Bedensel Dismorfofobik Bozukluğu Nedir Belirtileri Nelerdir?

Bedensel Dismorfofobik Bozukluğu Nedir Belirtileri Nelerdir?
Kişinin görünümünde gerçek olmayan, imgesel bir kusur ile sürekli meşgul olması olarak tanımlanan “beden dismorfofobik bozukluğu” hastaların kendilerini günlük yaşamdan soyutlamasına neden oluyor.

Burnunuzu kemerli, bacaklarınızı çarpık buluyor, kendinize ve çevrenize daha güzel görünmek istiyor olabilirsiniz. Her insanın bedeninde beğenmediği yanları olabilir; ancak bu durumu abartmak psikolojik hatta psikiyatrik sorunlara işaret edebilir. Kişinin görünümünde gerçek olmayan, imgesel bir kusur ile sürekli meşgul olması olarak tanımlanan “beden dismorfofobik bozukluğu” hastaların kendilerini günlük yaşamdan soyutlamasına neden oluyor.  Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Dr. Cem Hızlan, dismorfofobi bozukluğu hakkında bilgi verdi.

Hasta zamanının büyük bir bölümünü ayna karşısında geçirir

Dismorfofobi bozukluğu, kişinin bedensel görünümünün bir ayrıntısını aşırı önemsemesi ve bununla ilgili çeşitli biçimlerde uğraşarak zamanının pek çoğunu bu ayrıntıyla ya da dolaylı biçimde onunla bağlantılı şeylerle geçirmesi halidir.  Bu durum kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyerek, sosyal ve mesleki hayatında bir takım olumsuzluklara neden olmaktadır. Kişi için rahatsızlık veren bedensel ayrıntı gerçekte fark edilmeyebilir ya da hafif düzeyde dikkati çekici bir özellik olabilir. Bu bozuklukla kastedilen nokta belirgin bir bedensel kusurun yarattığı ruh hali değildir. Bu özellikleriyle bu bozukluk, var olduğuna inandığı bir hastalık nedeniyle aşırı zaman harcanmasıyla belirgin olan somatoform bozukluklar içinde yer alır ve davranış özellikleri olarak da benzemektedir. Hasta vaktinin çoğunu ya ayna karşısında ya da var olduğuna inandığı sorunu ispatlamakla uğraşarak geçirir.

Estetik cerrahi sorunu çözmeye yetmez

Somatoform bozuklukta kişi, bir hastalığı olduğuna inanmakta, hekimlerin bunu fark edemediğini, tanı koyamadığını düşünerek sürekli doktor değiştirmekte ve etrafındakileri de bu hastalığın varlığına inandırmaya çalışmaktadır. Beden dismorfik bozukluğunda da aynı davranış biçimi, hayali ya da belirsiz bir beden kusuru üzerine odaklanır. Bu kusurun muhatapları genelde estetik cerrahlar olur; ancak var olduğuna inanılan kusurun özelliği, farklı alanlardaki uzmanların da süreç içine katılmalarına yol açabilir. Bu arada hastanın çevresindeki insanlar da sürekli bu kusurun varlığı üzerine inandırıcı olmaya çalışan açıklamalar dinlemek zorunda kalırlar.

Dismorfofobi yeme bozukluğu ile karıştırılmamalıdır

Beden dismorfik bozukluğuna sıklıkla başka psikiyatrik tanılar da eşlik eder. Öncelikle takıntı hastalığı (obsesif kompulsif bozukluk), kaygı bozuklukları (anksiyete bozuklukları) ve depresyon sıklıkla beden dismorfik bozukluğuyla birlikte görülebilir. Bununla beraber beden dismorfik bozukluğu, yeme bozukluklarının bir parçası olan kendini şişman görme durumuyla karıştırılmamalıdır.

Hastalık hastası olmayın

Tipik davranış özellikleri tarif edilirken, pek çok insan kendisinde de zaman zaman benzeri davranış özelliklerinin hafif biçimlerde bulunduğunu düşünebilir. Bu durum insanların kendi psikiyatrik sağlıkları konusunda endişeye düşmelerine, okudukları çeşitli yazılardan sonra psikiyatrik hastalıkları olduğuna inanmalarına yol açar. Oysa bu doğru değildir. Çağdaş psikiyatrik tanı sistemleri bir semptomun varlığı kadar onun günlük hayat içinde ne kadar fonksiyon bozulması yarattığını da önemser.

Mutlaka ruh sağlığı uzmanına danışılmalıdır

Belirgin olmayan kusurların giderilmesi ya da giderilmiş gibi yapılmasının bu durumu düzelteceği düşünüldüğünden hasta zaman zaman bu tür cerrahi ve tıbbi uygulamalara maruz kalmış olabilir. Oysa düzeltiyormuş gibi yapma girişimleri hemen hemen hiç işe yaramaz. Beden dismorfik bozukluğu da diğer nörotik rahatsızlıklar gibi kaygı temelli bir rahatsızlık olduğu için tedavisi de kaygıyı kontrol altına almak temel prensibine göre şekillenir. Nadiren olguların hezeyan düzeylerinde olduğu durumlarda, yaklaşım psikotik hastalıkların tedavisine benzerlik gösterebilir. Bu tür bozukluklar olduğunda mutlaka bir psikiyatri uzmanın başvurulmalıdır.

Kaynak:Aktüel Psikoloji

Bu haber toplam 16466 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.