1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Prof. Kemal Sayar: Merhamet Yorgunluğu Yaşıyoruz!

Prof. Kemal Sayar: Merhamet Yorgunluğu Yaşıyoruz!

Terörün hedefinin insanda psikolojik hasar bırakmak olduğunu söyleyen Sayar "Merhamet yorgunluğu yaşıyoruz." dedi... İşte Sabah Gazetesi'nde yer alan söyleşinin ayrıntıları...

A+A-

- Geçen hafta Suruç'ta IŞİD'in terör eylemiyle 32 insanımız yaşamını yitirdi. Hepimizin için yandı. Bu eyleme prim vermemek için ne yapmalıyız? 

- Terör yıldırmak amacına matuftur. Toplumların, millet olma şuurunu, dayanışma duygusunu yok etmek ister. Bu bakımından terör eylemini tamamlayan şey, insanların kendi aralarında terörü tarif ederken kullandığı dildir. 

- Nasıl bir dil kullanmalıyız? 

- Aslında hepimizin kendi kendine sorması gereken sorular var. Nereden gelirse gelsin insan hayatının kutsiyetine kasteden her türlü eylemi kınıyor muyuz, yoksa hasım saydığımıza yönelen şiddetin, terörün kabul edilir, meşru olduğunu mu düşünüyoruz. Bunun için hepimizin içimizdeki o küçük diktatörle yüzleşmesi gerekiyor. 

- Kimdir o diktatör ve bize ne der? 

- Bize, bizim gibi olanı sevimli gösteren, karşımızda olanı sevimsizleştiren ona yönelik şiddeti meşru gören o içimizdeki faşist diktatördür. 

- Peki onunla yüzleşebiliyor muyuz? 

- Bu bir olgunluk meselesi. Olgunluk, 'öteki' insanı öğrenmeye değer bir varlık olarak görebilmektir. Ona giderken önyargılardan arınıp onu dinlemeye değer muhatap olarak kabul etmemiz gerekir. Demokratik olgunluk, demokratik zeminde yapılacak bir politika sadece hasımları alt etmek üzerine kurulu olamaz. Demokratik olgunluk kendimden saymadığımdan bir şeyler öğrenmeyi de gerektirir. Biz toplum olarak kriz dönemlerinde bu olgunluğu gösteremiyoruz. İlkel savunma mekanizmalarına savruluyoruz. 

- Nedir o savunma mekanizmaları?

- Biz iyiler, onlar kötüler şeklinde dünyayı keskin hatlarla ikiye ayırır bu savunma mekanizması. Kendimizde kabul etmek istemediğimiz, ayıp saydığımız şeyleri hasım bildiklerimiz üzerine yansıtarak rahatlamamızı sağlar. Onlar kötüdür, onlar diktatördür. Onlar Türkiye'ye ihanet etmektedir, onlar demokrasinin önündeki engellerdir... Böyle düşünmeye başladığımız zaman, konuşma, sohbet etme imkanını kaybediyoruz. Bir terör olayından sonra hemen parmaklarımızla işaret edeceğimiz kolay bir fail arama ihtiyacı duyduğumuz zaman işi basitleştiriyoruz ve paranoid ikiliğe savruluyoruz. Böylece dünyayı 'biz' ve 'onlar' olarak ikiye bölmüş oluyoruz. Aramıza kalın duvarlar ördüğümüz zaman da düşünce geçişleri azalıyor ve "Biz iyiyiz", "Onlar kötü", "Biz dünyanın iyiliğini istiyoruz", "Onlar kötülüğünü istiyor", "Dolayısıyla, onlarla her vasıtayı kullanarak mücadele edilir" gibi bir düşünce yanılsamasına savruluyoruz. Buradan şiddete savrulmak çok kolay. Zaten maalesef bugün, sosyal medyada insanların şiddetli atışmalarının, toplumsal ve siyaset sahasında zaman zaman görebildiğimiz birbirini hainlikle suçlamalarının özünde de bu "biz ve onlar ikiliği" yatıyor. 

Bu haber toplam 29177 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3 4 5 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.