Alzheimer'da Erken Teşhis İçin Yeni Bir Yöntem
Alzheimer hastalığı dünyada 35 milyondan fazla kişiyi etkiliyor. Amerika’da en fazla ölüme neden olan 6’ıncı hastalık olan Alzheimer, özellikle yaşlılarda bunamayla ortaya çıkıyor. Uzmanlar hastalığın erken teşhisi için yeni bir yöntem üzerinde çalışıyor. Dominic Batty her şey için karısına bağımlı olmak istemiyor. Alzheimer hastalığı olan Batty her işini kendisi göremiyor:
"Bir yanım hastalığımı kabul ediyor ama etrafımdaki herkes bu hastalıkla uğraşmak zorunda kalıyor. Bu onlar için de bir sorun ve bu durum beni rahatsız ediyor."
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi hafıza kaybı. Hastalık ilerledikçe kişi sevdiklerini tanıyamaz, konuşmaz, yürüyemez hatta gülümseyemez hale geliyor. Günümüzün en iyi ilaçları sadece hastalığın belirtileriyle mücadele edebiliyor.
Uzmanlar erken teşhisin hastalığın belirtilerini kontrol etmede ve bakım çabalarını kolaşlaştırmada işe yaradığını söylüyor. Erken teşhis, tedavinin etkili olabilmesi için de önemli.
Basit beyin taraması ve kan testleri Alzheimer’ın fiziksel belirtileri başlamadan teşhis edilmesinde yarar sağlıyor. Erken teşhis yöntemleri Lancet Tıp dergisinde yayınlanan araştırmada vurgulanıyor.
George Washington Tıp Merkezi’nden nörolog doktor Ted Rothstein kan testlerinin beyinde anormal bir tabaka oluşmasına yol açan protein birikintilerini önceden teşhis edebildiğini söylüyor:
"Beyindeki anormal protein tabakası normal protein fonksiyonlarına engel oluyor. Tau adlı proteinin seviyesini kan ve omurilik testleriyle ölçebilirsiniz. Tau seviyesi Alzheimerlı hastalarda daha yüksek oluyor."
Hastaların sayısı giderek artarken Alzheimer’ın tedavisi henüz yok.
Uluslararası Alzheimer Merkezi’nin son raporunda hastaların bakımı için bu yıl içinde 604 milyar dolar harcanacağı belirtiliyor. Bu rakam, vaka sayısı 2050 yılında üç katına çıkınca daha da artacak.
Şu anda hastalığın ilerlemesini önleyecek bir ilaç tedavisi yok. Tedavi, hastalığın belirtilerini azaltmada çok etkili değil. Bu hastalar eninde sonunda hafıza kaybına, günlük faaliyetlerinin engellenmesiyle karşı karşıya kalıyor. Beş yıl içinde de hastalar bakımevlerine yerleştiriliyor.
Alzheimer hastalarının yüzde beşi hastalığı aileden kalıtsal olarak alıyor. Ancak hastaların büyük çoğunluğunda yaşlılık önemli bir faktör. 65 yaş sonrası bu hastalığa yakalanma riski beş yılda ikiye katlanıyor. 85 yaşında Alzheimer’a yakalanma riskiyse yüzde 50.
Araştırmacılar ülkelerin bu hastalığın tedavisi için daha fazla kaynak ayırmasını tavsiye ediyor. Aksi takdirde hastalığın maliyeti büyük bir krize yol açabilir.
VOANEWS.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.