Adana'daki Cinayetin Anatomisi

Adana'daki Cinayetin Anatomisi
Adana'da 8 kişiyi öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan zanlının oturduğu eski ve yeni apartmanların kapıcıları, komşuları ve yakınları, olayı duyan herkes gibi ''şaşkınlık'' yaşıyorlar.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Toros Mahallesi'nde, eşi ve çocuğu ile oturduğu evden, yaklaşık 3 ay önce kentin lüks semtleri arasında sayılan Turgut Özal Bulvarı'ndaki bir apartmana taşınan zanlı Murat Y'nin eşinin, kendisine ait gelinlik dikimi yaptığı bir iş yeri bulunuyor.

Murat Y'nin oturduğu eski apartmanın kapıcısı, onun zaman zaman çocuğunu alarak parkta ve bahçede gezdirdiğini, güler yüzle selam verdiğini, sakin bir insan gibi göründüğünü, psikopat ruhlu birine de benzemediğini belirterek, ''Olaya biz de inanamadık. Ancak, onun borç batağında olduğunu biliyorduk. Eve her gün haciz memurları geliyordu. Hatta dün adliyeden onun adına bir yazı daha gelmişti. Buradaki son birkaç aylık aidatlarını bile ödemedi. Birkaç kez aradım, geleceğini söyledi gelmedi'' dedi.

Murat Y'nin yaklaşık 3 ay önce taşındığı Turgut Özal Bulvarı'ndaki apartmanın kapıcısı ise onu apartmanda pek görmediklerini, oğlunun anaokuluna, eşinin de her gün kendi iş yerine gittiğini belirterek, ''Çocuğu, okuldan eve geldiğinde bir yakınları karşılıyordu'' diye konuştu.

Murat Y'nin eşinin bir yakını ise genç kadının yaşadığı şokun etkisinden kurtulamadığını, 6 yaşındaki oğluyla birlikte oturduğu apartmanı terk ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

''Murat Y'nin ailesiyle sürekli problemleri vardı. Ailece pek görüşmezlerdi. Problemleri de alacak-verecek sorunlarından kaynaklanıyordu. Bana bir keresinde, ailesinin tüm parasını aldığını, geri ödemediğini anlattı. Kent merkezindeki dolmuş hatlarını kiralar, şoför bulur çalıştırırdı. Para sıkıntısına girince duraklarını da satmak zorunda kaldı. Ancak, eşinin ailesi onlara her zaman destek olurdu.''

-CİNNETİN ANATOMİSİ-

Psikiyatr Sabri Yurdakul ise insanın, çok sayıda insanı, üstelik kendi ailesinden bireyleri öldürmesinin, ancak çok büyük bir ruhsal sıkıntı ile ortaya çıkabilecek bir durum olduğunu söyledi.

Yurdakul, cinnet getirmenin bir anlık olay olduğunu, o anda kişinin sağlıklı ruh halindeyken yapmayacaklarını bir anda yapabildiğini kaydederek, ''Bu yüzden o kişiyi tanıyanlar daha fazla şok yaşar. Bir cana kıyacak kişinin mutlaka asık suratlı, çatık kaşlı, agresif görüntülü olması gerekmiyor. Çok durağan görünen kişiler de aynı ruhsal çöküntüyle cinayet işleyebilir. Yani cinayet işleyecek yüz, ya da işlemeyecek yüz diye bir şey yoktur'' dedi.

Bu olayda zanlının cinnet getirip getirmediğini söylemenin doğru olmayacağını ifade eden Yurdakul, ''Ancak, anlamını irdeleyecek olursak cinnet, muhakemenin yitirildiği, öfkenin kontrol edilemediği, sakinleşildiğinde ise pişman olunacak şeylerin yapıldığı bir patlama noktasıdır'' diye konuştu.

Psikiyatr Yurdakul, kişinin en yakınlarının bile canına kıyabilmesinin bir anlık ruhsal durum ile ortaya çıkabileceği gibi kimi zaman insanın içinde bulunduğu sıkıntılar ve bu sıkıntıların çözümü karşısında yaşanan çaresizliğin sonucu olabileceğini kaydetti.

Her insanın yaşamının bir devresinde maddi ya da manevi nedenlerle ruhsal çöküntü yaşayabileceğini, ancak çoğu insanın bu sıkıntıları karşısında psikiyatr ya da psikolog desteği almaktan çekindiğini ifade ederek, ''Oysa, bu desteği almaktan hiç kimse çekinmemeli'' diye konuştu.

Bu haber toplam 4669 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.