HABER7.COM & CİHAN - Kadına yönelik şiddetin hala varlığını sürdürdüğüne değinen Güneş, şiddetin, kadının bedensel ve ruh sağlığını etkilemekle kalmayıp, onun sosyal statülerinin yükselmesine de engel olduğunu kaydetti.
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar şiddet gördüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Gülsen Güneş, "Ülkemizde her 10 kadından 4'ü fiziksel şiddet görmektedir. Dayak yemekte, vurulmakta, itilmekte, fiziksel olarak yaralanmaktadır." dedi.
Kadına fiziksel olarak uygulanan şiddet, kadında yaralanmalara, organ hasarlarına, geçici ya da kalıcı sakatlıklara, jinekolojik yakınmalara sebep olduğun kaydeden Güneş, "Şiddet sadece fiziksel şiddetten ibaret değildir. Kadına sözlü saldırı, aşağılamak, alay etmek, küfür etmek, hakaret etmek, katı kurallar ve sınırlar koyarak baskı yapmak, ailesine gitmesine izin vermemek gibi davranışlar duygusal şiddet, kadın istemediği halde cinsel ilişkiye zorlanması cinsel şiddet, kadının çalışmasına izin vermemek, elindeki parayı almak da ekonomik şiddet olarak tanımlanmaktadır." şeklinde konuştu.
Türkiye'de eğitim ile şiddet arasında önemli bir ilişki olduğunu belirten Prof. Dr. Gülsen Güneş, "Eğitim düzeyi düşük olan kadınlar ve genç kadınlar daha fazla şiddete maruz kalmaktadır. O halde kız çocuklarının okutulması ve erken yaşta evlenmelerine engel olmak onların şiddete maruz kalmalarını önleyecektir. Ülkemizde Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan kadınlar daha fazla şiddete maruz kalmaktadır. Ekonomik durumun kötü olması, işsizlik gibi faktörler de şiddeti artıran önemli faktörlerdir. Ailede çocukken tanık olunan şiddet, toplumsal değer yargıları gibi sosyal nedenler ve erkeğin düşük benlik saygısının olması, kıskançlık duyguları, erkeğin fiziksel gücünü gösterme isteği gibi psikolojik nedenler de şiddeti artıran faktörlerdir." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddet konusunda son yıllarda gerek uluslararası gerekse ulusal anlamda bir takım çabalar olduğunu anımsatan Prof. Dr. Gülsen Güneş, "Yasalarımızda kadını koruyan yönde değişiklikler yapılmıştır. Şiddeti önlemek için öncelikle kızlarımızı ve kadınlarımızı güçlendirmeliyiz. Toplumsal değer yargılarımız değişmeli, şiddeti benimseyen toplum düşüncesi değişmeli, çocuklarımızı da bu yönde yetiştirmeliyiz. Birçok kuruma bu konuda görev düşmektedir. Toplum olarak topyekûn bir değişikliğe ihtiyacımız var ki kadınlarımız şiddet görmesinler." dedi.