüm inorganik ve organik maddelerin analizi mümkün. Tüm vücut sıvıları ve dokularda, su ve gıda örneklerinde, toprak, cam ve her türlü katı delil veya örneklerde, selenyum, iyot, arsenik, cıva, kurşun gibi nitel ve nicel her türlü inorganik analizlerin yanı sıra her türlü organik madde (ilaç, uyuşturucu, alkol türleri, toluen, ksilen gibi uçucu ve yarı uçucu maddeler) analizi, taraması ve miktar tayini yapılabilmektedir.''
''TÜRKİYE'DE İLK KEZ KURULDU''
Konuşmaların ardından Fen Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Salih Cengiz, basın mensuplarına yeni açılan Adli Toksikoloji ve Adli Patoloji Laboratuvarlarını gezdirdi.
Adli Toksikoloji Laboratuvarı'nda 36 çeşit uyuşturucunun 12 dakikada analizinin yapılabildiğini bildiren Prof. Dr. Cengiz, ''12 dakikada uyuşturucunun teşhisini, kanda, idrarda, terde, saçta ve tükürükte ne kadar olduğunu söyleyebilecek bir sistem. Bu Türkiye'de ilk kez kuruldu. Daha önceden 2 günde yapılabiliyordu'' diye konuştu.
Kanda ve sıvılarda bulunan alkol ve uçucu maddelerin otomatik olarak tespit edilebildiğini anlatan Prof. Dr. Cengiz, katı delillerin yapısını bozmadan inceleme yapabildiklerini kaydetti.
Bazı hastalardaki ağır metal miktarlarının belirlendiğini de dile getiren Prof. Dr. Cengiz, ''Örneğin, sinir uzmanlarının, ağır metallerin otistik çocukların sinirsel ve beyinsel faaliyetlerini bozduğu iddiası var. Gerçekten de bu çocukların yüzde 60'ında ağır metal zehirlenmesi çıkıyor ve sonuç hekime gönderiliyor'' diye konuştu.
''BİLEREK KİMSE HATA YAPMAZ''
Prof. Dr. Cengiz, bir gazetecinin, ''Yılda kaç bilirkişi incelemesi yapıyorsunuz?'' sorusu üzerine ''Mahkemelerin bizden haberi yok, haberleri olmamasına rağmen yılda 50 dosya geliyor. İnorganik laboratuvarında 3 dakikada bir sonuç çıkıyor'' dedi.
Salih Cengiz, ''Bu incelemeyi daha hızlı yapan var mı?'' sorusunu ise ''Yapan yok'' diye yanıtladı.
Prof. Dr. Cengiz ''Artık aydınlatılamayacak suç kalmayacak mı?'' sorusuna, ''Yalnız biz değiliz, Jandarma ve polis kriminal, Adli Tıp Kurumu, üniversitelerin adli tıp ana bilim dalları da var. Bizim iddiamız bunların hepsinin lideri olmak. Bu yola da girdik'' karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, ''Adli Tıp Kurumu'ndaki hatalar sizde olmayacak mı?'' diye sorduğu Prof. Dr. Cengiz, ''Niye olmasın? Bir kere yaparsınız hatayı ve sonra çekilirsiniz piyasadan'' dedi.
Prof. Dr. Cengiz, aynı gazetecinin, ''Bu bir mesaj mı?'' demesi üzerine de ''Mesaj tabii'' diye konuştu.
Bütün kurumların hata yapmamayı amaçladığını anlatan Prof. Dr. Cengiz, ''Bilerek kimse hata yapmaz. Hata yapıldığı zaman geriye dönersiniz 'Hatam nerede' diye bakarsınız ve düzeltirsiniz. Hatayı düzeltmek yönetimin, devletin, üniversitenin görevlerinden biridir. Hata yapılır, herkes hata yapar. Üst üste tekrarlanırsa üst üste düzeltilir. Düzeltilmiyorsa iş başka'' dedi.
Prof. Dr. Yaşar İşcan da çalışmaları hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. İşcan, Elazığ'da bulunan ve 800 yıldır çürümeyen Arap Baba Mumyası'nın çürümeye başladığını belirterek, bunun üzerinde çalıştıklarını söyledi.